Halkın iradesiyle, koltuklarda oturanlar halkın iradesine karşı gelmeye başlamışsa bir şeyler yerinden oynamıştır.
Günlerdir basında yer alan yürüyüş ya da Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının nasıl yapılacağına dair en güzel örnek Yalova’da yaşanmıştır herhalde.

Yalova’da Valiliğin verdiği izin ile Yalova Belediye Başkanlığı’nın organize ettiği Bayrak Yürüyüşü duygu selinin büyüklüğünü de gösterdi. Hiç kimse farklı yorumlar yüklemesin. Organizasyonda emeği geçenler bu güzelliği doyasıya yaşasınlar. Oraya toplanmış binlerce insanın Cumhuriyet denilince nasıl sahiplenileceğinin de bilinmesi amacıyla Yalova en güzel örnek olmuştur.

Kimler yoktu kimler…

Ben olanlardan ziyade olmayanların neden olmadıklarını merak ettim. Cumhurbaşkanlığı’nın izin verdiği bir etkinlikte keşke sayın Valimiz de yer alsaydı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın tüm etkinliklerinde yer alan Valimizin sivil toplumun içinde olması, ben inanıyorum ki coşkuyu daha da arttıracaktı. 
Kuşkusuz, yaşanan gereksiz tartışmalardan sayın Valimiz de etkilenmişti ki yürüyüşe katılmadı. 
Cumhurbaşkanı’nın onayıyla Rektörlük koltuğunda oturan Yalova Üniversitesi Rektörü Eruslu Cumhurbaşkanı’nın onayladığı etkinliğe katılmadı. 

Yalova Üniversitesinin modern ve çağdaş yüzü olarak tanımlanan geçen dönem Rektör Yardımcısı olan, bu dönem o makamı da alınan Prof. Karaosmanoğlu’nun alınmasını da değerlendirirsem, Yalova Üniversitesinin “Cumhuriyet” etkinliklerinde yer almamasına farklı bir yorum getirme hakkım olur mu?
İlahiyat Fakültesi için desteklemeleri de düşününce, birilerinin kafasının arkasında yer alan korkuyu akademisyenlerinde yaşadığını da mı düşüneceğiz?

Ne kadar yazık!

Her seçimden önce tahminde bulunmayı kendine görev sayan sayın Rektör konu Cumhuriyet olunca ne bir etkinliğe katılıyor, ne bir etkinlik yaptırıyor. Cumhuriyet teması içinde eğitim kurumlarına yüklenen bir görev yoktur çünkü (!)

Yalova halkı bize sahip çıkmıyor diye bol kepçeden konuşurken iyi, halkın sahip çıktığı kavramlara sahip çıkmada ortalıkta olmayacaksın, oh ne ala!
Başka olmayanlara gelince.
Olmadıklarının nedeni belli.
Ya Başbakan kızarsa?
Taşıdıkları sıfatlar ve oturdukları koltukların geleceği başbakanın iki dudağı arasında olanlara söyleyecek söz olur mu?
Düşünmeyeceksiniz, konuşmayacaksınız.
Ve ……
O, Sizler …..
Bizlerin temsilcisi de yöneticisi de olamazsınız.
Hiç kusura bakmayın.