Yalova'da son günlerde sosyal paylaşım siteleri üzerinden yürütülen, "Suriyelileri İstemiyoruz" yönündeki bir takım hareketlere bir tepki de 25 sivil toplum kuruluşundan oluşan GÖNÜLDER'den geldi. GÖNÜLDER adına bir açıklama yapan Hacı Ömer Anlayışlı, "Bu kirli oyuna gelmeyin" çağrısı yaptı. 
Gaziantep, Kahraman Maraş ve Adana'nın ardından Yalova'da da bazı kişi ve gruplar tarafından sosyal paylaşım siteleri vasıtası ile başlatılan, "Suriyelileri İstemiyoruz" kışkırtmasına bir tepki de GÖNÜLDER'den geldi. 25 Sivil Toplum Kuruluşu'nun oluşturduğu GÖNÜLDER adına açıklamayı ise Hacı Ömer Anlayışlı yaptı. Anlayışlı açıklamada şu sözlere yer verdi; 
"Son zamanlarda, ülkemize sığınmak zorunda kalan Suriyelilere karşı bir kampanya başlatıldı ve birileri harekete geçti. K.Maraş'ta, Adana'da, Gaziantep'te tehlikeli gelişmeler yaşanıyor. Medyanın bir bölümü, 'sınırları açmam' sözüne paralel biçimde son derece tehlikeli, kışkırtıcı manşetlerle; yayınlarla kitleleri 'Suriyelilere saldırı için gaza getirmeye' çalışıyor. Ulusal medyada; başta Pensilvanya ve Doğan medyası olmak üzere, yerel medyadaki uzantıları ile birlikte, bilinçli ya da bilinçsiz olarak maalesef  bu kirli oyuna  alet oluyorlar.  Daha önce bu topraklarda çokça denenen; Alevi-Sünni, Kürt-Türk, Laik-Antilaik çatışması, bu defa farklı bir tonda, Türkiyeli - Suriyeli çatışması şeklinde toplumsal bir mühendislik projesi olarak karşımızda duruyor.  Irkçı, yabancı düşmanı, merhametten yoksun bir dalga inşa ediliyor. Yaşanan sosyal sorunlar alabildiğine abartılıp çatışmaya yatırım yapılıyor. Türkiye toplumunu savaştan ülkemize sığınan binlerce mağdur insana saldırtmak, bir toplumsal infial uyandırmak büyük bir insanlık suçudur.Bu çirkin bir tezgahtır. Suriye krizini Türkiye'nin toplumsal krizine dönüştürmeye çalışmak, bunca mağdur ve mazlum insanı hedef yapmak, yarın kitlesel kıyımlara, cinayetlere yol açabilir. Ülkesini seven herhangi bir vatandaşın böylesine acımasızca toplumsal bir çatışmayı destekliyor olmasını anlamak mümkün değil.
“Suriyelileri istemiyoruz” diyen, kışkırtıcı ve ayrımcıların kullandığı dile baktığımızda kullandıkları argümanlar, sundukları gerekçeler Avrupa'daki neo-nazilerin kullandıkları dile ne kadar da benziyor. Onların gözüyle baktığınızda Almanya'da  Türklere saldıran, insanları diri diri yakan neo-nazileri yadırgamamak gerekir. Çünkü Ülkelerine dışardan gelen; farklı işlerde çalışan, işyeri açan, bazen toplumsal olaylara karışan, bazen bireysel suçlara karışan, kendi kültürleri ve yaşam tarzlarıyla Almanya ve Avrupa'da sokaklarda gezen Türklere ve diğer yabancılara saldıran Neo-naziler haklı mı?
İspanya'daki zulümden kaçan Yahudilere yüzyıllarca önce sahip çıkan ecdadın torunları olarak Suriyeli Müslümanlara elbette sınırı kapatamazdık.Filistin'deki mazluma gösterdiğimiz hassasiyeti Suriye'deki zalimin elinden kaçıp evsiz kalan ve çoluğuyla çocuğuyla Türkiye'ye sığınan mazlumlara da göstermeliyiz. Bu insanlar Türkiye'ye keyfi sebeplerden değil; bombalardan ve katliamlardan kaçarak gelmişlerdir. Yaşlı annesini Kilometrelerce sırtında taşıyan ve Türkiye sınırına geldiğinde yere düşüp bayılan Suriyeli din kardeşimize sırtımızı nasıl çeviririz?  100 yıl önce Suriye bizim eyaletimiz değil miydi? Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Gaziantep; Halep'e bağlı birer il değil miydi? Çanakkale'deki Suriye'li, Halep'li, Şam'lı Gazze'li, Iraklı   şehidler ne olacak...
