Yalova Çevre Platformu adı altında 2010 yılında bir araya gelen çevrecilere karşı Aksa akrilik kimya şirketi tarafından açılan davaların savunmasını Avukat Aydemir gönüllü olarak üstlenmişti.

 

“Susmak kaybetmektir”

 

Aydemir sona eren mahkeme hakkında konuşarak, “Yalova halkı, çevre mücadelesi verenleri mutlaka desteklemelidir. Çünkü bu arkadaşlarımız, sağlıklı ve dengeli bir çevrede, hepimizin ortak menfaatlerini koruyarak yaşama hakkını savunuyorlar. Eğer o dava açan şirketten korkar ve susarsak, cesaretimizle birlikte tüm ortak haklarımızı, doğamızı, denizimizi ve tarım alanlarımızı da...yani pek çok ortak değerlerimizin hepsini birden kaybedeceğiz. Çevreye saygılı olduğunu her fırsatta öne süren bu davacı şirketin, mutlaka Yalova halkının sesini duyması gerekmektedir. Eğer o şirket, bizim gibi mücadele verenlerin sesini dinlemez, hukuka aykırı yollardan, doğamızın ve geleceğimizin ortak değerlerini yok edecek bu tür faaliyetlerini sürdürmeyi seçerse, adaletsiz duruma düşecektir. Halkın sesini duymayan bu şirket, Yalova'da barışı da çiğneyecek ve daha çok şiddetli eleştirilere maruz kalacaklar. Adalet ve barış ilkelerini çiğneyen bu şirket, kendisine karşı mücadele veren daha büyük kitlesel muhalefetlere maruz kalacaktır. Şimdiden ihtar ediyoruz. Artık halkın ve doğamızın haklarına zarar vermekten, hukuka aykırı icraatlarla geleceğimizi tehdit edecek işlem ve eylemlerden vaz geçmeliler. Onların her hukuka aykırı icraatlarına karşılık bizler de mücadelemizi yükselterek devam ettireceğiz” diye açıklamada bulundu.

 

Mahkemede neler söyledi?

 

10’uncu celsede sona eren mahkemenin önceki celselerinde taraflar delillerini ortaya koymuş, çevreciler adına Yalovalıların termik santrale karşı verdiği 20 bin imza başta olmak üzere yasal boyutta santral inşaatında yaşanan tüm süreçler de, delil dosyasına girmişti. Bilirkişi ise 3,5 dakikalık bir çeşit viral çalışma olan video görüntüleri hakkında 18 sayfalık detaylı rapor hazırlayarak, sonucunda videonun “yasal sınırlar içerisinde şiddetli eleştiri” niteliğinde olduğunu, suç içermediği kanaatine varmıştı. Son celsede Aydemir, karar aşamasındaki davayla ilgili olarak şu savunmayı yaptı;

Sayın yargıcım, bu mücadeleyi başlatan ve kamu oyunu aydınlatmaya çalışan, davacı şirketin, hakkında dava açtığı arkadaşların bir kısmı basın mensubudur. Konunun halkı da doğrudan ilgilendirdiğini düşünerek, bu videonun yayınlanmasını, basın ahlak ilkesine ve gazetecilik görevlerine uygun şekilde habercilik yapmışlar. Davalıların bir kısmı çevre mücadelesi veren çevre sözcüleri ve kent Konseyi gönüllü üyeleridir. Ben ve bu mahkemede huzurunuza davalı olarak getirilen kişiler, hepimiz, Yalova'da 17 Ağustos 1999 Marmara depremini yaşamışlar, deprem sırasında ayrıca bu davacı şirketin fabrikasının sebep olduğu çevre felaketine de maruz kaldılar. Kendi konutları yıkılmadı. Ama enkaz altında kalan, bizlerin yardımına muhtaç komşularımızın enkaz altında ki çığlıklarını duyarak, yaşanılan çevre felaketi yüzünden, sevdiklerine komşularına yardım edemez hale getirildiler. Kentimizi terk edip, dağlara kaçmak ve enkaz altında ki komşularını, göz göre göre, ölüme terk etmek zorunda kaldılar. Deprem sırasında yaşanılan o acılar o endişelerimiz halen çok tazedir. 1. Derece deprem bölgesi ilan edilen Yalova, yine aynı büyüklükte yeni depremleri yaşayacağı söyleniyor. Müvekkillerime dava açan bu davacı şirketin, aynı arazisi halen yine KAF hattı üstündedir. Aynı yerdeki kimyasal tankları yine yeni bir deprem sırasında bu halkın sağlıklı yaşama hakkını tehdit ediyorken, bu kimyasal tankların hemen 50-100 metre kadar yakın mesafesine, günde en az 30 kamyon kömür yakacak ve 24 saat boyunca yakılacak o kömürlerin ısısı en az 2500-3000 ısı derecesini bulacağı, bu kömür santrali oraya yasal olarak bile kurulsa, deniz suyumuzu ısıtıp, denizde ki canlı hayatı yok edip, denizimizin kirleneceği, çevresinde yaşayan yakın yerleşim birimlerinin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını tehdit edeceği, havamızı suyumuzu kirleteceği, Aksa Termik Santrali ÇED dosyasında da açıklanmaktadır.

