“Kivide erken hasat, Yalova kivisine en büyük ihanet”
Karahan, “Türkiye’de kivinin sadece üretildiği değil, depolandığı, pazarlandığı bir kivi borsası Yalova’da kurulacak. Kivinin ülkemizdeki geçmişi çok eskiye dayanmıyor. Türkiye’de son 20 yıldır, Yalova’da ise 15 yıldır var. Yalova’da 10 bin ton üretiliyor ki, bu da ülke üretiminin %40’ını karşılıyor. Altınova’da var, Kocadere havzasında da kiviyi yaymaya çalışıyoruz çünkü sürdürülebilirliğinin sağlanması lazım. Kivide erken hasat yapılıyor. Bu, Yalova kivisine yapılabilecek en büyük kötülük. Damak tadı zaten henüz oluşmamış bir ürünü vatandaş alıp yediğinde, ‘Yalova kivisi bu muymuş’ dediğinden bundan herkes zarar görür. Erken hasadın olmaması gerekiyor” diye konuştu.
“Depolama kapasitesi arttı, Yalova kivide merkez olmaya başladı”
Karahan, “Bu soğuk hava depoları da olmasa toplandıktan sonra ürün elde kalacaktı. Meydanlarda dökülecekti üreticiler, nerede bu devlet diyecekti. Soğuk hava depolarına destek uygulamaları nedeniyle hem sayısı hem depolama kapasitesi arttı. Şimdi Yalova’da 53 bin ton depolama kapasitesi var. Her ilin kendisine göre yatırım konuları var. Yalova artık kivide merkez olmaya başladı. Ancak kivinin %60’ı Karadeniz’de üretiliyor. Orhangazi’de de şimdi üretim başladı yeni yeni. Ama dünyada 200 ülke var, İstanbul 100 küçük ülkeyi nüfus olarak geçiyor, 15-20 milyon kişi yaşıyor. Pazara yakınlık çok önemli. Karaman Eğirdir’deki elma Yalova’ya soğuk hava depolarına geliyor. Körfez Köprüsü ile birlikte Yalova’dan pek çok ürünü pazarlayabilir, Türkiye’nin her yerinden gelecek taleplerle soğuk hava depoları kullanılabilir. Depoculuk da bir sanayi yatırımıdır. Yalova’da ticari anlamda bir borsa oluşursa dışarının kivisi, ithal kivi buraya gelirse, burası aynı zamanda bir ticaret merkezi olur” dedi.
“Önlem almazsak insanlar taş yiyecek”
Karahan, “Şimdi sanayi mi, tarım mı tartışması var Yalova’da. Ne münasebet, bu kadın-erkek tartışması gibi bir şey. Sanayisiz tarım olmaz. Çünkü tarımdaki gelişmelerde sanayi sayesinde olmuştur. Ekipmana, gıdayı işlemeye, mamul madde haline getirmeye ihtiyacımız var. Gelecekte 40 yıl sonra dünya nüfusu, geçtiğimiz 40 yılda olduğu gibi 2’ye katlanabilir. Bunun olmaması için bir neden yok. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, insanlar taş kemirirler, doyuramazsınız. Gıdanın adaletli dağıtımı diyoruz. Türkiye’nin ürettiği buğday dünyaya dağıtılsa 10 gün yeter. Dünyada Çin en büyük pirinç üreticisi. Orada bir üretimde sıkıntı olsa büyük açlık yaşanır. Tarıma ve gıda sektörüne ciddi anlamda bu yüzden yatırım yapılması gerekiyor. 6 yıldır uygulanan kırsal kalkınma yatırım hibe programı, tarımla sanayinin birlikte gitmesi gerektiğini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Rüzgar ve güneş enerjili tarıma hibe desteği var
Karahan’ın ardından Şube Müdürü Ferhat Tan, hibe programlarıyla ilgili bilgiler verdi. Tan, “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın uygulamakta olduğu Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programı ile tarım ürünlerinin işlenmesi, depolanması, paketlenmesi, kapasite arttırılması ve teknoloji yenileme yatırımlarına %50 oranında hibe desteği sağlanmaktadır. Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programının alt başlığı olan Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımlar Destekleme Programı kapsamında; Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni yatırım tesislerinin yapımı, Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik mevcut faal olan veya olmayan tesislerin kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik yatırımlar, Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik kısmen yapılmış yatırımların tamamlanmasına yönelik yatırımlar, Alternatif enerji kaynakları kullanan yeni seraların yapımına yönelik yatırımlar, Tebliğ kapsamında bulunan konularla ilgili tarımsal faaliyetlere yönelik yapılmış veya yapılacak tesislerde kullanılmak üzere, alternatif enerji kaynaklarından jeotermal, biyogaz, güneş ve rüzgar enerjisi üretim tesisleri, Koyun, keçi ve manda konularında sabit yatırım projeleri hibe desteği kapsamında değerlendiriliyor” dedi.
