Tarih boyunca müzik ve ruhbilim ilişkisi üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştır. İlkel toplumlarda hastalıkları kötü ruhların cin, şeytan vs. çıkardığına inanılırmış. Hastalarının bedenlerindeki kötü ruhun sesini, şarkısını bulup çıkarmak için tedavi edebilmek için de büyücüler, rahipler, vs. varmış. Davul, flüt gibi çalgılar eşliğinde şarkılar söyleyerek, danslar ederek bu kötü ruhların bedenden çıkarılabileceğine inanılırmış. İlkel dönemlerin büyücüleri toplumun kahinleri, doktorları olarak büyük bir öneme sahip ve genellikle ilkel çalgıları ilk kullanan kişilermiş.

Eski Çin’de ‘’ Gong ‘’ sesinin kötü ruhları, cinleri, perileri, şeytanları kaçırdığına inanılırmış. Konfüçyus, müzikle ilgili olarak şunları söylemiş , ‘’Müzik insanlar arası ilişkileri düzeltir, gözleri parlatır, kulakları keskinleştirir, kan dolaşımını düzenler , insana uyum kazandırır . ‘’

Eski Mısır’ da papürüsler üzerinde çeşitli hastalıklar üzerinde etkili olan müzik türleri anlatılırmış. Eski Yunan’da ise bir müzik tanrısı ve her biri bir sanat dalının sembolü olan dokuz müzik perisi vardır. Apollon hem müziğin hem de hekimliğin tanrısıdır. Pitagoras , çabuk öfkelenen ya da çabuk umutsuzluğa kapılan insanların belirli melodilerle tedavi edilmesini önermiştir. Platon ‘da uyumlu ve dengeli ses dizelerinin insanların ruhsal yaşantısı üzerinde etkili olduğunu öne sürer.

Ayrıca din kitaplarında, örneğin Tevrat’ta da ruhsal hastalıkların müzikle tedavisine ilişkin ilk uygulamalar yer almaktadır. Kilise ileri gelenleri de müzik ve diğer sanat dallarının iyilik ve kötülük üzerindeki etkisini gözlemlemişler ve müziği tedavi amaçlı kullanmışlardır.

Müslümanlıkta da müziğin ve sesin ayrı bir yeri vardır. Örneğin ‘’ Ezan’ daki huzur verici çağrı sesi yüzyıllar boyu etkili olmaktadır. Müslümanlığın ilk yıllarında Bilali Habeş güzel ve etkili sesi ile okuduğu ezanlarla çevresine güç ve umut vermiştir. M.S. 870 – 950 yılları arasında yaşamış olan İslam alimi Farabi ‘ye göre makamların insanlar üzerindeki ruhsal etkileri şöyledir ; ‘’Rast makamı sefa , Hüseyni makamı sulh , Hicaz makamı tevazuyu simgeler. ‘’

Mevlana ise müzik ve şiiri temel alan bir felsefeyle yola çıkmış tır. Mevlevi felsefesinde müzik ve şiir insanı yaratana yaklaştıran önemli bir araçtır. Dünya üzerinde musıki ile tedavi ilkel çağlardan başlamıştır fakat ilk müzikle tedavi hastanesi 1308 yılında Amasya’da İlhanlı hükümdarı tarafından açılmıştır.

Avrupa’da ilk gerçek manada müzikle tedavi uygulaması On altıncı yüzyılda İngiltere’de Hunter tarafından başlatılmıştır. 1792 yılında Fransa’da Pinel müzikle

tedaviye öncülük etmiştir. İngiltere’de şu an lisans düzeyinde 6 merkezde müzik tedavi çalışmaları sürmektedir.

İkinci dünya savaşı sonrası ABD de Müzik Araştırma Merkezi, Walter Hastesi’nde başlamıştır. Dünya üzerinde pek çok ülkede bilimsel olarak müzikle tedavi merkezleri faaliyet göstermektedir. Norveç, Letonya, Japonya ,Arjantin , Brezilya, Mısır bu ülkelerden bazılarıdır.