Bu hafta sizlere faklı bir konuyu ele almak istedim.Birkaç haftadır konumuz ilimizde olan sanatsal faaliyetler hakkında bir şeyler yazmaya çalışmıştım.

Şimdide Yalova’da esnaf konusunu incelemek istedim.Bu yazıyla ilgili olarak Erkan arkadaşımın duyarlılığı bu yazıyı yazmamda etkili oldu.Neden mi diye sorarsanız ;bir anısını paylaşınca yazmaya karar verdim.

Geçtiğimiz haftalarda ;Erkan Hocamın il dışından misafirleri gelir.Tabi gelen eşi dostu ağırlamakta hocamızın boynunun borcudur.Güzel ilimizin gezdirelerek onlara hoş bir seda yaşatılmaya karar verilir.Derken hep beraber yemeğe gidilir.Çarşı merkezde bir mekana oturulur.Gerek sunumun zayıflığı gerekse de hizmet anlayışındaki noksanlık hemen göze çarpar.Bir tatlı tebessümün ve ilginin onların gönüllerini de doyuracağı nedense akıllara gelmemiştir.Neyse hesap ödenir ve o mekandan ayrılmaya karar verilir.Geride hoş bir seda kalmamıştır.

Hatırlıyorum da yıllar önce burada görev yapan valimizin bir serzenişi olmuştu.Ben bu ilin mülki amiriyim.Sabah saat 8.00 de görevimin başındayım.Ama Yalova Esnafını bu saatte açık göremiyorum demişti.Valimizin bir temenniden ibaret olan açıklamasının haklı olduğu tarafı da göz ardı etmemek lazım.

Esnaflık da kolay bir iş değil.Herkes bu mesleği icra edemez.Ayrı bir çaba ve özveri isteyen bir meslek.Meşaketli bir yoldan geçilerek bir meslek sahibi olunuyor.Geçenlerde sevdiğim bir abim bana ;sermayemin %55 dilimin tatlılığı demişti.Güleryüzlü bu abimin belli bir yere gelmesine şaşmamak lazım.Atalarımız boşuna söylememiş.’’Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır.’’

Yalova esnafının hem kendi geleceği hem de ilimize yapacağı katkıları düşünerek adım atacağını tahmin ediyorum.Daha sabırlı ve cana yakın bir anlayışla hizmet etmenin herkes açısından kazanç olacağını düşünerek yazımı noktalarken ;her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.

Önümüzdeki haftalar yeni gündemler de buluşmak dileğiyle…