Türk Tarım Orman-Sen Yalova İl Başkanı Osman Sezgin, açıklamasında şunları söyledi: “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında; 2004 yılında KÖY-MER Projesi adı altında başlatılan ve 2007 yılı başından itibaren de TAR-GEL Projesi olarak devam eden Proje çerçevesinde, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi 4B statüsünde 10.000 civarında sözleşmeli teknik ve sağlık personeli istihdam edilmişti. Ayrıca yine bahse konu Bakanlığa bağlı Araştırma Enstitüleri, Laboratuvar Müdürlükleri ve Karantina Müdürlükleri kapsamında da 2.600 personel benzer statüde hizmet kolumuz kapsamında, çalışma hayatına katılmıştı. İki ayrı grup halinde istihdam edilen 12.600 personelin büyük bir bölümü 2011 yılında 632 Sayılı Kanun Hükmünde kararname ile ve diğer bölümü ise 2013 yılında, 13 diğer ayrı kamu kurumunda benzer istihdam edilmiş kamu personeli ile birlikte kadroya geçirilmişti. Bahse konu personelin istihdam gerekçesi, TAR-GEL Projesinin amacında belirtildiği üzere, “Bakanlığın ihtiyaç duyduğu yerlere personel istihdamı” olarak ifade edilmektedir. Kadro işlemi gerçekleştikten sonra bahse konu bu personel için sözleşmedeki şartlar son bulmuş ve Bakanlık bünyesindeki diğer kadrolu meslektaşları gibi onların da, asli ve sürekli görevlerde, il ve ilçe merkezlerinde çalıştırılması zorunlu hale gelmiştir. Kamuda Tarım Bakanlığı dışındaki diğer 12 Kamu Kurumundaki 4b Statüsünde çalışan kamu görevlilerinin tamamı, Kurumlarının Merkezi Atama ve Yer Değiştirme Yönetmenliği kapsamına alınmış ve daha önce istihdam olmuş kadrolu Personel ile aynı statüde çalışma şartlarına kavuşturulmuştur. Sadece Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında, TAR-GEL Projesi Kapsamında çalıştırılan Teknik ve Sağlık Personeli; geçmiş sözleşme hükümleri kapsamında; Bakanlık Teşkilat Kanununa, Merkezi Teşkilatların Kuruluş Kanunu, Harcırah Kanunu, Merkezi Atama ve Yer Değiştirme Yönetmenliği gibi pek çok mevzuata aykırı olarak düzenlenen Bakanlık tebliği ile köylerde çalıştırılmaya zorlanmışlardır. Bu tebliğ ile ilgili olarak Sendikamızca yapılan itiraz, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca dikkate alınmadığı ve hukuka uygun bir düzenleme yapılmadığı için, Bakanlık Tebliğinin Yürürlüğünün durdurulması ve iptali ile ilgili Danıştay’da (8. Daire-Dava No: 2011/8081) dava açılmıştır. Dava süreci Sendikamızca takip edilmekte olup, bu gün itibarı ile 3. Sırada görüşülecek dava seviyesine gelmiştir. Bu gelişmeler olur iken, Bahse konu Bakanlığa bağlı Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi Başkanlığı, Tar-Gel Eğitimi adı altında Antalya’da iki, Çorum’da bir olmak üzere üç toplantı tertip etmiştir. Bu toplantılara, İl ve İlçe Müdürlüklerinden, Tar-Gel Kökenli kamu çalışanlarını temsilen 1’er katılımcının katılmasını yazılı olarak talep edilmiştir. Toplantılardan ilki 26-28.11.2014 tarihinde Antalya’da gerçekleşmiş olup, toplantının gündüz bölümüne Bakanlığa bağlı merkez teşkilatlardan görevlendirilen uzmanlar katılarak eğitimler yürütülmüş, 27.11.2014 tarihi akşamında TOÇBİRSEN adlı bir sendikaya, tüm personelin zorunlu katılımının sağlandığı ve Bakanlık imkânlarının kullanıldığı bir toplantı düzenletilmiştir. Toplantının akşam bölümünde konuşan sözde yetkili sendikanın genel başkanı, toplantıların bakanlıkça kendilerinin ortak düzenledikleri bir etkinlik olduğunu itiraf ederken, bu toplantılara diğer sendikaların da davet edildiğini ancak diğer sendikaların bu davete icabet etmedikleri yönünde gerçek dışı bir beyanatta