29 Ocak tarihi Batı Trakya Türklüğü için anlamlı ve onurlu bir direniş günüdür. Yalova’mızda da azımsanmayacak bir nüfus, 1924 mübadelesi ve sonraki değişik tarihlerde batı Trakya’dan göç edenler ve onların torunlarından oluşmaktadır. Yalova’nın her mahallesinde yaşamakta iseler de yoğunluklu olarak Bayraktepe mahallesinde ikamet ederlerdi. Dernekleri aracılığı ile Yalova Belediyesinden bazı talepleri olmuştu. 10 Kasım’a denk gelecek şekilde, öncelikle olarak yaşlılardan oluşan bir otobüs insanımızı hem kardeş şehrimiz Gümülcine’ye ziyarete hem de kendi “Ata” köylerine gezmeye götürmeye başlamıştık. Ayrıca eski Çamlık’ta yapılan şehrin en güzel parkının içine bir dernek binası yapılmasını ve parka da “29 Ocak Batı Trakya” isminin verilmesini istemişlerdi. Meclis olarak olumlu bakmış ve gerekli kararı almıştık. Dörtyol’da geçici olarak yapılan prefabrik yapının süresinin 2o14 Haziran’ında dolacağını ve onun parka taşınabileceğini bildirmiş idik. Yeni yönetim de bu düşünceyi devam ettirerek, prefabrik yapıyı parkın içine taşıdı ve Batı Trakyalı hemşerilerimizin bir buluşma noktası oldu.
 Ama aldığımız meclis kararının gereğinin, yani “29 Ocak Batı Trakya” isminin tabelası yaptırılıp, parka asılmadığınımüşahade edince, dernek yöneticilerini arayarak bu konuyu sordum. Tekrar dilekçe vererek önce “29 Ocak Batı Trakya” adının verilmesini istediklerini ama olumsuz cevap aldıklarını söylediler. Hatta daha sonra bir kez de “Dr. Ahmet Sadık” isminin verilmesi için talepte bulunduklarını, maalesef onun da reddedildiğini ifade ettiler. “29 Ocak Batı Trakya” ismi o parka meclis kararı ile verilmiştir. Eğer uygun bulmuyorlarsa, meclis gündemine getirip ismi meclis kararı ile kaldırmaları ve değiştirmeleri gerekir.
 29 Ocak 1988 tarihi Batı Trakya Türkü’nün baskılara boyun eğmeyeceğini ve milli kimliğini tüm dünyaya haykırdığı gündür. 29 Ocak, Türk geleneklerini terk etmeden, onurlu bir vatandaş olarak aynı ülkede yaşama arzusunun haykırıldığı gündür. Bu günün yoğun yaşandığı kentlerin başında kardeş şehrimiz Gümülcine gelmektedir. Türk Gençler Birliği’nin başı çektiği bu gün, Yargıtay kararıyla ‘Yunanistan’da Türk yoktur’, gerekçesiyle derneklerin başındaki Türk kelimesinin kaldırılması istenmiş ve bu gerekçeyle dernekler kapatılmıştır. Aslında amaç bu bahaneyle azınlık haklarını yok etmektir. Ve o gün haksızlığa karşı bir isyan günüdür. 29 Ocak 1990’da yani bu Milli Direniş gününün 2.inci senesinde yine Gümülcine’de yüzlerce dükkân yağmalanmış ve soydaşlarımız baskı altına alınmak istenmiştir. Direniş kazanmış ve neticesinde, Yunanistan yasalar önünde “eşitlik” politikasını ilân etmek zorunda kalmıştır.
 Türk milletinin mensubu olmaktan şeref duyarız. Etnisite derdimiz tarihte hiç olmamıştır. Şimdi de yoktur. Hoşgörü ve adalet temel ilkelerimizdir. Töremize uyanı Türk kabul ederiz. Oğuz, Türkmen, Çerkez, Kürt, Laz hiç fark etmez. Tevhid esaslı adalettir, töremiz. Ama ben ne törenize uyarım ne de kendimi bu milletin mensubu görürüm, diyen varsa, kendi tercihidir der; yolcuyu yolculamanın edebi içinde gereğini yapmaktan imtina etmeyiz. Amma velakin,  övünerek Atatürk’ün partisinden seçildiğini iddia eden ve Türk Dünyası şairler müzesini iptal edenleri, Batı Trakya Türklüğünün Direniş günü olan “29 Ocak Batı Trakya” ismini parktan kaldıranları ve bunlara ses çıkarmayan meclis üyelerini anlamakta zorlanıyorum. 
Cigoş oynamak yetmiyor…