Açıklamada, "Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 16  Ekim 1945'te Kanada'da kurulmuş ve merkezi  1951 yılında Roma'ya nakledilmiştir. Türkiye ise bu örgüte 9 Haziran 1947 tarihinde üye olmuştur. Ayrıca örgütün Türkiye’de de  temsilciliği  bulunmaktadır.    Dünyada ki gıda ve beslenme  sorunlarının boyutları ve önemi hakkında  kamuoyunu aydınlatmak, gıda israfını  önlemek, herkesi kötü, yanlış beslenme ve açlığa karşı  mücadeleye çağırmak amacıyla her yıl 16 Ekim  günü Dünya Gıda Günü olarak  kutlanmaktadır. 

Bakanlığımız koordinatörlüğünde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile ortaklaşa yürütülen ve her yıl çeşitli  etkinliklerle kutlanan Dünya Gıda Günü’ nün  bu yılki ana teması ‘’Tarım Kooperatifleri: Dünyayı Beslemenin Anahtarı’’ olarak belirlenmiştir.FAO'nun en önemli görevleri  arasında Dünyada açlıkla mücadele ve sürdürülebilir gıda temini yer almaktadır. Dünyada her yedi kişiden biri yetersiz besleniyor. Oysa insanoğlu açlığı ortadan kaldıracak ve  sürdürülebilir kalkınmayı teşvik edecek gerekli araçlara sahip.Halen dünyada yaklaşık 900 milyon insan açlık çekmekte ve bunların yüzde 70'i kırsal tarım alanlarında küçük arazili çiftçilerden oluşmaktadır.

2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyarı aşması beklenmekte olup, mevcut sınırlı tarım alanlarından 2 milyar daha insanın gıda ihtiyacını temin etmek gerekecektir. Bu durum ise aç insan sayısının daha da artacağının göstermektedir. Bu üreticilerin fayda sağlayabilmesi için yüksek gıda fiyatlarının onlara varıncaya kadar bütün değer zincirine yansıtılması gerekiyor. Çiftçiler de yüksek kaliteli malzemeye ulaşmada zorluklarla karşı karşıyalar. Ürünlerin satış fiyatları yüksek olsa da, çiftçiler üretimlerini artırmaya karar vermeden önce tohum ve gübrenin değişken maliyetlerini hesaba katmak zorundalar.

Dünyada fakir ve kalkınmakta olan ülkelerde genellikle küçük arazili çiftçiler ilkel yöntemlerle kıraç alanlarda tarımsal üretim yapmaya çalışmakta ve emeklerinin karşılığını alamamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeki birçok küçük üretici çeşitli zorluklarla karşı karşıya da kalmaktadır. Genellikle ulusal ve uluslar arası pazarlarda olup bitenden çok uzaktalar Kullanılabilir alanlarda uygun ekipmanlarla, kaliteli tohum, yeterli gübre ve mücadele yöntemleri ile birim alandan ucuz maliyetle yeterli ve kaliteli ürün almak ve en yüksek fiyata pazarlamak sürdürülebilir üretim ve gıda güvencesi için mutlak gerekli yöntemdir.

Geçmişteki araştırma ve deneyimler, tek başına hareket eden küçük çiftçilerin artan gıda fiyatlarından kâr sağlamadığını,ancak güçlü kuruluşlar ve kooperatifler bünyesinde kolektif hareket edenlerin pazar fırsatlarından daha iyi yararlanabildiğini,gıda ve diğer krizlerin olumsuz etkilerinden daha fazla sakınabildiğini gösteriyor. Küçük arazili çiftçilerle bu yöntemi uygulatmak için kooperatifleşme anahtar rol oynamaktadır. İmkanları ekonomik, arazi ve alt yapı olarak kısıtlı küçük çiftçilerin kooperatifleşmesi güçlü birliklerle birleşmeleri zorunluluktur. Küçük Üreticilerin becerilerinin geliştirilmesi onlara önemli bilgilerin aktarılması ve değişen pazarlara uyum sağlamak için kooperatifler ve üretici örgütleri hayati rol oynar.

Koooperatifleşme ile üreticiler ,bilim ve teknolojiye uygun üretim ile  finans kaynaklarına kolay ulaşma ekipman, tohum gübre sulama vb. üretim harcamalarını düşürme, uygun depolama ve nakliye imkanı sağlama, pazarlara daha kolay ulaşma ve pazarlama gücü ile ürünlerini iyi fiyata satabilme imkanına kavuşacaklarıdır..Bunun  sonucunda üreticilerin ekonomik güçleri artacak , böylece geçim kolaylığı ile yerel, ulusal ve uluslararası pazarlarda büyüyen gıda talebini karşılamada daha büyük bir rol üstlenebilecek ve böylelikle yoksulluğun azaltılmasına, açlığın ortadan kaldırılmasına ve gıda güvencesine katkı sağlamış olacaklardır” denildi.
Editör: TE Bilişim