Yalova’nın 4,5 km.lik sahilini derinlik kazanıp tersane kurmak için dolduranlara kimsenin sesi çıkmadı. Bir masalı dinler gibi dinlediler, istihdam söylemlerini. İnsanlar motorlarla Gebze’den geldiğini görmediler sonra. Bedavaya devlet tarafından verilen güzelim sahil elden ele dolaşırken milyon dolarları cebine alanları da görmezden geldiler.

KHK’lerle sizin bahçenize bile el koyma yetkisini kullanan iktidara karşı seslerini bile çıkartamadılar zaten. Ama Yalova adına hangi fuara, hangi tanıtıma gidilirken akıllara ilk gelen çiçekçilere, Tigem’in elden çıkartılması düşünülen tarım arazilerini vermek isteyen ya da verilmesine destek verenleri yerden yere vurmaya kalktılar.



Yapılan haberlere isim ve resim koyamadılar da vatandaş karşı çıkıyor dediler.Yalova’nın sektörü denilen çiçekçiliğe biz karşıyız diyemediler de, öküz altında buzağı aramaya çalıştılar. Siz buraya ne yapmayı düşünüyorsunuz diye sormak zahmetinde bulunmadılar da, kendi insanlarını aşağılamaya çalıştılar. Tigem’in ülke genelinde arazilerini ihaleyle kiraya vereceğini yazdık durduk da bir kez olsun sormadılar.

Ama gerçek yüzleri görülüyor artık. Tersaneciler gibi reklam veremiyor çiçekçiler. Yanlarında sigortalı da gösteremiyor. Avanta maaşı dağıtacak güçleri de yok. Onlar emekleriyle kazanıyorlar. Onlar yeşeren, renklenen emeklerini görebiliyorlarsa para kazanıyorlar.



Deniz sahilini bedavaya kapatanlara, yağdanlık olanlara söylenecek söz yok artık. Onları biliyoruz ve dertlerini anlıyoruz.

Trakya insanının hanımlarına “kancık” diyecek mantalitenin uzantısıdır onlar. Başka bir bakış beklenemez onlardan.

Yalova’da sürekli bir tartışma ve kavga ortamından faydalanıp, nemalananlardır, onlar.

Onlar Yalova için birliktelikte hiçbir şey kazanamazlar. Onların işine gelmez böyle bir birliktelik, netlik. Bulanık suyu, puslu havayı severler.

Dertlerini ve gönüllerindeki güzelliği ortaya koyup Yalova için farklılık düşünen insanların kapı kapı dolaşıp anlattıklarını dinlemeden ahkâm kesen zavallılar!



Avucunuzu yalayın…

 

Akıllı bürokrat!

Cumartesi günkü gazetemizde Tarım İl Müdürü (!) manşet haberimizin içeriğindeydi.

Gazetemize telefon edilmiş. Epey ağır ifadeler kullanılmış. Sebebi Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü’nü, Tarım İl Müdürü olarak yazmamız imiş. Bunun için önüne gelene fırça (!) atmaya kalkan ve kendinde bu hakkı gören zata sesleniyorum. Sen hele o telefonu bana aç bir bakalım!

Babanın oğluna mı fırça (!) atıyorsun bir görelim.

O fırçanın kralını sana sapıyla yedirmeyene Yalova sokakları haram olsun.

Seni devlet kapısında insandır, diye tutana da yazıklar olsun. Senin kim olduğunu bulmadan, sen beni arayacak ve fırça atacak yüreğini bana bir göster bakalım.



Göster de kilonu bir ölçelim (!)