Ramazan ayında sağlığın korunması ve sürdürülmesi açısından yeterli ve dengeli beslenmenin şart olduğunu dile getiren İl Halk Sağlığı Müdürü Dr.İbrahim Dedecan, “Sağlığın korunması ve sürdürülmesi açısından ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmek gerekmektedir. Bu anlamda ramazanda günlük beslenme alışkanlığı ve öğün sayısı değiştiğinden yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğün beslenilmeli, sahur öğünü atlanmamalı ve tüketilen besinlere özen gösterilmelidir. İftarda, gün boyu açlıktan sonra hızlı ve fazla yemek tüketilmemeli, yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenmelidir. Bir anda fazla miktarda yemek yemenin vücuda yükleyeceği yükü azaltmak için iftar tek öğün yerine iki öğüne bölünerek tüketilmelidir. İftar ile sahur arasına küçük ara öğünler eklenmeli, böylece bir defada fazla miktarda yemenin vereceği olumsuzluklar engellenmeli hem de yavaşlayan metabolizmaya destek olunmalıdır” açıklamasında bulundu.

Ramazan ayı boyunca da haftada  1-2 defa kırmızı et, 1-2 gün balık, 1-2 gün kuru baklagiller, hafta 1-2 gün sebze yemeğinin beslenmede sağlıklı bir denge kurmaya yardımcı olacağını belirten İl Halk Sağlığı Müdürü Dr.İbrahim Dedecan, sağlıklı bir iftar öğününü şöyle anlattı: “İftar öğününüze çorba ve 1 dilim ekmekle başlayıp biraz ara verdikten sonra, etli sebze yemeği veya ızgara et, zeytinyağlı sebze yemeği ile beraber yoğurt veya ayran tercih edilebilir. Bunun yanında bol salata tüketilmelidir. Salata lifli yiyecekler olduğu için sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar, vitamin ve mineral açısından zengin ve tokluk hissi verir”

Oruç tutanların sahur yapmalarının sağlığın korunması açısından önemine dikkat çeken Dr.İbrahim Dedecan, “Sahur öğününü atlamak metabolizmanızı yavaşlatacağından ve açlık süresini uzatacağından baş ağrısı ve kan şekeri düşüklüğü gibi sıkıntıların yaşanmasına neden olacaktır. Bu anlamda mutlaka sahura kalkılmalı, Sahur yemeklerinde seçilen besinler yüksek enerji içeren ve kolay hazmedilecek besinler olmalı ağır yemeklerden oluşmamalıdır. Gece metabolizma hızı yavaşladığı için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır bu nedenle sahur öğününde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kuru baklagil (kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı) yemeklerinden oluşan bir öğün tercih edilmelidir.Gün içinde susuz kalınacağı için iftar ile sahur arasında sıvı ihtiyacı karşılamalıdır. Bunun için en az 2- 2.5 litre su tüketilmeli, bununla birlikte ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, az şekerli veya şekersiz meyve kompostoları gibi içeceklerle sıvı alımı artırılmalıdır. Uzun süre açlık, kabızlık sorununun artmasına neden olabilir. Bu nedenle Ramazan ayında bol lifli ve posalı yiyeceklerin tercih edilmelidir. Ekmek ürünlerinin kepekli veya tam taneli olan ekmek ürünleri tercih edilmeli, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı veya kuru baklagillerin tercih edilmesi, sebze ve meyve tüketimine ağırlık verilmesi ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir” açıklamasında bulundu.

İftardan 1,5-2 saat sonra yapacağınız hafif tempolu bir yürüyüş besinlerin sindirimine olacağına dikkat çeken Dr.İbrahim Dedecan, “Oruç tutmanın bazı hastalıklarda (şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği vb.) veya özel durumlarda (hamilelik ve emziklilik) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları önemlidir” dedi.
Editör: TE Bilişim