Mimarlar Odası Yalova Temsilciliği’nin yerel yönetimlerin tüm eylemlerini, hukukun üstünlüğü ilkesinden yola çıkan; kamu yararını ön planda tutan anlayışla hareket ettiğini belirten Gültekin, “Kentlerdeki gelişmelerin insan odaklı, doğal ve kültürel değerlere saygılı, çağdaş yaşam koşullarına uygun olmasını öngören; kentsel mekanizmaların günlük politik davranışlar ile yönlendirilmemesi gerektiğini düşünen bir anlayış içindedir. Mimarlar Odası Yalova Temsilciliği; İklim değişikliğinin etkilerinin ve kirletici gaz salınımlarının azaltılması, kaynaklar ve enerjinin yönetiminin daha iyi sağlanması;  Kentlerin toplumsal olarak daha kapsayıcı, erişilebilir ve eşitlikçi olmasının sağlanması, ayrımcılığın ve güvensiz konut koşullarının ortadan kaldırılması; Kimlikli, uygar kentin ve ortamlarının desteklenmesi ve oluşturulması; Doğal veya insan kaynaklı krizler ve afetlere karşı koyabilecek biçimde kentin geliştirilmesi;  Herkes için ekonomik, sosyal, eğitim ve yaratıcı olanakların geliştirilmesi;  Tüm bireyler için güvenli ve sağlıklı koşulların sağlanması;  Kentimizin toplumsal barışın ve dayanışmanın mekanı olarak düzenlenmesi yönünde bir ''Gelişim ve Değişim'' için , Mimarlar Odası Yalova Temsilciliği olarak destek vereceğimizin kamuoyu tarafından bilinmesini isteriz.Bunun olmazsa olmaz koşulu olan ''Saydam ve Katılımcı'' çağdaş yaklaşımları kamu yönetiminden daha güçlü bir şekilde talep etmek için çaba göstermeye kararlıyız. Yaklaşan seçimler dolayısıyla bir şehir plancısının seçimler hakkındaki sözlerini kamuoyu ile paylaşmak gereğini duymaktayız” diye konuştu.

Seçimler yaklaştıkça, yönetimce yapılan hataların fazla abartıldığını ve güzel şeylerin üzerinde pek durulmadığını belirten Oda Başkanı Gültekin, “ Yeni gelen yönetim ise adeta Amerika'yı keşfeder gibi sil baştan başlar. Eskiden başlatılan hizmetlerin devamlılığı hiç önemsenmez. Böylece her yeni yönetim, bir öncekilerin birikimleri ile hatalı ve olumlu işleri üzerine akılcı bir değerlendirme yapmaz. Yani yönetimlerin deneyimleri birbirini pekte olumlu anlamda etkilemez. Hem yöneticiler hem de yönetilenler olarak, demokratik ve çağdaş bir yaşam adına edinmek ve öğrenmek zorunda olduğumuz bazı erdemler var. Oturmuş kimlere oy vereceğimizi düşündüğümüz veya karar verdiğimiz bugünlerde, bir kez olsun halk olarak özeleştiri yapmayı ve kendimize dürüst olmayı denesek ne kaybederiz. Yöneticiler başka bir dünyanın insanı değildir ve tepeden inmemişlerdir. Onları oldukları yerlere bizler koyarız. Ardından oralarda iyi yada kötü yapmalarına gereken ortamları da gene bizler sağlarız. Göz yumarak, umursamayarak, duyarsız kalarak, yönetime katılıp izlemeyerek ya da bunların tam tersi davranarak... Yöneticilerden şikayetimiz bir türlü bitmiyor ise, her seçim sonucunda şikayet edeceğimiz yöneticiler geliyorsa, bu çarpıklık tek başına o yöneticilerin yaratamayacağı kadar büyük bir çarpıklıktır ve bunda bizimde önemli bir payımız mutlaka vardır. O yüzden bir kez daha kendi hatalarımızı düşünmeyi ; onlardan, daha iyi bir toplumsal yaşam adına dersler çıkarmayı deneyelim ve sonra oy verelim” açıklamasında bulundu.

Editör: TE Bilişim