Raif Dinçkök Kültür Merkezi ile Mühendislik Fakültesi arasında ki yola girerseniz sağ tarafınızda, Fakülte bitişiğinde Çocuk Tiyatrosu ve Kütüphanesi binasını göreceksiniz.

   Emekli coğrafya öğretmeni Mesude Engin’in maddi katkıları ile yapılan tiyatro binasının temeli 30 Haziran 2010 da atılmış ve 23 Nisan 2013 te hizmete açılmıştı. Tesis, Mesude Engin ve eşi tiyatro yazarı merhum Sabahattin Engin’in adını taşımakta. 

   Fikir sahibi Mesude hocahanımın, projenin çiziminden uygulamanın bitimine kadar tükenmez enerjisi ile her aşamada ve ayrıntıda titiz gözlemciliği ve takipçiliğinin tanıklarındanım.

   Ne yazık ki kendileri bugüne kadar bütün bu maddi ve manevi katkılarının karşılığını alabilmiş değil, Nedir bu karşılık? Diyeceksiniz ki, bağış ve iyilik karşılık beklemeden yapılır. Karşılığı maddi anlamda alırsanız, doğru. Ama bu hallerde beklenti, yapılan hayrın yerini bulması ve işe yarar olması yani amacına ulaşmasıdır. 

   İşte Mesude Hanım’ı üzen bu. Tesis bugüne kadar amacı doğrultusunda hemen hemen hiç kullanılmadı. Oysa açılışta dönemin Belediye Başkanı, Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan protokol çerçevesinde il içinde ki ilköğretim çocuklarının yılda en aza üç kez tiyatroya getirilmesinin planlandığını söylemişti. 

   Sözler söylendiği yerde kaldı. O günden bugüne acaba kaç oyun sahne aldı? Kaç çocuk tiyatro salonunu ve kütüphaneyi ziyaret etti? Daha doğrusu kendilerine yüz metre mesafede ki Milli Eğitim Müdürlüğünün, okulların, ve öğretmenlerin kaçta kaçının böyle bir tesisin varlığından haberi var. 

   Buradan yeni Başkanımıza ve Milli Eğitim Müdürü’ne seslenmek istiyorum. Eski protokol geçersiz ise lütfen yenileyin. Sn. Başkan bu günlerde çok yoğun, biliyorum. Ancak Kültür Müdürü var. Bu onun görev alanında. Yine Milli Eğitim Müdürünün Kültür ve Sosyal etkinliklerden sorumlu yardımcısı var. Bu ikili bu tesisi canlandırır, çocuk sesleriyle doldurabilir.

   Neler yapılabilir? Geçmiş yıllarda okullar arası tiyatro yarışmaları düzenlenmiş, oldukça da yararlı olmuş, ilgi ile izlenmişti. Aynı doğrultuda ilk ve orta okullar arası yeni bir organizasyon yapılır ve oyunlar burada sergilenir. Hatta yarışma dışı gösterilere devam edilerek il ve hatta köy okulları öğrencilerine tiyatroyla tanışma ve izleme fırsatı yaratılabilir. 

   Şehrimize ara sıra profesyonel topluluklar geliyor. Gişe amaçlı bu oyunlar haliyle büyük salonlarda ve ücretli olarak sunuluyor. İzleyicilerini de belli gelir düzeyi olan çocuklar oluşturuyor. Amatör topluluklara burada yer verilirse, belki de sponsorların da katkıları sağlanabilir, bilet alıp tiyatroya gidemeyecek çocuklarla buluşurlar. 

   Çocuk koroları konserler verebilir. Folklor çalışmaları, halk oyunları yarışmaları, Yalova da var mı bilmiyorum, bale eğitimi veren okul veya kurs. Bunların gösterileri çocuk tiyatrosunun sahnesinde neden yer almasın. 

   Çocuk Kütüphanesi kitap tür ve sayı bakımından oldukça zengin. Ama bilen ve yararlanan yok denecek kadar az. Öğretmenler ayda, haftada bir günlerini ayırsa, derslerini kütüphane salonunda yapsalar. Çocuklar kütüphane ve kitap kokusu solusalar. 

   İşte bunlar ilk anda benim aklıma gelenler. Gerisi daha yaratıcı olan yöneticilerimizde.