Kurban Bayramı dolayısıyla bir dizi beslenme önerisinde bulunan Yalova Sağlık İl Müdürü Dr. Hakan Sezen, “Kurban Bayramı’nda her bayramda olduğu gibi şeker, çikolata, tatlı tüketimimiz artarken et tüketimimiz de artmaktadır. Kurban bayramında sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına herkesin özen göstermesi gerekmektedir. Kronik hastalıklara sahip(kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon, böbrek hastalıkları, obezite, mide hastalıkları vb.) ve yüksek risk grubunda olan bireyler beslenmelerine bu dönemde özellikle dikkat etmelidir” dedi.

“Et beslenmede çok önemlidir”

Etin insan beslenmesinde çok önemli bir yere sahip olduğuna da değinen Sezen, “İyi kalite protein içerdiği ve protein oranı yüksek olduğu için etler, önemli protein kaynaklarımızdan biridir. Protein gereksiniminin arttığı, hızlı büyümenin olduğu bebeklik ve çocukluk dönemlerinde ve gebelik dönemlerinde diyette mutlaka yer almalıdır. Etler, C ve E grubu vitaminleri ve kalsiyum dışında B12 vitamini, demir, çinko olmak üzere mineraller açısından da oldukça zengindir. Ette bulunan demirin vücutta kullanılabilirliği yüksek olduğundan demir eksikliği anemisi dediğimiz kansızlığı önlemede önemli yeri vardır. Etin içeriğinde protein, yağ, mineraller ve vitaminler bulunur. Protein ve yağın etteki oranı etin yağlı ve yağsız oluşuna göre değişir. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için koroner arter, diyabet, hipertansiyon gibi hastalığı olan kişiler kırmızı yağlı et yerine derisiz beyaz et(tavuk, hindi) ve balık tercih etmelidir. Kurban Bayramı’nda yağsız veya daha az yağlı etleri tercih etmeli, aşırıya kaçmadan porsiyon miktarlarına dikkat edilerek tüketilmelidir. Çünkü görünür yağlar ayrılsa da kırımızı etin yağ içeriği ortalama %20’dir” diye konuştu.

Yağda değil ızgarada
Etin yağda pişirilerek tüketilmesi yerine ızgara ya da haşlama olarak tüketilmesini tavsiye eden Yalova Sağlık İl Müdürü Dr. Hakan Sezen, “Kurban Bayramı’nda etin tüketim miktarı kadar pişirilme şekli ve saklanma koşulları da sağlık açısından önemlidir. Etin pişirilmesinde ızgara, haşlama ve fırınlama yöntemleri tercih edilmeli, kızartma ve kavurma yönteminden kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır. Ayrıca yüksek ısıda uzun süre pişirmek ve kızartmak “kanserojen madde” oluşumuna neden olur. Etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi ya da tüketilmesi, besin çeşitliliği açısından sağlıklı bir yöntemdir. Ayrıca etle yapılan yemeklere yağ eklenmemeli, kendi yağı ile pişirilmelidir. Izgarada pişirme yöntemi uygulanacaksa etle ateş arasındaki uzaklığa dikkat edilmeli, eti yakmamaya özen gösterilmelidir.

Etler sindirimi zor bir besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvan etlerinde sertlik olacağından, hem pişirme işlemi hem de sindirim açısından buzdolabında birkaç gün bekletildikten sonra sağlıklı pişirme yöntemleriyle hazırlanarak tüketilmelidir. Böylece et daha kolay pişecek, sindirilecek ve daha lezzetli olacaktır. Özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişiler buna dikkat etmelidir.

Etlerin hazırlanmasında etler ve diğer besinler için ayrı bıçak ve doğrama tahtası kullanılmalı ve etler, günlük pişirilecek miktarlarda olacak şekilde parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kağıda sarılarak buzdolabının buzluk kısmında ya da derin dondurucuda muhafaza edilmelidir. Bu şekilde etler -2°C’de birkaç hafta, -18°C’de daha uzun süre saklanabilir.

Etler kolay bozulabilen riskli besinlerdir. Dondurulmuş etin çözdürme yöntemi uygun bir şekilde yapılmalı, çözünen et hemen pişirilmeli ve tekrar dondurulmamalıdır. Etler oda sıcaklığında bekletilerek değil, buzdolabının alt bölmesinde çözdürülmelidir” diye konuştu.

“Bayramda Beslenmeye dikkat edilmeli”

Bayramlarda çok şekerli tatlılar ve etlerle hazırlanan sofraların metabolizmanın yorulmasına neden olacağı uyarısında bulunan Sezen vatandaşlara bayramda beslenme hakkında şu tavsiyeler de bulundu, “Metabolizmanın düzenli çalışması için günlük öğün sayısı en az 3 ana ve 2 ara öğün şeklinde olmalı ve öğün atlanmamalıdır. Güne hafif bir kahvaltıyla başlanmalıdır. Kahvaltıda peynir, zeytin, haşlanmış yumurta, mevsim yeşillikleri gibi hafif besinler olmalı, gün içerisinde tatlı tüketilecekse bal veya reçel yenilmemeli ve kırmızı et tüketileceğinden dolayı tereyağı da kullanılmamalıdır. Besinler küçük lokmalar halinde, iyi çiğnenerek ve yavaş yenilmelidir.

Şeker ve şekerli besinler yüksek kalori içerdiğinden dolayı fazla tüketildiğinde vücut ağırlığının artmasına ve besin değeri yüksek diğer besinlerin tüketiminin azalmasına neden olur. Bayramın vazgeçilmezleri olan tatlı ve çikolata tüketimine dikkat edilmeli ve sütlü tatlıları tercih etmeye çalışılmalıdır.

Su, metabolizmanın çalışması, organların sağlığı ve vücudun toksinlerden arınması için çok önemlidir. Günde ortalama 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Bayram ziyaretlerinde meyve suları ve gazlı içecekler yerine açık çay ve bitki çayları, ayran, soda tercih edilmelidir.

Etler C vitamini içermezler. Bu nedenle etler sebzelerle pişirilmeli veya yanında C vitamininden zengin sebze, salata, taze sıkılmış meyve suyu tüketilmelidir. Bu sayede vücuda alınan C vitamini, ette bulunan demirin vücutta emilimini artırır.

Özellikle kolesterol ve kalp-damar hastaları sakatat tüketiminden kaçınmalıdır. Fazla tuz tüketimine de dikkat edilmeli ve tuz yerine baharatlarla lezzetlendirme yöntemi denenmelidir.

Etlerin yanına rafine edilmiş pilav, makarna yerine bulgur; asitli içecekler yerine ayran, yoğurt, cacık tüketilmelidir. Akşam yemeğinde daha hafif yemeyi ve gün içinde yürüyüş yapmayı da ihmal etmemek gerekir.

Son olarak yaşamın her döneminde olduğu gibi Kurban Bayramı’nda da sağlıklı beslenmenin temelini yeterli ve dengeli beslenme oluşturmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmek için de dört temel besin grubundan(süt grubu, tahıl grubu, meyve-sebze grubu, et grubu) oluşan besinleri her öğünde ve yeterli miktarda tüketmeye özen gösterilmelidir”

Editör: TE Bilişim