Sadettin Kaynak ve Selahattin Pınar aynı dönemin iki büyük bestekarıdır. İkisi de Türk Sanat Müziğinin altın döneminin iki büyük üstadıdırlar. Kaynak ve Pınar Allah vergisi yetenekleri ile Musıki Külliyatımıza ölümsüz eserler kazandırmışlardır. Bu eserlerin bir kısmı büyük Atatürk’ün de beğenisini kazanmıştır.

30 Ekim 2017 günü Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle vereceğimiz konserin repertuarında bu iki büyük bestecinin de eserlerinden çeşitli örnekler olacaktır. Bu yazımızın konusu olan eseri Selahattin Pınar, Rast makamında bestelemiştir. Eserin güftesini Burhan bey yazmıştır. Bu doyumsuz eser konser repertuarımızın en özel şarkısı olarak icra edilecektir. Şimdi sizlere bu eserin hikayesini sunacağım.

Aylar geçiyor sen bana hâlâ geleceksin Yetmez mi bu hasret daha yıllarca mı sürsün Hülyalarımın membaı bir taze çiçeksin Bekletme yazıktır, sen de solar sen de çürürsün

İstanbul’un tanınmış ailelerinden birine mensup olan Atıfet Hanım yakınları ile birlikte bir akşam Taksim’de bulunan Panorama Gazinosu’nda kadınlar matinesine gider.

Münir Nurettin Selçuk programın solistidir, bestekar Selahattin Pınar’da tanburi ile Münir beye eşlik etmektedir. Program sırasında ,Selâhattin Pınar, Atıfet Hanım ile göz göze gelir ve hayran olur… Üstat, yıldırım aşka tutulmuş olacak ki Atıfet hanıma hemen o gün evlenme teklif eder.

Arkadaşlıklarının ilerlemesine rağmen, Selâhattin Pınar’ın 37, Atıfet Hanımın ise 19 yaşında olması nedeniyle, kızın ailesi evlenmelerine razı olmaz. Bunun üzerine Selâhattin Pınar, kendi yöntemine başvurur ve Burhan Bey’in şiirini Rast makamında besteleyerek Atıfet Hanım’a gönderir.

Bu şarkıyı dinleyen Atıfet Hanım, bohçasını topladığı gibi Selâhattin Pınar’a kaçar. Evlenirler ve Selâhattin Pınar ölene kadar beraber yaşarlar.

Bir şarkı insanın yaşamını nasıl etkiliyor diye merak edenlere en güzel örnek, bu yaşanmış hikayedir. Şarkılar, insanların yaşamına mutluluk ve şifa sunabilecek kadar güçlü sanat varlıklarıdır. Bu eserler toplumların kültür hazinelerinin en nadide eserlerini teşkil etmektedir. Sanat eserlerine ve sanatçılara verilen değer o ülkenin medeniyet seviyesini gösteren en önemli göstergedir.

Dün akşam üzeri Yalova Belediye Başkanımız sayın Vefa Salman’a yaptığımız ziyarette, 20 Ağustos 2017 günü yaptığımız Atatürk konserine vermiş olduğu desteğe teşekkür etmek için Yalova Musıki Derneği Yönetim Kurulu üyesi bir gurup arkadaşımla hazırlamış olduğumuz plaketi sunduk. Yapılan konser Türk Sanat Müziği dalında Türkiye’de yapılan en geniş katılımlı ( 264 kişi ) konserdi.

Belediye Başkanımızla yapılan sohbetin bir bölümünde , Açık Hava Müzesi ‘nin bulunduğu Sanat Sokağın geleceği üzerine yoğunlaştık. Yalova Belediyesi olarak bu alanı satmayı düşünmediklerini açık ve kesin bir şekilde ifade etti ve bu tür haberlerin nereden çıktığını merak ettiğini söyledi. Yalova Belediye Meclis kararı ile bu alanların imar planlarında tekrar Kültürel ve Sanatsal Tesis alanı olarak tescil edilmesini talep ettiğimizde sayın başkan, İmar Müdürü Kemal Baş ile görüşerek bahse konu olan alanların Yalova Belediyesi imar planlarında Kültürel ve Sanatsal Sosyal Tesis alanı olarak işli olduğunu teyit etti.

Bizler de bu konu ile ilgili düşüncelerimizi açık olarak kendisine sunma fırsatını bulduk. Bu alanın Yalova Kültür Sanat Parkı olarak düzenlenmesini ve Kültür Sanat Kurumlarının bu alan içinde toplanarak sanat sokağın ihya edilmesinin Yalova’nın kültür ve sanat yaşamına olumlu katkılar yapacağını ve böyle bir çalışmayı bir an önce başlatmalarını rica ve talep ettik Yalova’nın sanata ve sanatçıya verdiği önemi ve değeri gösterecek böyle bir çalışmanın şehrimize ve ülkemize önemli katkıları olacağını anlattık. Buradaki Sanat ve Kültür Kurumlarında eğitim gören yüzlerce çocuğumuzun kentlilik bilincinin gelişimine sunacağı katkılar ile ‘’ UMUTLU YALOVA ‘’ hedefine ulaşmak daha kolaylaşacaktır. Böyle bir çalışma başlatılırsa müteşekkir olacağımızı söyledik. Samimi ve sıcak bir ortamda gerçekleşen sohbetimiz, dilerim Yalova’mızın önemli bir sorununu çözümlemek için vesile olu