Koçal, CHP Grup Başkanvekili ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin kendisini gece 23.00’te arayarak bir daha basına çıkması halinde partiden atacağını söylediği iddiasında bulundu. Koçal, “Sözcülüğünü üstlendiğimiz parti için demokrasi talebi, benim ya da bir başkasının partiden atılmasıyla sona erecek değildir. Genel Başkanımızın ifadesiyle, örgütleri arka bahçesi yapmaya çalışan herkesle kim olursa olsun mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz” diye konuştu.

 

“Parti için demokrasi hareketi susturulamaz”

 

Karaca Kafe’de Yalova, Çiftlikköy ve Çınarcık’tan CHP üyelerinin de katılımıyla kahvaltılı bir basın toplantısı düzenleyen Orhan Koçal, “Bu toplantının amacı uzunca bir süredir sergilediğimiz bir duruşun devamıdır. İl kongresinde CHP Yalova örgütüne seslenirken sözcülüğünü üstlendiğimiz parti içi demokrasi hareketinin artık susturulamaz ve durdurulamaz olduğunu söylemiştim. Bundan sonra da örgüt iradesinin önüne geçmek isteyen, Genel başkanımızın ifadesiyle örgütleri arka bahçe yapmaya çalışan herkesle kim olursa olsun mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Örgüte ve yönetime şekil vermek için parti etiğine ve hukuka aykırı davrananları işin ucu nereye kadar gidecekse gitsin, uyarmaya devam edeceğiz. Özlenen iktidar yolumuzda bizi geri bırakacak, halkın nazarında zor duruma düşürecek hiç kimseye tahammülümüz yok. Bizler partimiz politikalarını yaymaya çalışırken bir yandan da CHP’yi korumak zorunda bırakılıyoruz” dedi.

 

“İnce’den tehdit telefonu aldım”

 

Koçal, “Geçen hafta bir tehdit telefonu aldım. Gece saat 23.00’te Muharrem İnce beni arayarak, bir daha basına çıkarsam yüksek disiplin kuruluna vererek beni partiden attıracağını söyledi. Cumhuriyet Halk Partisi’nde parti içi demokrasi isteğini dile getirmenin ve bunu engelleyenlerle yapılan mücadelenin herhangi bir ceza gerektireceğini inanmıyorum. Partiden atılma ya da ceza alma korkusu asla yaşamadım. Çünkü ben CHP’ye faydalanmak için değil fayda sağlamak için üye oldum. Kaldı ki daha önce de söylemiştim, bunları dile getiren ilk kişi ben olmadığım gibi son da olmayacağım. Dolayısıyla ilgili kişilere, bu korkuyla yaşayıp hırçınlaşmak yerine alışkanlıklarından vazgeçip bir an önce demokrasiye güvenmelerini öneriyorum” açıklamasında bulundu.

 

“CHP’li olmak, yanlış kendi partinde de olsa mücadele demektir”

 

Kendilerinin yerel bir duruma karşı mücadele verirken, partinin geneline mal edilebilecek yanlış algılara yol açabileceklerini çok düşündüklerini ancak CHP’li olmanın yanlış kendi içinde bile olsa onunla mücadele edebilmek anlamına geldiğini tüm kamuoyunun bilmesi gerektiğini belirten Orhan Koçal, “Bu nedenle aldığımız tehdit telefonları bizleri asla ürkütmez, aksine ne kadar haklı olduğumuzu gösterir. Çok büyük bir gururla söylüyorum, özellikle sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu dönemi, parti genelinde demokrasi ve düşünce özgürlüğünün yoğun yaşandığı bir dönemdir. Hatta öyledir ki, Grup Başkanvekili Muharrem İnce, 2011 genel seçimleri sonrasında basına çıkarak, ‘CHP herkesin partisi olacağım derken her şeyin partisi oldu’ demiştir. İşte o gün bu söylemlere izin veren özgür ve demokratik ortam neyse, bugün bizlere de mücadeleye değer dedirten aynı şeydir. Ne azarlanan, ne tasarlanan, özgür ve bağımsız siyaset, düsturumuzdur” diye konuştu.

 

 

Editör: TE Bilişim