YAFEM 17. Türk Boyları Kültür Şöleni kapsamında düzenlenen, 7'nci Türk Dünyası Gazeteciler Buluşması, Uğur Mumcu Kültür Merkezi Salonu’nda gerçekleştirildi. 2 gün süren etkinlik sonrası; Kırım, Suriye Türkmenleri ve Irak Türkmenleri konusunda ortak sonuç bildirisi yayınlandı.Sonuç bildirisinde; Türk Kültür Coğrafyası’nın tamamı olmasına rağmen ana gündem konusu geçtiğimiz şubat ayında Rusya Federasyonu tarafından işgal ve ilhak edilen Kırım ile büyük katliamların yaşandığı Kuzey Irak ve Suriye Türkmenleri’ne yönelik görüşler ışığında görüşler yer aldı. 
  7'nci Türk Dünyası Gazeteciler Buluşmasına; Türkiye’den; Muhsin Sevencan, Zeki Ertürk, Ümit Topal, Ahmet Tüzün, Nail Aytar, Cihan Yalvar, M. Kemal Sallı, Metin Edirneli, Faruk Kırtay ve Bülent Güler, Bulgaristan’dan; Nurten Remzi, Romanya’dan; Adina Bocai ve Nida Ablez, Rusya’nın Çuvaşistan’tan özerk bölgesinden; Yelena Çekuşkina ve Marina Karyagina, Irak Kerkük adına; Güngör Yavuzaslan, Suriye Türkmenleri adına; Ali Öztürkmen ve Enes Türkmenoğlu katıldı. 
Gazetecilerin buluşması sonucunda hazırlanan sonuç metni ve ortak bildiride, şöyle denildi;
"YAFEM’in düzenlemiş olduğu 17. Türk Boyları Kültür Şöleni etkinlikleri kapsamında gerçekleşen 7. Türk Dünyası Gazeteciler Birliği Buluşması’nda yürütülen iki günlük çalıştayın ortak bildirisi dünya üzerinde baskı ve zulüm gören tüm toplulukların haklarını savunmak, gündem oluşturmak suretiyle medeni dünyanın dikkatini çekmek ve katılımcı üyelerimizin aynı bildiriyi kendi ülkelerinde yayınlamak ilkelerine bağlı olarak hazırlanmıştır.
YAFEM’in öncülüğünde faaliyetlerine devam eden kuruluşumuz ilkelerinden ödün vermeden çalışmalarına 2014 yılında da devam etmektedir.
Yaşadığımız şu günler kuruluşumuz tarafından evrensel hukuk kurallarının hiçe sayıldığı, insan haklarına kayıtsız kalındığı ve sınırların değiştirilmeye çalışıldığı günler olarak görülmektedir.
YAFEM organizasyonu çerçevesinde 7. kez toplanan Türk Dünyası Basın Mensupları buluşmasının ilgi alanı Türk Kültür Coğrafyası’nın tamamı olmasına rağmen ana gündem konusu geçtiğimiz şubat ayında Rusya Federasyonu tarafından işgal ve ilhak edilen Kırım ile büyük katliamların yaşandığı Kuzey Irak ve Suriye Türkmenleri olmuştur. Bugün İsrail’in Filistin’e uyguladığı acımasız baskı ve soykırım felaketinin Türk Kültür Coğrafyası’nda uygulanan haksızlıkları unutturmamasını özellikle kamuoyunun bilgisine sunmayı amaçlıyoruz. Doğu Türkistan, Batı Trakya, Balkan Türkleri, İran Türkmenleri yüzyılın acımasız baskı ve zulmü altında inlerken Kırım halkının geleceği hakkındaki endişelerimiz de her geçen gün artmaktadır. Vatana dönüş mücadelesini demokrasi, hukuk, insan hakları çerçevesinde sürdüren ve hiçbir zaman şiddete başvurmayan Kırım Türkleri, yolbaşçıları Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu önderliğinde 90’lı yılların başından itibaren kitleler halinde Kırım’a tamamen kendi imkânları ile kısmen dönebilmişlerdir. Her türlü olumsuzluğa rağmen Kırım Türkleri Kırım'ı yeniden Vatan yapma mücadelesi verirken 27 Şubat 2014’te Kırım bir kez daha Rusya Federasyonu tarafından işgal edilmiştir. İşgalci