İnsanlık aleminde kültürel zenginlikler belli merkezlerden dışa doğru dalga , dalga yayılmıştır. Her dalgada, o kültüre ait kültürel varlıklar ya da eserler bir önceki dalgadan daha öteye taşınmıştır. Kabileden kabileye, şehirden şehire yayılan bu değerler ufak tefek farklılıklar göstererek tekamül etmiştir.

Yapılan kazılarda ele geçen eserler, tarih, coğrafya ve etnolojik usullerle incelenince, kökeni hakkında belli fikirlere ulaşılmaktadır . Ele geçen eserlerin büyük bir kısmının menbaı Orta Asya’dır.

Basit vurmalı çalgılardan sonra insanların icat ettiği çekirdek, taş, kemik, kamış vs. delikli veya deliksiz flütler vasıtası ile musıki alanında gelişmeler başlamış ve nihayetinde Pan Flütlerin icadı ile de musıki alanında çok önemli bir eşik aşılmıştır .

Zira Pan Flütler vasıtası ile birbirinden farklı dereceleri olan sesler elde edilmeye başlanmıştır. Bir gam skalası ihtiva eden ilk çalgı Pan Flüttür . Yan yana dizilmiş birbirinden farklı uzunluktaki kamışlardan elde edilen bu çalgının en eski örneği, M.Ö. 2.155 yılında Çin hudutları içinde bulunan bir Türk bölgeden çıkarılmıştır.

Müzikologların yaptığı araştırmalardan bu çalgının Çin üzerinden Yunanistan’a ve Bering Boğazı üzerinden de Kuzey Amerika kıtasına ulaştığı düşünülmektedir. Yunanistan’da bu çalgıya mitolojik dönemde ( Syrinks ) adı verilmiştir. (Kanımca Antik Yunan Tanrılarından Hermes’in icadı olan Lir, Pan Flütten esinlenerek yapılmıştır ) Pan Flüt en popüler olarak Amerika kıtasında kullanılmıştır ve bu kıtada sihirli aşk çalgısı olarak ünlenmiştir. Avrupa’nın iç kısımlarında bu çalgı çok daha uzun bir zaman diliminden sonra ortaya çıkmıştır.

Mesut Cemil Türk Tarihinin ana hatlarını yazdığı yazısında, Pan Flütlerin icadı ile medeniyet tarihinde büyük bir adım atıldığını ve bu günkü tonal musıkisnin başlangıcı olarak Pan Flüt’ün icadının milat sayılabileceğini söylemiştir.

Pan Flütlerinin icadından önce kullanılan musıki çalgılarının ilkel yapıları sebebiyle müzikal ve ahenkli sesler elde edilememekteydi, çalgıların vasıfsız ve niteliksiz olması sebebiyle elde edilen tuhaf sesler ancak, ruhani varlıkların uzaklaştırılması, dinsel temalı ayinlerin ve ilkel dini törenlerin belli ritüellerinin yerine getirilmesi için kullanılıyordu. Sanatsal amaçlı çalgı kullanımı Pan Flütlerin icadı ile başlamıştır diyebiliriz.

Pan Flüt ile ilk defa bir çalgı , musıki amaçlı kullanılmaya başlandı. Pan Flüt, Tuba, Trompet cinsi basit aerofonlar ( içinde havanın titreşmesiyle ses veren çalgılar ) bütün nefesli çalgıların atası sayılabilir.

Asya’dan Kuzey Amerika Pan Flütleri ve diğer kültürel değerleri aktaran ve taşıyanlar maceraperestlerdir. Kamçatka ve Alaska‘yı birbirine bağlayan Bering Boğazı üzerinden Amerika kıtasına ulaşan bu çalgılar Amerika’nın iç bölgelerinde yaşayan yerlilerin eline geçmiştir. Amerika kıtasında evrimleşen ve gelişen bu çalgılar zaman içinde Trompet ve benzerleri çalgılar olarak insanlığın kullanımına sunulmuştur.

Orta Asya’da Türkler vasıtasıyla dünyaya yayılan Flüt tarzı çalgıların günümüz dünyasının vazgeçilmez modern çalgılarına dönüşmesi serüveni müthiş etkileyici bir maceradır. Çocukluğumuzdan beri duyduğumuz kamıştan üretilmiş kaval ve ney efsaneleri nesilden nesile anlatılır durur. Mevlana Ney ile dünya üzerinde dev bir gönül imparatorluğu kurdu. Yediyüzelli senedir yaşayan Mevlevilik geleneğinin temelinde bu üflemeli çalgının çok önemli bir yeri olmuştur. Yarın bu efsanelerden birini sizlerle paylaşacağım. Hoşça kalın.