Yalova Müftü Vekili Kahraman Yaman Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Bu yıl ki kutlamaların temasının, 'Cami ve Kitap' olduğunu dile getiren Yaman Camilerde din görevlilerimizin rehberliğinde 'Kitap Okuma Saatleri' düzenleneceğini vurguladı.
Yalova Müftü Vekili Kahraman Yaman Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla yayınladığı mesajında şu sözlere yer verdi, "Diyanet İşleri Başkanlığı Kutlu Doğum Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftasını Kutlama Yönetmeliği gereği 01-07 Ekim 2016 tarihleri arası 'Camiler ve Din görevlileri Haftası' olarak kutlanacaktır. Kadim geleneğimizde olduğu gibi, günümüzde de camileri kitaplarla buluşturmak, her bir camimize mütevazi de olsa bir kitaplık, kütüphane kazandırmak, var olan kitaplıkları, kütüphaneleri zenginleştirmek, kitaplar vasıtasıyla toplumu dini konularda aydınlatmak, vatandaşlarımıza okuma alışkanlığı kazandırmak, camilerimizi ilim ve irfan mektebine dönüştürmek amacıyla, 2016 yılı Camiler ve Din Görevlileri haftası teması 'Cami ve Kitap' olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede, fiziki alt yapısı müsait olan camilerde çocukların ve gençlerin gelip zamanlarını değerlendirebilecekleri, kitap okuyup ev ödevi ve araştırma yapabilecekleri okuma salonları ve geniş çapta kütüphaneler, büyük mahallerde ise A ve B grubu camilerde bulundurulması öngörülen kitapların yer aldığı kütüphaneler yer alacaktır. Camilerde din görevlilerimizin rehberliğinde 'Kitap Okuma Saatleri' düzenlenecektir. İslam’da ibadet yeri Cami veya Mescid’dir. Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicretiyle, İslam’da Mescidin tarihi başlamıştır. Peygamberimiz (sav), Medine’ye birkaç km. mesafede bulunan 'Kuba' köyünde konaklamış ve orada ilk mescidi inşa etmiştir. Medine’ye ulaşır-ulaşmaz, orada da bir mescit inşa etmeye başlamış ve çok kısa zamanda 'El Mecid’ün Nebevi'yi tamamlamıştır. Böylece mescitler, Hz. Peygamberin sağlığında yapılmış, İslam yayıldıkça da mescitlerin sayısı çoğalmıştır. Mescidi Nebevi, İslam'da ilk açık üniversite olarak eğitim ve öğretime hizmet vermiştir. Hz. Peygamberin ihdas ettiği bu anlayış, zamanla daha da gelişerek, camilerin; medreseleri, şifahaneleri, imaretleri ile külliye haline gelmesini sağlamıştır. Böylece camiler, dini, ilmi ve sosyal müesseseleri bünyesinde toplayan merkezler haline gelmiştir. Cami kelimesinin Lügat manası: Toplayan, bir araya getiren bir yere toplayıcı, bir araya getirici anlamındadır. Terim olarak cami, 'Müslüman toplumun genç, ihtiyar demeden, belli bir maksat ve gaye için bir araya geldikleri, omuz-omuza, gönül gönüle vererek, Mekke'de bulunan Kabe'ye yönelip topluca ibadet ettikleri yerin adıdır, Mescit ise; ibadet yeri, Allaha secde edilen yer ve cami manasına kullanılmıştır.
Camiler, ibadet mekânlarıdır. Duaların toplu olarak Allah’a arz edilme yeridir. Renk, dil, ırk farkı gözetilmeksizin mümin gönüllerin kaynaştığı, ellerin birleştiği, ruhların derman bulduğu şifa evleridir. Huzur ve sükûn yerleridir. Allah sevgisinin coştuğu, Milli Birlik ve Beraberlik duygularının kalplerden taştığı, vatan sevgisinin şaha kalktığı bereket odaklarıdır. İlim ve irfan merkezleri, kültür ve medeniyet ocaklarıdır. Tatlı Kur’an nağmelerinin insan benliğini sardığı, niyazların arşa yükseldiği mekânlardır.Camiler; Allah korkusundan dolayı tüylerin diken diken olduğu; kinin, garazın, nefretin, dargınlığın, ayrımcılığın, gururun, riyakârlığın yok olduğu, hapsedildiği kutsi mekanlardır. Sevginin, saygının, yumuşaklığın, merhametin, adaletin, acıma ve bağışlamanın hakim olduğu feyiz merkezleridir.Camiler, açların doyurulduğu, susuzların sulandığı, çıplakların giydirildiği iyilik, güzellik ve hoşluk meskenleridir. İslam’da Cami; insanı dünyadan tamamıyla ayıran bir yapı değildir. İnsanın belli bir süre için bedenen ve ruhen Rabbiyle baş başa bulunmasını temin eden mübarek bir yapıdır. Bir Beytullah'dır. Bu sürenin sonunda insanoğlu günlük işine yaşantısına, görevine, alış-verişine koşmakla görevlidir. Cuma süresinin 10'ncu ayetinde C.Hak  bu hakikati şöyle beyan etmiştir: “ Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki, kurtuluşa erişiniz.”İslam dini, diğer dinlerin aksine Müslümanları belli bir mekânda ibadete zorlamaz. Aksine, temiz olmak şartıyla dilediği her yerde bu görevi yerine getirmesi için serbest bırakır. Zira Peygamberimiz (sav): 'Yeryüzü bana mescit ve temiz kılındı' buyurmuştur.  Böyle olduğu halde Peygamberimiz (sav); cemaatle namaz kılmanın daha faziletli olduğunu beyan etmiştir. Bunun sebebi de; İslam dininin bir toplum dini oluşuna işaret etmesidir. İnsanın kendisini toplumdan soyutlaması ve bir kenara çekilip uzlet hayatı yaşaması hoş karşılanmamaktadır. Müslüman, toplum içinde yaşayacak, gerektiğinde bir din kardeşinin elinden tutacak, iyilikle emredip, kötülüklerden sakındıracaktır. Bunu uygulamanın en güzel yeri de Camilerdir.Camilerin kimler tarafından yapılacağını C. Allah Kur’an-ı Kerimin Tevbe süresi ayet 18'nde şöyle bildirmiştir: 'Allah’ın mescitlerini sadece, Allaha ve Ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekât veren ve ancak Allahtan korkan kimseler onarır. İşte onlar doğru yolda bulunanlardan olabilirler'Peygamberimiz (sav) de şöyle buyurmuştur: 'Allah’ın rızasını istemek üzere Mescit bina eden kimseye, Allah, cennette benzerlerini bina eder', 'Kim kuş yuvası kadar olsun bir mescit inşa ederse, Allah Teâla ona cennette bir köşk inşa ettirir'

Editör: TE Bilişim