Yalova Sağlık İl Müdürlüğü personelin mesleki gelişimine katkı sunacak eğitimleri sürdürüyor. Bu kapsamda Yalova’da görev yapan Evde Sağlık Hizmetleri ekipleri eğitimden geçti. Yalova Sağlık İl Müdürlüğü toplantı salonunda gerçekleştirilen, “El hijyeni ve genel hijyen” konulu eğitime Yalova Devlet Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdür Yardımcısı Alev Işıldar, Genel Cerrah Uz. Dr. Ersin Dönder ve Eğitim Birim Sorumlusu Esen Evrim Günay konuşmacı olarak katıldı.

Personele el ve genel hijyen kurallarının yanısıra,  “Yatak yarası bakımı, genel yara tedavisi, yara durumlarında hemşirelik yaklaşımları” ile “Etkili İletişim” konularında da bilgi verildi.

El hijyeni ve genel hijyenin önemine vurgu yapılan eğitimde, “Ellerimizde oldukça yüksek sayıda mikroorganizma  vardır. Vücudumuzdaki yayılımları oranı Elde %40,Koltuk altı %15-25,Bel altı %30-39 dur. Mikroorganizmalar bizlere bulaşır. Hastalık yaparlar. Bakteriler, mayalar, küfler, mantarlar uygun ortam bulduklarında çoğalarak zararlı hale gelirler. Ellerimizle her şeye dokunarak, kontamine oluruz. Hatta bizde başkalarını kontamine ederiz. Yani mikropları yayarız ve başkasından da alırız. Ellerimizde bulunan mikropları da her yerimize farkında olmadan bulaştırırız. Kaşınmak, göz ve ağız, bıyık, burun, kulak ellemek yeterlidir. Kendi sağlığımızı ve başkalarının sağlıklarınızda tehlikeye sokarız. Solunum yolu, soğuk algınlığı, bronşit, grip, kolera, diyare, verem gibi hastalıklar bulaşıcıdır. El yıkanmasındaki sıklık sağlığımız için önemlidir. Hastalıkları yaymaktan ve hasta olmaktan bizleri korur. Elle dokunduğumuz eşyalar ve gereçlerde kontamine olur ve kontamine ederler. Dokunduğumuz her yüzeyde, hatta havada bile mikroplar bulunmaktadır. Gözle görülmeyen bu mikroplara karşı  daima ellerimizi yıkamalıyız” denildi.

Yatak yarası ve tedavi süreci konusunda yapılan eğitimde ise şu bilgiler paylaşıldı, “Yatağa ya da tekerlekli sandalyeye bağımlı kişilerde, vücut ağırlığının oluşturduğu basınç nedeniyle yumuşak dokulara baskı olur. Kemik çıkıntısı ile yatak arasında sıkışan bu dokuların dolaşımı bozulur ve nihayetinde dokularda hasar meydana gelir. Bu hasar belli bir seviyeye ulaştığında bası yarası veya tıptaki ismiyle dekübitüs veya dekübit ülseri oluşur. Bası yaralarının oluşmasında ileri yaş, yetersiz beslenme, yetersiz sıvı alımı, obezite, yüksek tansiyon, diyabetik duyu kaybı, idrar tutamama risk faktörleridir. Sürtünmenin fazla olup cildin gergin kalması, vücut sıcaklığının yüksek olması ve cildin ıslak bırakılması yaraların oluşumunu kolaylaştırır. Otururken (kuyruk sokumu üzerinde, omuzda kürek kemikleri üzerinde, kalçada kaba etlerde, dirseklerde, topukta) Sırt üstü yatarken (başın arka tarafında, omuzda kürek kemikleri üzerinde, kalçada, dirseklerde, kuyruk sokumu üzerinde, topukta, ayak parmaklarında) Omuz üzerinde yatarken (kulaklarda, omuzun yan tarafında, leğen kemiğinin yan bölgelerinde, kalçada, dizde, ayak bilekleri yan çıkıntılarında) Yüz üstü yatarken (yüz, omuz, leğen kemiği, diz, bileklerin çıkıntılarında) oluşabilir. Bası yarası bakımı ve tedavisinde uluslararası platformlarda kabul görmüş ölçekler ile tespit ve tedavi imkanlarını kullanmaktayız. Tedavi sürecinde bu ölçeklere göre oluşan değişiklikler ve görsel kanıtlar sistematik olarak raporlanarak, tedavi gören kişi ve ailesini sürece dahil edilmektedir. Günümüzde çok çeşitli pansuman malzemesi ve yara örtüsü mevcuttur, ekibimiz bakım ve tedavi için en ideal ürün tercihini yaparken, mevcut ürün yelpazesinden aynı zamanda ekonomik olan çözümleri tercih etmektedir”
 

Editör: TE Bilişim