Bilmem hatırlarmısınız?

Ankara yollarının hayalini kurduğunuz günlerde işyerinize dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından sizleri sıkıştırması için müfettiş gönderildiğini  ortak bir dost aracılığı ile sizlere ilk ben duyurmuş idim.

Milletin sizi vekaletlendirdiği ilk günden bu yana sizden adıma birşey istediğimide hatırlamıyorum.

Bırakın sizi Yalova'yı temsil eden hiçbir vekilden kendime bir şey istemedim.

.........

Cuma günü kahvaltılı basın toplantısı yapmışsınız ve yerel basına karne verip tehditler savurmuşsunuz. Nedeni, sizin haberlerinizi yapmıyor diye.

Oysa partinizin ve partinize mensup Belediye Başkanınızın haberleri seçim süresincede bu gazetenin sutünlarında yer almıştır. Ama siz sadece sizin,kendinizin haberlerini beklediğiniz için bu bakış açısını yakalayamamışsınız,doğal olarak.

..........

Hatırlatmak isterim ki, yazının başlığındaki üç kelimeyi partinizin Merkez İlçe kongresinde partiniz üyeleri için siz kullanmış idiniz. Bu sözlerin kaydı elinde bulunanlardan biride yine bizim muhabirimizdi. Siz bu konuşmanın ulusalda kendinize zarar vereceğini söyleyip kullanılmamasını rica etmiştiniz. Siyasi rakipleriniz araya insanlar sokup o görüntüleri istemişti. Muhabir arkadaş size verdiği sözün arkasında sonuna kadar durdu. Halen de durmaktadır. O arkadaş o zaman da yandaş değildi, bugün de yandaş değil. Bu gazete o zamanda yandaş değildi bugünde yandaş değil.

Ama haberse aradığımız, haber oydu işte.

..........

Ne kaderdir ki yapmadığımız haberlerden yakınmış, benim tabirimle çok güzel fırçalamışsınız yerel basını.

Seçim sürecinde sizi yazmadıkları için.

Ne enteresandır ki yine bu yerel basın sizin cinsel taciz iddialarıyla suçlandığınızı da yazmadı. Yerel seçimler sonrasında ramazan ayında plajda soğucacık birayı yuvarlamanızla da ilgilenmedi.

Onlar haber değilmiydi?

Yoksa bizim mi gazetecilikten haberimiz yoktu?

O günlerde biz kahvecilik mi yapıyorduk?

Yandaş gibiydikte biz mi bilmiyorduk?

Yada o günlerde siz bizlere paramı yağdırıyordunuz?

...........

Gazetemizde Başbakan mitingi ile ilgili habere atılan "Yalova Davutoğlu'nu bağrına bastı" başlığını beğenmemişsiniz. Affınıza sığınıyoruz efendim. 3 saat gecikmiş bir siyasetçiyi halk hala beklemişse

bence çokta uygun bir başlık olmuş. Aynı olayı siz yaratın size de "aşık olunmuş" başlığını atalım.

Madem ki gazetelere attıkları başlık için bile karışacak kudretteyseniz ve bilgiye sahipseniz, bu gazetenin kurucu yirmi ortağından biriyken neden ilk hissesini devreden siz oldunuz?

............

Bizleri herşeyi para olarak gören insanlar olarak tanımlamışsınız. Başkasını bilmem ama benim izninizle itirazım olacak,efendim.

Siz, kendi tırınızın kapağının açılması için lazım olan trifaze elektiriği RDKM'den aldığınızı haber yapanlara ağır ithamlarda bulunmuşsunuz,kimdir bilmem. Haberi de görmedim.

Konum o değil.

Ancak tırınızın kapağını 2.5 dakikada açacak elektiriğe bile ihtiyaç duyuyorken bizlerin (hele hele üç günlük gazetenin) kağıt,boya,kalıp,personel masrafı,vergiler için paraya ihtiyacımız olduğu gerçeğini görmezden gelebiliyorsanız, bizim yapacak birşeyimiz yok efendim.

Ne yazık ki bizim de paraya ihtiyacımız var.

Gazeteyi kurutulmuş asma yapraklarına kurşun kalem ile yazamıyoruz.

Bunu satılık olmak yada yandaş olmakla eş değer tutuyorsanız o da sizin sorununuz.

Bana ilginç gelen ise siz, sizin tabirinizle kızmadan(!) bunları söylerken kahvaltıya çağrılıpta orada tarafınızdan fırçalananların bunları dinlemesidir.

Seçimden seçime ortaya çıkanların dışında Türkiye de özellikle yerel basının en önemli gelirinin resmi ilanlar olduğunu sağır sultan bile bilirken seçimde seçime alınan üç beş kuruş ile bu çarkların döndüğünü düşünüyorsanız öncelikle girdiğiniz seçimlerde basına ne kadar bütçe ayırdığınıza bakmanızı isterim.

........

Eyyy,Himmet Aganın torunu.

Bu yazı şahsınıza özeldir ki çok az yaparım,bilirsiniz.

Elmalık köyünün dağlarını ben yarattım edasıyla, yükselirken üzerine bastığınız insanları hakir görüp aşağılamak,herşeyin sizlere ait olduğunu düşünerek,kendinizden başkasına küçücük bir şans dahi tanımamak ta size özel bir ego şişmesidir.

Beni hiç ilgilendirmiyor.

Sekreterlerinize,danışmanlarınıza, partiniz yöneticilerinize talimat verin.(İyi yaptığınız işlerden biridir)Yalova Gazetesini telefon rehberlerinden silebilir,mail listesiden çıkarabilirler. Siz de yeni kurulacak tarafsız gazetelere haber gönderebilirsiniz.

Bu yazıyı seçim öncesi cumartesi günü 1.sayfadan yayınlama imkan ve gücüne sahip idim. Ama ben siyasetçi değilim. Eğer yayınlasaydım, seçmenin beyinlerini karıştırabilirdim,belki.

Benim derdim o olmadı hiç.

Milletvekili,Grup Başkan Vekili,Genel Başkan,Başbakan ve hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz.

Ancak çok iyi tanıdığın Küçük Mümün'ün Mustafa'nın oğlu olarak bir tek ALLAH'a hesap veririm.

HABERİN OLA!