Araştırmalara göre 40 ila 70 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 50'sinde cinsel güçsüzlük (iktidarsızlık) bulunmaktadır.  İktidarsızlık yaşamı tehdit eden bir problem olmamasına rağmen yaşla birlikte şiddetinin ve görülme oranının artması, yaşam kalitesini etkilemesi onu önemli bir sağlık sorunu haline getirmektedir. İyice bilinmelidir  ki iktidarsızlık vakalarının yüzde 60'ında çeşitli organik bozukluklar söz konusudur.
               
İktidarsızlığın çeşitli sebepleri vardır; bunlar nörolojik faktörler, damarsal  bozukluklar, endokrinolojik bozukluklar, penis damarında bozukluklar ve psikolojik bozukluklar şeklinde sıralanabilir. Bu faktörlerden birkaçı biraraya gelerek kişinin cinsel gücünde azalmaya yol açmaktadır.
               
Son zamanlarda birçok araştırmacı, cinsel güçsüzlüğün önlenmesi ve kontrolü, yani hastalığa yol açan risk faktörlerini ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Birçok risk faktörü aynı zamanda kalp hastalığına da zemin hazırlamaktadır. Bu risk faktörleri sigara içimi, lipit ve kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve şişmanlıktır. Saydığımız bu risk faktörleri iktidarsızlıkta yüzde 90 oranında rol oynamakta olup hastalığın da bir noktada ön belirtileri olmaktadır.
               
İktidarsızlıkla kalp hastalıkları arasındaki ilişki öteden beri üzerinde durulan bir husustur. Çünkü aşırı şişmanlık hem kalpte koroner hastalığa yol açabilir, hem de kişinin cinsel gücü üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.
               
Şişmanlık; metabolik bozukluklara, şeker hastalığına, damar bozukluklarına ve iskemik kalp hastalığına zemin hazırlayabilmektedir.    
               
Araştırmalara göre şişmanlarda iktidarsızlık diğerlerine göre 10 kat daha fazla görülmektedir. En tehlikeli şişmanlık  da üst batından çok iç organları çevreleyen yağın artması ile oluşan şişmanlıktır. Damarların etrafını çevreleyen aşırı yağ dokusuna bağlı olarak salgılanan nitrik oksit aktivitesinde azalma oluşur ve sonuçta cinsel güçsüzlük meydana gelebilir.
               
Diğer taraftan şişmanlıkta sempatik sinir sistemi de zayıflar ve iktidarsızlığa zemin hazırlanmış olur.
               
Şişmanlıkla birlikte aşırı alkol kullanımı, kan şekerinin yüksekliği, lipid seviyesi yüksekliği ve içe kapalı bir yaşam şekli de 60 yaşından sonra cinsel güçsüzlüğe davetiye çıkaran faktörler olarak sayılabilir.
               
Bilindiği gibi erkeğin cinsel fonksiyonlarının devam etmesini sağlayan en önemli hormon  testosterondur.
               
Menopoza giren kadınlarda östrojen hormonu birden bire azalırken erkeklerde yaşlanmayla birlikte testosteron hormonu yavaş yavaş azalmaya başlamaktadır. Yapılan araştırmalar her yıl testosteron oranında yüzde 1 azalma olduğunu göstermektedir.
               
Hormon düzeyindeki bu tedrici düşüşü ise şişmanlık ve şeker hastalığı hızlandırabilmektedir.
               
İşte şişmanlığın zararları...

BİR   FIKRA
                                                    
DURAMAZ Kİ...
               
Yaşlı adam şikayetini söyledi:
               
“Valla doktorcuğum, birincide iyi... İkinciyi de şöyle böyle idare ediyorum..Ama üçüncüde dizlerim kesiliyor.. Hele dördüncüde fenalaşıyorum.”  
               
“İnsaf yani!... Bu yaşta birincide durmanız gerek!”
               
“Nasıl durabilirim doktor? Beşinci katta oturuyorum. Üstelik asansörümüz de yok.”