Yalova Halk Sağlığı İl Müdürü İbrahim Dedecan yazılı bir açıklama yaparak halk arasında Verem olarak bilinen Tüberküloz hastalığı hakkında bilgi verdi. Bu hastalığın günümüz tıbbı ile tedavisinin mümkün olduğunu dile getiren Dedecan, "Tüberküloz hastalığı, Mycobacterium tuberculosis adlı mikrop ile oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Dünya nüfusunun üçte biri tüberküloz mikrobuyla karşılaşmıştır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 9 milyona yakın insan bu hastalığa yakalanmakta ve 1.3 milyon insan bu hastalık nedeniyle ölmektedir. Tüberküloz ciddi bir halk sağlığı olmaya devam etmektedir.

Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, üç haftadan uzun süren öksürük, gece terlemesi, ateş, balgam çıkarma ve göğüs ve sırtta ağrı olması verem hastalığının başlıca belirtileridir. Belirtiler genellikle hafif başlar ve yavaş ilerler. Hastalar bu şikayetlerini başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç gidebilirler. Bu durum hastalığın vücutta daha da yayılmasına ve tutulan organın daha da tahrip olmasına neden olur. Bu arada hasta çevresine mikrop saçar ve daha fazla kişinin enfekte olmasına sebep olur. Bu nedenle üç haftadan uzun süren öksürük ve diğer yakınmaları olan kişilerin ücretsiz hizmet veren verem savaş birimlerine ya da en yakın sağlık merkezlerine başvurmaları çok önemlidir.

Tüberküloz mikrobunun kaynağı, tedavi görmemiş, aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Nefes vermekle, özellikle de öksürmek, hapşırmak, konuşmak ile mikroplar çevre havaya saçılır. Sağlıklı kişiler bu mikropları nefesleriyle alırlar. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. Enfekte olanların %5′i 1-2 yıl içinde aktif verem hastası olur. Enfekte olanların %5′inde ise verem mikrobu vücutta sessiz olarak bekler. Vücut direncinin düştüğü durumlarda, vücutta beklemekte olan verem mikrobu çoğalarak verem hastalığına yol açar.

1947'den beri Ülkemizde her yıl ocak ayının ilk haftası "Verem Eğitim ve Propaganda Haftası" olarak kutlanmaktadır. Düzenlenen bu haftanın amacı verem ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesidir" dedi.
Teşhis ve Tedavisi Ücretsiz Gerçekleştiriliyor

Verem Hastalığının Toplum Sağlığı Merkezi Verem  Birimlerinde (verem savaşı dispanserleri) teşhis ve tedavisinin ücretsiz olarak yapıldığını dile getiren Dedecan, "Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi,hastanede ya da toplum sağlığı merkezi verem birimlerinde (dispanserde)aynı şekilde düzenlenir.Yeni verem hastalarının tedavisinde standart tedavide genellikle iki ay dört ilaçla ve 4 ay 2 ilaçla olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır. Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir. Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler.

Hastanın  ilaçlarını  içtiğinden  emin  olmak  için  her  doz  ilacı  bir  sağlık  personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur.Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir Tedavinin dispanserde yada hastanede başlanması gerekir.Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur.Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir" şeklinde konuştu.

 Verem Aşısı Gerekli

Vatandaşları Verem aşısı olmaları konusunda da uyaran Dedecan, "BCG aşısı özellikle çocuklarda kanla yayılan ve öldüren verem hastalığını önlemede çok etkilidir. Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere verem savaşı dispanserleri ve Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır.Aşı zamanı geçirilirse 6 yaşa kadar yapılabilir,ancak bu durumda önce tüberkülin deri testi yapılması  gerekir" dedi.

 

 

Editör: TE Bilişim