Yalova için 1 Haziran’da yenilenecek yerel seçimler için iddialı olan AKP ve CHP tüm güçleri ile asılıyorlar. Herkes yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışıyor. Yerel basın takip edebildiğince çalışmaları kamuoyuna aktarmaya çalışıyor. Zaten partilerin basın ile iletişimleri ve haber merkezleri muhabir düzeyine ulaşmış durumda.


Ancaaaak, durum bu iken, Yalova’da yerel basın ve ulusal basın temsilcilerinin davet edildiği AKP kahvaltısında (-ki neden davet etmişlerse) yerel basına özensiz bir yaklaşım sergilenmiş.


Ben kendi adıma konuşuyorum. Kurulduğumuz 1995 yılından bu yana hiçbir kişi yada kurumun kapısına gidip bize reklam verin demedim. Halen aynı anlayış içindeyiz. İsteyen verir, istemeyen vermez.


Fakat yerel basını önemsiz görme hakkı kimsenin tekelinde değildir. Mademki önemsiz gören var o zaman gereğini yapar, gazetelere haber ve etkinliklerinin yazısını da fotoğrafını da göndermez. Bizim sayfalarımızda yer alsın diye hem haber ve fotoğraf göndereceksiniz, hem de bizi adam yerine koymayacaksınız.


Olmadı şimdi, hiç olmadı.


Bizlere hiç ilan verilmediği günlerde bile bizler siyasi partilerin de, kişilerin de haberlerini, demeçlerini yayınladık. Her özel günde demeçlerinizi yayınlama gibi bir zorunluluğumuz hiç olmadı. 1995 yılından bu yana milletvekili olmuş zat-ı muhteremlerden hangisi yerel basına kamuoyunun bayramını ya da özel gününü kutlamak için ilan göndermiş?


Amaaa, her bayram, her özel günde demecini gönderdiği gibi, ‘bu konuya özen gösterirseniz memnun olurum’ deyip özel yer isteyenler de kendini biliyor.
Yerel basını, hele hele kağıdı, boyası, kalıbı, çalışanı ve ekipmanı ile göz ardı eden zihniyeti kabul etmiyorum.


Ulusal basın ve televizyonlar hergün yerel haber mi yayınlıyorlar?


Vatandaş, esnaf, sanayici derdini nasıl duyuruyor?


Türkiye’de yerel basın kaç kişi istihdam ediyor.


Olmadı işte, bu hiç olmadı.


Beni tanımayanı, ben hiç tanımam.


Haberiniz ola!

- - - - - - -