Haziran’ın başında başlayan ve Temmuz ortasında sona eren sezonun son derece iyi geçtiğini belirten Yalova İli Arı Yetiştiricileri Birliği Genel Sekreteri Ziraat Mühendisi Mürşid Korkut, “Arıcılarımızın yüzünü güldürecek düzeyde bir bal hasadı dönemi yaşadık” dedi.

Samanlı Dağları’ndaki en önemli bal kaynakları olan ıhlamur ve kestane ağaçlarının çiçeklendiği bir buçuk aylık periyodun sonuna gelinmesiyle birlikte bal hasadı da başladı. Ayçiçeği sezonunu kaçırmak istemeyen Yalovalı arıcıların bir kısmı erkenden bal sağımını gerçekleştirip, kovanlarını Trakya’ya taşırken, bir kısmı da Yalova’da kalıp şimdiden kışa hazırlıklarına başladı.

Yıldız: “İklim ve flora yönünden çok şanslıyız!”

Türkiye genelinden Yalova özeline baktığımız zaman iklim ve flora yönünden çok şanslıyız” diyen Birlik eski Başkanı Mustafa Yıldız, tüm doğal imkânlara sahip olmamıza rağmen bu avantajlardan yeterince faydalanılamadığına dikkat çekti.

Sektörün yüzde yüz büyümesi için önünde hiçbir engel olmadığını belirten Yıldız, “Gerek Avrupa’da gerekse ülkemizde insan eliyle bal ormanları yapılmakta olduğunu görürsünüz. Oysa bizim Samanlı Dağlarımız doğal bir bal ormanıdır. Kestane, ıhlamur, kocayemiş, karaçalı ve karabaş otu başta olmak üzere bal için elverişli bir floraya sahiptir. Bizim bu ormanları koruyup-koruma altına almamız gerekiyor. Şu anda ilimizdeki arı kolonisi sayısı 25 bin, kovan başına ortalama bal üretimi 10 kilo dolaylarındadır. Bu da yılda 250 ton bal üretimi demektir. Arı sayımız 40 binlere, bal üretimini de 500 tona çıkartılabilinir. O kapasite Yalova’da var. Tarım ve orman bakanlıklarımızla birliğimizin işbirliğinde bu sayılara ulaşabiliriz” dedi.

“Yalova’da binlerce kişiye istihdam sağlanabilir”

Söz konusu büyümenin sağlanabilmesi halinde Yalova’da binlerce kişiye istihdam sağlanabileceğine vurgu yapan Yıldız: “Devlet bir kişiye istihdam sağlayabilmek için 60 bin dolar yatırım yapıyor. Oysaki arıcılara yapılacak ufak bir yatırım desteğiyle Yalova’da binlerce kişiye istihdam ortamı yaratılabilinir. Arıcılık öyle bir şeydir ki, bir-bir buçuk ay içinde yaptınız-yaptınız, yapmazsanız bu ürün doğaya karışıp gidiyor. Haziran başında başlarız, Temmuz’un ortalarında sona erir. Bu imkânlardan faydalanmamız gerekir. Arıcının gözünün Orman Bakanlığı anamız, Tarım Bakanlığımız babamızdır, ebeveynlerimizdir. Sürdürülebilir bir arıcılık için bakanlıklarımızın destekleri her geçen gün artmaktadır. Bu desteklerin artarak devam etmesi halinde arıcılık olmasını arzu ettiğimiz noktalara ulaşabilecektir.”

Bu yılın balı alıştığımız kestane balına oranla daha açık renk

Sezona sıkıntılı başlayan arıcılarımızın, kısa sürede eksiklerini kapattıklarını ve iklim şartlarının da elverişli olması sayesinde iyi bir sezon geçirdiklerini kaydeden Birlik Sekreteri Korkut, “Haziran-Temmuz ayları bölgemiz için bal alım periyodudur. İklim koşulları da iyi gitti. Üreticimizin yüzünü güldürecek bir hasat dönemi yaşadık. İyi bir bal verimi elde edildi. Birçok arıcımız bal hasadını yaptı ve ikinci bir hasat için başta Trakya olmak üzere değişik bölgelere gittiler. Kalan üreticilerimiz ise şimdiden gelecek seneye hazırlanmaya başladılar.

Bu yıl önceki senelere oranla balımızın rengi daha açık. Bu bal içerisindeki kestane ve ıhlamur çiçeklerinin daha yoğun olmasından kaynaklanıyor. Bala koyu rengini veren balsırası dediğimiz ağaç ve bitki özleri bu yıl balımızda daha az. Bununda nedeni; balsırası aşırı nem ve sıcakla ağaç ve bitkilerin özsularının gövdeden sızarak yapraklarda damlacıklar halinde bulunur. Ancak bu yıl bu gerçekleşmediği içinde arılar balsırası toplayıp, kovanlarına taşıyamadılar. Bu durumda balımızın alışılmış renginden daha açık renk olmasına neden oldu. Bu balımızda bir eksiklik teşkil etmiyor. Aksine baldaki kestane ve ıhlamur çiçeklerinin oranı arttığından daha sağlıklı olmasını, daha yoğun bir aromaya sahip olup, daha hoş bir tadının olmasını sağladı” dedi.

“Arı kolonilerimiz son derece sağlıklı durumda”

Baharın güzel geçmesinin arı kolonilerinin kendilerini toparlamasına ve verimli bir bal sezonu geçirilmesine yardımcı olduğunu ifade eden Korkut, “Arı kolonilerimiz iyi bir sezon geçirdikleri için son derece sağlıklı durumdalar. Bu da kışa sağlıklı bir şekilde girebilmelerine imkân verecek. Arı kolonilerimizde bu kış kayıpların ve hastalıkların oluşmaması için Birliğimiz ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüz müşterek kontrol ve tespit çalışmalarımızı yapmaktayız. Bununla ilgili gerekli görülmesi halinde Uludağ Üniversitesi ve diğer üniversitelerimizden de yardım alabilmekteyiz” şeklinde konuşarak, arı yetiştiricilerinin kış ayları boyunca da yanlarında olduklarını vurguladı.

“Geçen yıl afattı, bu yıl mükâfat bekliyorduk, normal geçti.”

Yıllardır Ortaburun Köyü’nde arıcılık yapan Orhan Sarıer’de yaşanan bal sezonundan memnun olduğunu söyledi. “Geçen yıl mevsim şartları o kadar kötüydü ki, ıhlamur çiçekleri bile açamadan dalında kaldı” diyen Sarıer, “Normalde kovan başına 10 kilo bal alınırken, geçen sene 1 kilo zor almıştık. Geçen yıl afattı, bu yıl mükâfat bekliyorduk, normal geçti. Mükafatı alamadık ama çok şükür normal üretimimizi gerçekleştirdik. Bir tek bu yıl balımızın rengi normalinden açık. İklimden kaynaklanan bir durum sözkonusu. Bitkilerde balsırası oluşmadığından bala koyu rengini veren balsırası bu yıl yok. Tamamen kestane ve ıhlamur çiçeklerinden oluştuğu için rengi daha açık. Bunun dışında bildiğimiz Yalova balı, geçen yıllardakinden hiçbir farkı yok. Hatta daha yoğun bir aromaya sahip.”

 

 

 

 

Editör: TE Bilişim