Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan partisinin il binasında gerçekleştirdiği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Okuyan yaptığı, "Tayyip Erdoğan giderse Türkiye biter" sözlerine de açıklık getirdi.
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan, Vatan Partisi İl Örgütü Toplantı Salonu’nda basın açıklaması yaptı. Okuyan, ‘Tayyip Erdoğan giderse Türkiye biter’ açıklamasının ardından hakkında yapılan yorumları değerlendirdi. Konuşmanın tamamen kendisine ait olduğunu, insanların konuyu kendi tarafına çektiğini söyleyen Okuyan, söylemek istediği şeyin çok farklı olduğunu dile getirdi. 
Türkiye’nin ‘Türkiye Cephesi’ oluşturması gerektiğini söyleyen Okuyan, “O konuşma tamamen bana ait. Herkes bir taraftan alıyor; kendi anlamak istediği gibi anlıyor. O lafların tamamı bana ait. Söylemek istediğim şey ise çok farklı. AK Parti iktidarı Cumhuriyetin değerleri ile oynuyor tamam. Ama geldiğimiz nokta şu. Bizim ‘Türkiye Cephesi’ oluşturmamız lazım. AK Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi demeden hep bir arada durmamız lazım. Mücadele etmek bizim görevimiz; muhalefet partilerinin görevidir. Eğer İsrail ve Amerika, Türkiye üzerine darbe girişiminde bulunduğu vakit, bu mevcut iktidara rağmen, bizim şuandaki durumların üstüne çıkıp karşı durmamız lazım. Böyle bir darbe olduğu vakit, Türkiye 30 yıl daha geriye gitmiş olacak” ifadelerine yer verdi.
Toplumun çok gergin olduğunu ve olayı kendi taraflarına çektiğini söyleyen Okuyan, Büyük Ortadoğu Projesi’nin fiili uygulama alanına girdiği Türkiye’de darbe girişimi olduğu vakit 12-13 vilayetimiz elimizden gider. Temel nokta bu. Toplum çok gergin. Bir şey söylediği vakit herkes kendi açısından bakıyor. Asıl önemli olan bütün bunların üstüne çıkıp doğru bilinenin söylenmesi gerekiyor” diye konuştu.
Ülkede yaşananların sorumlusunun Erdoğan ve Ak Parti olduğunu söyleyen Okuyan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Şimdi açılım süreci diye ortaya koyduğunuz şey; Türkiye’yi parçalama sürecidir. Askerimizin polisimizin şehit edilmesinin sorumlusu sensin. Ama bütün bunlara rağmen, genelkurmaya talimat verdin. Ben dış güçlere karşı Tayyip Erdoğan’ı desteklemek durumundayım. Yani TSK’yı desteklemek durumundayım. İşte o ince çizgiyi anlatamıyorsunuz. Bu ülkede AK Parti iktidarını allaşa etmek bizim görevimiz. Ama bir Amerikan müdahalesi ile ne şekilde olursa olsun Türkiye’yi savunmamız gerek. Tayyip Erdoğan ile konuşursun konuşmazsın seversin sevmezsin o senin görüşündür. Ama dış müdahalelere karşı tek yürek olmamız gerekir. Türkiye gittikten sonra neyi konuşacaksın? Gün birlik ve beraberlik günüdür. Tayyip Erdoğan’a rağmen; AK Partinin kışkırtmalarına rağmen. Ben bunu kendilerine de söyledim. Meclis başkanından bakanlarına kadar. ‘Askeri bir müdahalede sizin yanınızda kimse kalmaz ama Yaşar Okuyan olarak ben kalırım’ dedim. ” 
Türkiye’de ciddi manada muhalefet sıkıntısı olduğunu belirten Okuyan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “AK Parti makarna dağıtıyor deniyor hep. Arşiv araştırmaları yapıyoruz. Türkiye’de ilk defa makarna, peynir, gıda maddesi dağıtan parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. 1946 ve 1947 seçimlerinde. Elimde belgeleri de var. O, ona diyor ki; sen makarna, kömür dağıttın. E sende dağıttın. Sıkıntı Türkiye’de muhalefet. Türkiye’de gerçekten ciddi anlamda bir muhalefet sıkıntısı var. Sayın Kılıçdaroğlu, televizyon kanalına çıkmış konuşuyor. ‘Amerikan tipi başkanlık sistemi gerek.’ Ya sen ne diyorsun kardeşim? Koskoca ana muhalefet partisinin liderinin ağzından çıkanı kulağı duymuyor. MHP’nin başında da bir diktatör var. Tayyip Erdoğan’a diyor ki; sen diktatörsün. Ya sen nesin? Kongre olacak, milleti sağda solda tehdit ediyor. Sonuç olarak; gün, bütün bu parti muhabbetlerinin bir kenara atılıp, Türk Bayrağı’nın altında toplanma günüdür. Bunu yaptınız yaptınız, yapamadınız; o zaman gerçekten daha zor bir işimiz.”
Editör: TE Bilişim