Davacı şirketin bu KAF hattı üstünde, 1. derece deprem bölgesinde, sahilde ki bataklık alana kurulması zaten en baştan hatalı bir seçim oldu açık ve aleni olduğu halde, böylesine tehlikeli bir sanayi inşaatının, en baştan bile hukuka aykırı şekilde, kaçak olarak inşaatına başlaması söz konusu olmuştur. Davalı müvekkillerim, bu kaçak termik santralinin inşaatına başlandığını fark ettikleri andan itibaren, ilgili tüm kurumları, belediye başkanlarını, valiliği, kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştılar. Kurumlar bu şikayetlere sessiz kalınca da Yalova Kent Konseyi yoluyla, bu kaçak termik santral inşaatını durdurmaya çalıştılar. Davacı şirketin, kendi arazisi içine, kaçak bir kömürle çalışacak termik santrali yaptığını, yasal yollardan ispatladılar. Kamuoyunu uyandırmak amacıyla, 1 hafta içinde halktan 20.000 kişiden fazla sayıda imza toplanıldı. Görevini yapmayan Taşköprü Belediye başkanlığına İç işleri bakanlığından müfettiş istenildi. Gelen müfettiş, belediye başkanının ve meclis üyelerinin, fen müdürünün görevini ihmal ettiği yönünde rapor tutup, haklarında dava açılmasını istedi. Yani asıl suçlu olanın, müvekkillerime dava açan bu davacı şirketin olduğunu yasal yollardan kanıtladılar. Davaya konu edilen bu videoyu da, halkın çevre bilincini yükseltmek ve hukuka aykırı çevresel gelişmelere karşı kamuoyu oluşturmak için hazırladılar. Yerel basın mensuplarımız da bu videoya ilişkin haberleri, basın ahlak ve ilkelerine uygun şekilde kısa bir süre için, internet yoluyla yayınladılar. 

Müvekkillerim, tamamen yasal yollardan bir çevre mücadelesi vermek amacıyla çabaladılar. Hiç birisi de ticaret adamı değildir. Tamamen yasal yurttaşlık görevlerini Anayasanın 56. maddesinden alarak yerine getirdiler. Videonun içeriği de Anayasanın 25 ve 26. maddelerine AİHS.nin 10.maddesine uygun şekilde hazırlanıp, yayınlanmıştır.  Dosya içine gelen uzman bilirkişi raporuna göre de bu video asla suç içermemektedir. 18 sayfalık çok detaylı bilirkişi raporuna göre de, videonun asla suç içermediği, sadece şiddetli eleştiri yaptığı kanaati belirtilmiştir. Bu da asla yasalarımıza, Anayasamıza ve AİHS.sine aykırı olamadığı görüşünü beyan etmiştir. Dosya klasöründe de sunduğumuz belgelere göre, asıl sabıkalı ve kaçak termik santral inşaatına başlayan asıl bu davacı şirketin suçlu olduğunu gösterecek yeterince çok sayıda delil ve belge toplanılmıştır. Bu nedenle davacı şirketin bu haksız ve hukuka aykırı şekilde açılan davasının ret edilmesini talep ediyoruz.” Mahkeme hakimesi savunmanın ardından davanın reddiyle ilgili kararını verdi. Gerekçeli kararın ise önümüzdeki ay açıklanması bekleniyor.

 

 

Editör: TE Bilişim