Ramazan ne zaman başlayacak derken ramazanın ortasına gelmişiz bile.Nasıl da geçiyor ramazan ve zaman.Ayrılmaz bir ikili oldular adeta.
   İnsan oruçla beraber bu ayda sabretmeyi öğreniyor.Ne kadar da büyük bir erdem olduğunu açlığı,susuzluğu tüm benliğiyle hissediyor.Farkında olmadan empati yeteneği gelişiyor.Bu duyguları sürekli yaşayan insanların ne kadar zorlandıkları insanın aklına gelince bir tuhaf oluyor.
   Yaşamda şükretmenin ne kadar önemli olduğunu da anlıyor.Elimizdekilerin farkına ancak kaybettiğimizde önemini anlıyoruz.Asıl önemli olan yaşamda sahip iken kıymet bilmek değil mi?
   Ramazana bakıyorum da o eski coşku kalmamış gibi.O kalabalık iftar sofraları yerini daha küçük sofralara bırakmış.
  Asıl önemlisi oruç tutanlara saygılı olmak lazım .Bakıyorum da bazen insanlar o hoşgörüyü göstermiyorlar.Çok içler açısı bir durum.İnsanın tutup tutamaması tamamen kendisinin karar verebileceği bir durum.Hür iradesiyle karar verirken ,tutanlara da ayrı bir hürmet göstermesi-nin bizim kültürümüzde var olan bir anlayıştır.
   Bakıyorsunuz yabancı ülkede ,Almanya da Müslümanların dini ibadetlerini yerine getirirken Almanların saygı duyduğunu eşim ve eşimin ailesinden duyunca hayran kalıyorsunuz.Sonra kendi kendinize söylüyorsunuz elin yabancısı kadar olamadık diye.
  Hele iftar sofralarında aşırıya kaçan yiyeceklerde gözden kaçmıyor.İnsan bir çorba ile karnını doyururken gösterişe kaçan şeylerde hiç olmasa gerek.Amaç birlikte o sofrayı paylaşıp birlik-te birşeyler yemek değil mi?.Onun hazzı kadar güzel bir şey olabilir mi?
   Yaşadığımız ilimize bakıyorum da neler oluyor ramazan da diye;Belediyenin kurmuş olduğu ramazan çadırı da bir nebze olsun insanların biraraya geldiği bir mekan haline gelmiş durum-da.En azından çocuklar Karagöz ile Hacivatı yakından tanıma şansını yakalarken,büyüklerde eğlenme imkanını elde ediyorlar.Belediyenin bu girişimi de takdire şayan bir çalışma.
 Bu haftaki yazımı bitirirken herkese iyi ramazanlar diler,sağlıklı ve mutlu  yıllar dilerken her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.