Mevcut devlet memurları kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin bakanlığın ve özel öğretim kurumlarının gelecek vizyonuyla uyumlu olmadığı dile getiren Eğitim Bir-Sen Yalova Şube Başkanı Uğur Hakan Tan, öğretmenlik’ özelinde değil de kamu personel sistemi içerisinde bir hizmet sınıfı içinde ele alan sistemin, toplumun meslekten ve meslek mensuplarından beklentilerini karşılamasına imkân verecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi. Tan açıklamasında, “İnsanın kendisini inşa ve özünü keşfetmeye yönelik icra zemini olarak eğitim, eğiten-eğitilen ya da öğreten-öğrenen sıfatları çerçevesinde insanların birbirleriyle ilişkisinden, iletişiminden ve etkileşiminden beslenen akli süreçlerin hâkim olduğu ve ahlaki sonuçların hedef alındığı faaliyetler bütünüdür.

Eğitimi, hem bilim hem de hizmet noktasında vazgeçilemez, ertelenemez, yok sayılamaz, devre dışı bırakılamaz, alternatifi oluşturulamaz bir alan olarak kabul etmek durumundayız. Çünkü ‘insan-mekân-zaman ilişkisinin’ yaradılışından bugüne, insana, dünyaya ve hayata dair her işe, oluşa, olguya, işleyişe ve ilişkiye yön veren, yöntem ve içerik oluşturan süreç ve sonuçların her biri, ya doğrudan ya da dolaylı olarak eğitimin ürünü ve birikimidir. Eğitimde geriye düşenin ahlakta, adalette, merhamette zirveye ulaşması; bilimde öne çıkması, teknolojide önde olması, ekonomik ve diplomatik düzlemde fark oluşturması bir hayal ve imkânsız hedef hükmündedir” dedi.

“Kanun, öğretmenlik mesleğinin değerinin somut göstergesi olmalıdır”

Meslek kanununun kendileri açısından taşıdığı öneme de vurgu yapan Tan, “Biz öğretmeni, şuur sermayesini artırmaya, bilgi haznesini büyütmeye, idrak zeminini güçlendirmeye, olaya ya da olguya dair hikmeti keşfetmeye dönük eylemleriyle beşerin insanlaşması ve bireyin uzmanlaşması yolculuğunun rehberi olarak kabul ediyoruz. Bütün insanlığa uzanan kapsayıcı ve etki üretici sorumluluk alanı, öğretmenlik mesleğinin önemli ve değerli kabul edilmesi için hem gerek hem de yeter şart hükmündedir. Meslek kanunu, öğretmenliğin ve öğretmenin, toplum ve gelecek için taşıdığı önemin ve değerin somut göstergesi olacaktır” şeklinde konuştu.

“İçerik konusunda da mutabakat aranmalıdır”

Meslek kanunun oluşturulmasında mutabakat şartının aranmasına da dikkat çeken Tan, “Resmî-özel öğretim kurumu ayrımı yapılmaksızın bütün öğretmenleri kapsayacak, öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarını ele alacak bir yasal düzenlemeye duyulan ihtiyaç; öğretmenler, sendikalar, siyasi partiler ve son yıllarda Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Öğretmenlik mesleğini düzenleyecek bir kanuna ihtiyaç olduğu konusunda toplumda ve eğitimin paydaşları arasında bir mutabakatın varlığı kuşkusuzdur. Ancak bu mutabakatın, kanunun içeriği konusunda da aranmasının gerektiği şüphesizdir” diye konuştu.

Tan sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Mevcut devlet memurları kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gibi yasal metinlerde öğretmenlerin statü, hak, yetki, görev ve sorumluluklarını düzenleyen hükümler bulunmaktadır. Bu düzenlemelerin farklı saiklerle gerçekleştirildiği, Bakanlığın ve özel öğretim kurumlarının gelecek vizyonuyla uyumlu olmadığı, öğretmeni ‘öğretmenlik’ özelinde değil de kamu personel sistemi içerisinde bir hizmet sınıfı içinde ele alan sistemin, toplumun meslekten ve meslek mensuplarından beklentilerini karşılamasına imkân verecek esnekliği ve özerkliği sağlamadığı aşikârdır. Mesleğin bütün yönlerini kapsayan sistematik bir düzenleme yapılmadan, bu çok parçalı yapı altında öğretmenlik mesleğinin statüsünün yükseltilerek niteliklerinin geliştirilmesinin sağlanmasının mümkün olmadığı, meslek mensuplarının mesleği ifa süreçlerinin sürdürülebilir olmadığı görülmektedir. Öğretmenliğin bir kariyer mesleği, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak değerlendirilmesi ve mesleki standartlara kavuşturulması isteniliyor ise bunu sağlayacak olanın bir meslek kanunu olacağı kuşkusuzdur.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı 2023 Eğitim Vizyonu’nda ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılmasına ilişkin hazırlık çalışmaları yürütüleceği’ bir eylem adımı olarak yer almıştır. 2023 Eğitim Vizyonu Takvimi çerçevesinde de 2018 yılı içinde Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun hazırlık ve tasarım çalışmalarının, 2019 yılı için içinde ise geliştirme çalışmalarının tamamlanarak uygulamaya konulacağı kararlaştırılmıştır. Eğitim-Bir-Sen olarak, söz konusu hazırlık, tasarım ve geliştirme çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla bir meslek kanunundan beklentiler ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içermesi gereken unsurlara ilişkin bir çalışma yaptık. Biz Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmene destek kanunu olarak tanımlamasını sağlayacak bir içerikle yürürlüğe girmesini istiyoruz. Kanun ancak bu şekilde ölü doğma riskinden kurtulur, haklı talepleri ve beklentileri karşılayabilir. Bütün bunlar için eğitim paydaşlarının katkısına ve katılımına fırsat verilmelidir.

Editör: TE Bilişim