Çarlık Rusya’sının Çerkesleri anavatanları Kafkasya’dan sürmesinin üzerinden 152 yıl geçti ancak sürgünün neden olduğu acı hafızalarda yerini koruyor. Bu kapsamda Yalova Çerkes Birliği Kültür ve Dayanışma Derneği bir anma programı düzenledi
21 Mayıs’ın ‘Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’ olarak tanınmasını bekleyen Yalova’daki Çerkesler, bu sürgünde hayatını kaybedenleri andı. Denize karanfil bırakan Yalova Çerkes Birliği Kültür ve Dayanışma Derneği üyeleri, Çerkes soykırımı ve sürgününün tanınmasını istediklerini söyledi.
Dernek Başkanı Sebahattin Erbakış ile dernek üyelerinin hazır bulunduğu programda Basın Sözcüsü Yasin Erol bir konuşma yaptı. Çerkeş Soykırımı ve Sürgünü’nü hatırlatmak amacıyla bir araya geldiklerini söyleyen Erol, “21 Mayıs, Çarlık Rusya’sının politikaları ve stratejik hedefleri doğrultusunda Kafkasya’yı işgal etmesiyle başlayan ve 101 yıl devam eden Rus-Kafkas Savaşlarının bittiği tarihtir.
21 Mayıs halkımızın dünyanın dört bir yanma dağıtılmasının. Kafkasya’nın Çerkessiz bırakılmasının, tarihin gördüğü en büyük sürgün ve soy kırımın yıl dönümüdür.21 Mayıs’ın üzerinden tam 152 yıl geçmesine rağmen biz Çerkeslerin çektiği acılara her gün bir yenisi eklenmekledir. 152 yıl boyunca sürdürülen sistemli politikalar sonucu azınlık durumuna düşen Çerkesler, kendi topraklarında dahi eşsiz dillerini ve kültürlerini kaybetme tehdidi ile karşı karşıyadır. Sürgün ve soykırım sonrası uygulanan inkâr ve asimilasyon politikaları da Çerkeslerin Çerkeş kimliği ile var olabilmelerinin önündeki önemli bir engeldir. Özellikle son 15 yılda Rusya’da merkeziyetçi eğilimlerin güçlendiği görülmektedir. Bu doğrultuda anadil eğitimi ve kullanımı giderek azaltılmakta, Çerkesçe resmi dil olmasına rağmen seçmeli ders olarak okutulmakta \e eğitim kurumlarından dışlanmakta. Kafkasya’da bulunan cumhuriyetlerimizin yönetsel hakları azaltılmakta, güvenlikçi uygulamalar bahane edilerek soydaşlarımıza baskılar uygulanmakta ve demokratik hakları kısıtlanmaktadır” dedi.
Soykırımın tanınması çağrısında bulunan Erol, “Çarlık Rusyasmın mirasçısı olan Rusya Federasyonu ve Osmanlı İmparatorluğunun mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti tarihte yaşanan acıları kabul ederek bu sorunların çözümüne dair ciddi ve somut adımlar atmalıdır. Fakat maalesef bu adımlar atılmadığı gibi hem diasporada hem de anavatanda yaşayan Çerkesler her geçen gün yeni sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Suriye’de yaşanan iç savaş sonucu 152 yıl önce sürgünü yaşayan Çerkesler bugün yeniden yollara düşmüştür. Tarafı olmadığı kirli bir savaşın ortasında kalmış hiçbir devlet tarafından da desteklenmemektedir. Çerkeslerin kendi anavatanlarına dönmelerini engelleyen hukuki ve fiili her türlü engel kaldırılmalıdır. Biz Çerkesler her şeye rağmen; hem anavatanımızda hem de diasporada kimliğimizle ve kültürümüzle var olma kararlılığındayız. 14 Mayıs’ta Kefken’de yaktığımız ve her zaman yüreğimizde yanan NART Ateşi oldukça geleceğimizin ve varlığımızın teminatı anavatanımızla bağlarımızı her koşulda devam ettireceğiz. Başta Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm dünyaya sesleniyoruz: Çerkeş soykırımı ve sürgünü tanınmalı, tarihsel haksızlıklar giderilmeli, adalet sağlanmalıdır. Birlikteliğimizden aldığımız gücümüz ve kararlılığımızla haklı taleplerimizin takipçisi olacağımızı. Çerkeş Soykırımı ve Sürgünü’nü asla unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz” diye konuştu.
Editör: TE Bilişim