bulunmuştur. Bakanlık yetkililerince tamamen taraflı, bir sendikaya lojistik destek sağlamaya yönelik, Türk Ceza Kanunu’nun 117 ve 118. Maddelerine aykırı olarak yapılan bu program ile ilgili olarak, bahse konu bakanlık yetkililerine yönelik Sendikamızca gerekli hukuki süreç başlatılacaktır.2011 yılına kadar Anayasamızın 128. Maddesine aykırı olarak istihdam edilen ve bu anlamda; imza yetkisi, atama ve nakil, görevde yükselme, mazeret izinleri, iş güvencesi, bağlı olduğu idari mekanizma, çalıştığı yerde bina ve iletişim araçları eksikliği gibi pek çok problem yaşayan eski Tar-Gel Personeli için, kadro işlemi gerçekleştikten sonra bazı konularda düzenleme yapılmış olmasına rağmen, imza yetkinliği, tayin, görevde yükselme, disiplin amirliği ve köyde çalışma imkânlarının eksikliği vb problemler değişmemiş, hatta TÜKAS çalışmalarının da üzerine eklendiği ilave mağduriyetler oluşmuştur. Bahse konu Eski Tar-Gel Personeli, kendileri ile aynı kanuni düzenlemeler sonucunda, aynı dönemde kadroya geçirilmiş diğer 12 kamu kurumundaki kamu çalışanlarından ayrıştırılarak, adeta devlet memurluğu içerisinde “üvey evlat” muamelesine tabi tutulmuşlardır. Yine bu güne kadar siyasetin payandalığını yapmak ve tüm kamu çalışanlarının bu güne kadar kazanılmış hakları kaybettirmek dışında hiç bir işlevi olmayan sözde yetkili sendika, bahse konu Tar-Gel konusunda da çalışanların haklarını savunmak bir yana, onları idarenin keyfi uygulamaları ile çalışmaya zorlamak ve idareci baskısı ile onları üye  olarak tutmak amacı ile çalışanların başlarında Demokles’in kılıcı olma görevi üstlenmiştir. Bu toplantılarda maksat gerçekten eğitim ise; program içeriğinde verilecek eğitim programının açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Bu toplantıda maksat, Tar-Gel çalışanlarını idari anlamda tehdit etmek ve sindirmek ise, bu konuda sendikamız bu tür zorbalıklara asla müsaade etmeyecektir. Bu toplantıda maksat bahse konu çalışanların umutlarını kırarak onları memuriyet esası ile bağdaşmayan çalışma koşullarına mahkûm eden, problemlerinin çözümü konusunda adım atmak bir yana, her türlü olumlu girişimlerimizi engellemeye çalışan ve bu nedenle Tar-Gel Kökenli Meslektaşlarımız başta olmak üzere, hizmet kolumuz çalışanlarına verdiği hiçbir taahhüdü yerine getirmediği için üyelikten yoğun istifa problemi yaşayan bir sendikaya lojistik destek sağlamak ise, bu davranış ahlaki olmayıp tamamen Türk Ceza Kanununa göre suç fiili teşkil etmektedir. Anlaşıldığı üzere bu toplantıdaki asıl maksat; bahse konu yetkili sendika ile Bakanlık yetkilileri, Tar-Gel Personelinin problemlerini ortadan kaldırmaya ve Bakanlık tebliğinin iptaline yönelik Sendikamızca açılmış ve sonuçlanmak üzere olan ve Danıştay’da açılmış davamızı düşürmeye yönelik etik olmayan bir birlikteliğe imza atma ve ilgili personelin sözde yetkili sendikada üye olarak kalması için idari baskı mekanizması oluşturma çabasıdır. Sözde yetkili sendika ve bakanlık yetkilileri, etik olmayan bu davranışlarına Tar-Gel kökenli bazı meslektaşlarımızı bu toplantılara dahil ederek, yaptıkları hukuksuzluğa kılıf hazırlamaya çalışmaktadırlar. Bahse konu Tar-Gel kökenli kamu çalışanı meslektaşlarımızın çözümüne yönelik, imza yetkinliği, tayin ve atama, harcırah, disiplin amirliği, atama ve nakil hakkı vb problemleri çözülmeden, “Tamamen İl-İlçede ikamet edip, Köy çalışmalarını buradan koordine etme” yada “3 gün ilçede, iki gün köyde çalışma sistemi” gibi hukuki dayanaktan yoksun çalışma sistemlerini asla kabul etmiyoruz” dedi.

Editör: TE Bilişim