Sokakta karşılaşan iki kişi birbirine, belirli bir yerde herhangi bir nedenle toplananlar birbirlerine selamlaşmanın ardından sıra hal hatır sormaya gelince “nasılsınız?” derler. Alışılmış bu sorunun yine alışık bir yanıtı vardır. “teşekkür ederim,iyiyim, siz nasılsınız?” 

İyi olan da olmayan da genelde hiç düşünmeden klişeleşmiş bu sözcükleri sıralar. Aslına bakılırsa bu diyalog gerçekleri yansıtmayan, samimiyetten uzak sözcüklerden oluşmaktadır. O anda hiçkimse gerçek durumundan söz etmez.

Farklı toplumlarda,”nasılzınız”ın dışında farklı dillerde değişik anlam taşıyan sözcüklerle yapılan hal hatır sorma şekilleri vardır. Örnekleme yapacak olursak:
İngilizcede “ How are you?” Türkçe “Nasılsınız” ın karşılığı. Bunun dışında kullanılan bir de “How do you do?” var.Nasıl oluyor veya nasıl gidiyor  içerikli bir soru. Burada kastedilen yaşam ve işler düzgün mü, yolunda gidiyor mu? Bu sorgulamayla karşıdaki insana, durumunu ortaya koyması için fırsat tanınıyor. İbre pozitif yönde ise yanıt iyiyim oluyor. aksi bir durum söz konusu ise ve sorgulayanın samimiyetine inanılıyorsa, iyi niyetine güveniliyorsa sıkıntıları paylaşma ortamı doğmuştur. İki yakın dost dertleşmeye başlarlar. 

Bir başka kültürde, Filipinlilerde soru, “banyo yaptın mı?” karşılığında ki kelimelerle soruluyormuş. O coğrafyada yeterli su yok mu da yıkanmak o kadar önemli acaba. İyiyim derse sıkıntı yok, su bulmuş yıkanmış ve rahatlamıştır. 

Bu, bedensel temizliğin dışında da algılanabilir. İnsanın vicdanını karartan bir gölge yoksa, işlediği bir suçun lekesi üzerine bulaşmamışsa o yıkanmış ve arınmış pırıl pırıldır.

Filipinlerden biraz kuzeye Kore’ye çıkalım. Karşılaştığımız kişi “yemek yedin mi?” dermiş. Durumunuz, karnınızın tok olup olamamasıyla ölçülüyor. Demek ki, bir zamanlar Kore’de yiyecek sıkıntısı çekilmiş. Bu sorudan “nasılsın” anlamı çıkararak, rahatınız yerindeyse “aç değilim” diyebilirsiniz.

Rusya”ya geçtiğimizde “işler nasıl” sorusuyla karşılaşılırmış. Anlaşıldığına göre bir zamanlar belki de çarlık döneminden kalma, işsizlik varmış. İşi olanlar mutlu insanlarmış. Karşılaştığı kişinin halini merak eden ona işlerini soruyor. “iyiyim” derse boşta olmadığı anlaşılıyor. 

Son olarak bize gelirsek, “nasılsınız” dan başka kullandığımız deyimler de var. En yaygın olanı ise “ne haber?”. Resmi toplantılarda, senli benli olmayan mesafeli kişiler arasında nezaket kuralları içinde “nasılsınız” şeklindedir.

Sokak jargonunda ve samimi kişiler arasında “ ne haber?” sıkça kullanılır. Hatta söylerken yapılan tonlamayla işe biraz da ironi katılabilir. 

İletişim çağını yaşadığımız günümüzde haber sormaya gerek var mı? Herkes nerede olursa olsun her tür haber alma kaynaklarını kullanabiliyor. Acaba “ne haber” şeklinde ki hatır sormaya iletişimin sıfır olduğu göçer yaşama kadar indirgeyebilirmiyiz?

İnsanın sabit bir yeri yoksa, oradan oraya gezip duruyorlarsa karşılaştıklarında birbirlerinden geldikleri yerler hakkında bilgi almak gereği duyabilirler. Verilen haberler iyi ise o kişinin de iyi olduğu anlaşılır.

Soran “nasılsınız” derken öngördüğü kişi amacı olabilir. Birincisi formalite gereği alışılmış bir görevi yerine getirmek. İkincisi de gerçekten merak ettiği dostu olan kişinin gerçek durumunu öğrenmek. Olanakları elveriyorsa ona yardımcı olmak.

Sorgulanan kişi bunun ayrımını pekala yapabilir. Durumu ve yerine göre ya “iyiyim, siz nasılsınız?” diye geçiştirir. Ya da iyi niyetine güvendiği arkadaşına ortam ve zaman uygunsa iç dünyasını açar, sıkıntılarına çare arar. 

Siz de soransanız amacınızı belirtmeye, sorgulanansanız amacı anlamaya çalışın.

Bugünlerde bana “nasılsınız” diye soranlara “teşekkür ederim. İyiyim, ya siz?” diyorum. İnanamayın Yalova için doğruda dışarıda değil.