Yalova’nın ekoturizm alanlarının belirlenerek envanterinin çıkarılması, bu alanların akılcı kullanımının ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla gerçekleştirilen toplantıya İstanbul’dan acentelerin yanı sıra, Yalova’daki stk’lar, trekking, bisiklet ve çevre gruplarından katılımlar oldu. YATUB adına Termal Belediye Başkanı İsmail Atik’in, ilçe kaymakamlarının, belediye temsilcilerinin yer aldığı toplantıda Orman ve Su İşleri Bölge Müdürlüğü Yalova Şube Müdürü Gürcan Olcay, Yalova’nın ekoturizm potansiyeli ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi.

 

Karaahmetoğlu, “Delmece başta, doğal alanlar korunmalı”

 

‘Ekoturizm Eylem Planı’ toplantısında söz alan isimlerden TEMA üyesi Mehmet Karaahmetoğlu, Delmece Yaylası’ndaki yapılaşma ve drenaj kanallarından söz ederek, Karadeniz yaylalarında bir dönem yaşanan plansız ve yaylaların doğal dokusunu ortadan kaldıran uygulamaların Delmece’de de yaşanmaması gerektiğini dile getirdi. Karaahmetoğlu, ekoturizmin doğal alanları korumaya yönelik bir yapısı olduğunu kaydederek, Yalova’daki bu alanların korunması gerektiği uyarısında bulundu. Karaahmetoğlu, ekoturizm müşterisinin geldiği bölgedeki doğal yapının bozulmasını istemediğini söyleyerek, çeşitliliğin yöresel uygulamalarda çok fazla yer almadığını sözlerine ekledi.

 

Paşakent mağaraları ve Balkaya’yı anlattılar

 

Paşakent Muhtarı Emel Esenkale ise Soğucak ve Paşakent bölgesinde bulunan 7-8 tane mağaranın tırmanış ve inişle ilgili sporları yapanlar için cazip olduğunu belirterek, bu özelliğinin değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. YATUB Başkanı İsmail Atik ise Termal’deki Balkaya ve Harmantepe arasında ip tırmanışçılığı ve yüksek kanyonlar arasında ip geçişleri gibi ekstrem sporlara uygun yerler bulunduğunu kaydetti.

 

Taşdelen, “Rehberler köylülerden çıkmalı”

 

İstanbul’dan gelen ekoturizmci Erdoğan Taşdelen ise, Türkiye’nin ekoturizmi yeni yeni tanıdığını dile getirerek, “O yüzden bu çabalar değerli. 1995 yılından beri çalışıyoruz, Delmece-Erikli arasında. O yıllarda Çalderesi ve bölgede yürüyüşler yapılıyordu. Bir kitle var, onlar bu turizmi geliştiriyor. Bütün Türkiye’de dikkat çekmeye başlayınca bakanlık ve kalkınma ajansları buna el atmaya başladı. Yalova için, dağlarda kayda değer anlamda açılmamış trekking parkuru yok. Ama bunların kaydedilmesi ve sınıflandırılması lazım. Erikli’de birtakım tesislerin yapılmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Köylüler hem bu işten nasıl para kazanacaklarını çok bilmiyor, hem de genelde tüm ülke için konuşuyorum, bu girişimlere çok sıcak değiller. Ama bu iş mutlaka köylülerle birlikte yapılmalı. Ve rehberlerin köylülerden çıkmazı lazım. Çok ciddi bir potansiyel var, en temel şey koordinasyon yapılırken araya tampon koymamak gerekiyor. Ekoturistleri getirenlerle direk temas sağlanırsa planlama daha kolay olacaktır. Ekoturizmcinin yüzde 80’i  İstanbul’dan hareket ediyor, normal turistler için de bu böyle. Bu anlamda Yalova avantajlı” diye konuştu.

 

 

Yurtbay, “Ekoturistler belli hayat görüşü olan insanlar”

 

Yalova’nın trekking parkurlarının büyük kısmının sınıflandırılması ve haritalanmasında çaba sarfeden Fahrettin Yurtbay ise, ekoturistin çevre felsefesi olan, orta gelirli, belli bir hayat görüşü olan insanlar tarafından yapıldığını dile getirerek, gelen insanların ziyaret ettikleri yerde kazıklanmak istemediğini, burada bir yemek yiyerek bile il turizmine gelir bırakacaklarını söyledi.

 

Saraloğlu, “Son yıllarda acenteler Yalova’yı tercih etmiyor”

 

TÜRSAB’dan aynı zamanda Ogzana Turizm’in sahibi Erhan Saraloğlu ise, ekoturizm alanlarında kullanarak koruma ilkesinin gözetildiğini ifade ederek, “Ancak kime kullandıracağımız çok önemli. Doğu Karadeniz’de yapılan hatalar burada yapılabilir. Ekoturizm kitlelere yönelik olmak durumunda değil. Yalova’da bizim 6 adet parkurumuz var, gelen turisti götürdüğümüz. Delmece, Erikli, Çaldere, Sudüşen, Kurtköy. Bu turlar trans olarak yapıldığı takdirde, yani birbirine eklenerek, rotalar ortaya çıkarılabilir. İstanbul’dan sonra Yalova ve Kocaeli var. Bu alanların son gelişmelerden sonra eski özelliklerinin kalmadığını, patikaların kalmadığını, yolların arttığını görüyoruz. Yaylalar, yaylacıların sahiplenecekleri değil, kullanabilecekleri alanlar. Devlet hiçbir altyapı yapmadan turizme açıyor, yöre halkı burayı talan ediyor. Bugün doğa turizmi rehberliği bir türlü rayına oturmadığı halde, orman’ın alan rehberliği ile yeni bir şey yaptığını görüyoruz. Bizi acentalar olarak karşılaştığımız sorunlar kısıtlıyor. Yalova’ya son yıllarda 20’lik,  50’lik doğa turizmi grupları acenteler vasıtasıyla gelmemektedir. Bunun sebebi korsan turların da olmasıdır. Doğa turizmini kendi dinamizmine bırakıp kısa vadeli kazançlara bakarsak, uzun vadede oluşacak sorunları göremeyebiliriz” diye konuştu.

 

Akın Ergül, “Erikli’de bizden çadır ve kamp ücretini kim istedi?”

 

Yalova’nın trekking gruplarından Pusula Grubu adına konuşan Akın Ergül ise, Yalova’da düzenli olarak gönüllü şekilde trekking turları yaptıklarını ifade ederek, “Başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum. Erikli Yaylası’na son gittiğimizde çadır ve kişi başına 5 TL ücret talep ettiler birileri. Biz burayı sahiplendik dediler, makbuz istedik veremediler. Bunlar kim, Teşvikiye Belediyesi bununla ilgili ne yapacak? Delmece yaylası tamamen bir değişime uğramış, üzerinde drenaj çalışması var. Karşı değiliz ama buraların korunması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Toplantıda gönüllü alt komisyonların oluşturulması ve spesifik çalışmalar destek vermesi kararlaştırıldı.

 

 

 

Editör: TE Bilişim