Türkiye her zaman herkese kucak açmıştır. Bundan sonra da açacaktır. 1991 Körfez Savaşı sonrası sınırlarımıza yığılan yüzbinlerce Kürt için de kapılarımız açıktı. Bulgaristan'da faşizmden kaçan on binlerce Türk için de kapılarımız açıktı. Suriye'de o korkunç savaştan ülkemize sığınan bir milyona yakın Arap, Türkmen ve Kürt için de kapılarımız açıktır. Biz Anadolu'da yaşadığımız sürece bu kapılar hep açık olacaktır. Çünkü bizim tarihimiz yüreklerimizin genişliği kadar büyüktür, güçlüdür, birleştiricidir ve zengindir. Bu zenginliği hedef alıyorlar, Suriyelileri değil.
Bu kirli oyun, tüm Türkiye'de olduğu gibi Yalova'da uygulanmaya çalışılıyor. “Yalova'da Suriyeli istemiyoruz”, “Yalova'yı istila ettiler”  şeklinde haberlerle kampanyalar yürütülmeye başlandı. Sosyal medyadaki ulusalcı, ırkçı çevreler ile Yalova'da tetikçi ve kemikçiliği ile meşhur bazı zevat, ideolojik kin ve nefretleriyle hareket ederek; yalan, dolan ve iftira içerikli  yayınlarla Yalova kamuoyunu ve Yalova halkını galeyana getirmeye ve vatandaşlarımızı provake etmeye çalışıyorlar.   Yalova'daki Sivil Toplum Kuruluşları ve Yardım kuruluşları olarak imkanlarımız nispetinde, Suriyeli mağdur kardeşlerimize yardımcı olmaya gayret ediyoruz. Ancak bu yükün altından kalkmak kolay değil...
Suriyeli olup, Yalova'da dilencilik yapanların ve sokakta yaşayan Suriyelilerin ‘kendi rızaları olmasa bile’ uygun kamplara gönderilmesi gerekir. Zor şartlarda olmalarına rağmen onuruyla yaşamaya uğraş veren Yalova'daki Suriyeliler de dilencilik yapan bu kişilerden rahatsızlıklarını her fırsatta bize bildiriyorlar. Bunun yanısıra çalıştıkları halde ücretlerini vermeyen ya da çok az veren iş sahiplerinden, mağduriyetinden faydalanmaya çalışan ahlaksızlardan, fahiş fiyattan ev kiralayan ev sahiplerinden  yana da  muzdarip olduklarını bize sık sık iletiyorlar. Ayrıca her toplumun içinde olduğu gibi, Suriyelilerin içinde de yanlış işlere karışan veya karışabilecek kişiler olabilir. Bunun çaresi tüm Suriye'lileri linç etmek değil, yasa dışı işlere karışan  kişileri tespit edip, gerekli  işlemi yapmaktır.
Yerelde ve sosyal paylaşım sitelerinde yapılan yayınların ciddi biçimde sorgulanması lazım. Kimlerin bu olayı hangi medya organları üzerinden beslediğine, tahrik ettiğine dikkatle bakmak ve halkımız provake etmek isteyen bu kişiler hakkında yasalar çerçevesinde işlem yapmak gerekmektedir.Çünkü bu yapılan iş düpedüz nefret suçudur. Toplumun huzuru ve gençlerimizin güvenliği için Yalova'daki savcılarımızı ve yetkililerimizi toplumu kışkırtan bu provakatörler hakkında işlem yapmak üzere göreve davet ediyoruz. Bizler evini, ekmeğini, işini Mekke'ye hicret eden kardeşleriyle paylaşan Ensar'ın takipçileri olarak bu mazlumlara sahip çıkmak durumunda olduğumuzu değerli Yalova halkına hatırlatmak istiyoruz. Bu fitne ve şer odaklarının her zaman karşısında duracağız. Toplumumuzun huzurunu ve evrensel kardeşliğimizi bozmaya çalışanların, bu amaçlarına ulaşamayacaklarına bu topraklar hep şahit olmuştur. İnşallah yine kardeşlik ve sevginin asaletine şahit olacaktır"
Editör: TE Bilişim