Rusya idaresi Kırım’daki işgale meşruiyet görüntüsü verebilmek ve bu saldırganlığa karşı koyan en önemli unsur olan Kırım Tatar halkının direncini kırabilmek amacıyla bir takım Rus milliyetçiliğine bağlı entrikaları uygulamaya koymuştur. Bunlar arasında, Kırım Türklerinin millî temsil organlarını yok etmek veya etkisiz kılmak, Kırım Tatar toplum liderlerini itibarsızlaştırmak, Kırım Tatar halkını korkutup sindirerek işbirliğine zorlamak gibi metotların olduğunu yaşanan süreçte ve basın haberlerinde görmekteyiz. Mustafa A. Kırımoğlu ve KTMM Başkanı Refat Çubar’ın Kırım'a girişi Rus idaresi tarafından engellenerek 5 yıllık Kırım’a giriş yasağı getirilmiştir. Kırım Türklerinin özyönetim organı Kırım Tatar Millî Meclisi kapatılmakla tehdit edilmektedir. Kırım’ın Rusya Federasyonu tarafından işgal ve ilhakının ilânı Kırım’ın yerli halkı Kırım Tatarları tarafından hiç bir şekilde kabul edilmemiştir. Kırım Türkleri gibi Türk Dünyasının gerçek temsilcileri tarafından da her türlü milletlerarası hukuk normunu ayaklar altına alan ve milletlerinin varlığını doğrudan tehdit eden bu kanunsuzluk Kırım’ın öz evlatları Kırım tatarları tarafından kabul edilmediği gibi meseleleri tüm boyutlarıyla ele alıp görüşen Türk Dünyası Gazeteciler Birliği üyeleri nezdinde de kabul görmeyecektir. Diğer yanda Ortadoğu'da var olma mücadelesi veren Türkmenler Irak ve Suriye'de şiddetin içinde ve katliamların arasında mahsur kalmıştır. Türkmen bölgeleri sık sık saldırıya uğramakta Türkmenler imkansızlıklardan dolayı kendilerini savunamamaktadır. Irak'ta yaşanan son olaylar sonrası sayıları 500 Bini aşan Türkmen kardeşimiz evlerinden uzaklaştırılmıştır. Irak Türkmenlerinden sayıları binlerle ifade edilen bir bölüm, bugün çölün ortasında savunmasız, aç ve susuz adeta kaderlerine terk edilmiştir. Türkmen bölgeleri Bölgesel Kürt Yönetimi ya da IŞID tarafından işgal edilerek Türkmen varlığının yok sayılması uluslar arası hiçbir hukuk . Kerkük Irak Anayasası hiçe sayılarak Peşmerge güçleri tarafından işgal edilmiştir.Telafer'de Türkmen katliamı yapılmıştır. Irak Türklerinin insani gerekçelerle talepleri yeterince karşılanamamaktadır. Irak merkezi yönetiminden kaynaklanan otorite ve güvenlik boşluğundan silahlı yapılanması ve kendi güvenlik birimleri olmayan Türkmenler iki ateş arasında kalarak yok edilmeye çalışılmakta ya da zorla kendi evlerinden başka yerlere göç ettirilmektedir. Böylece Türkmeneli olarak adlandırılan topraklar Peşmerge ya da IŞID kontrolüne geçmektedir. Dünya insan hakları savunucuları ve Türkiye'deki etkin güçler Irak Türkmenlerinin bu dramına karşı kamuoyu oluşturmamışlardır. Yine Türk Dünyasının bağımsız devletlerinden Irak Türklerine destek gelmemiş, hatta insani yardım gönderilmemiştir. Başta Türkiye ve Türk Dünyası olmak üzere Türkmenlerin kendi evlerinden var olma mücadelesi için insani erdemler gereği ve Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Türkmenlerin geleceği için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Başta Türkmenler olmak üzere Ortadoğu'da yaşanan insanlık suçlarını şiddetle kınadığımızı ifade ederiz"
Editör: TE Bilişim