Yalova’nın şapkalı ve eşarplı imajı ile tanıdığı ve yıllardır başarı ile Türk Kadınını temsil eden muhtar Nedime Er, bu imajının öyküsünü ise şöyle özetliyor: “Herkes beni şapkamla tanıdı. Baktığınız zaman eşarp ve şapkayı bu şekilde kombine edip de kullanan kadın görmedim. Ben böyle tanındım bu imajım oldu. Önceleri sadece şapka takıyordum, ama umreye gittikten sonra onun da gereği olarak şapka ve eşarbı bu şekilde bağdaştırarak bu imajımı yıllardır sürdürüyorum” dedi.
Türkiye’de yönetici pozisyonundaki kadınların genelde hep ikinci planda kaldığını ve bu durumun kendisini üzdüğünü belirten Er, “ Yani kadın ya genel müdür yardımcısıdır, ya şube müdürüdür, ya yardımcısıdır. Ama kadın genel müdür mesela azdır. Seçilmişlere baktığımızda da aynı şekilde şu anda sadece bir kadın bakanımız var, bu da sembolik bir durum. Ben kadınlarımızda da yanlış görüyorum, geri planda kalmayı seviyoruz. Sorumluluk almıyoruz. Ben köyde ilk seçime girdiğim zaman da kadın olarak seçime girsem, tepki ne olur diye düşündüm. Kadınlar bunu risk olarak görüyor. Kadının hele bir köyde muhtar olması yadırganır diye düşünmüştüm” diye konuştu.
Kadınların başarılı olmak için mücadele etmekten korkmamaları gerektiğine vurgu yapan Muhtar Nedime Er, “Kadının adı yok diye bir roman vardı, ama mücadele ederseniz kazanırsınız. Hiçbir kadına al bu senin hakkın denmiyor, bunu sen çalışmanla, davranışınla, mücadelenle, karakterinle çabanla elde ediyorsun. Hak verilmez alınır. Yaptığın işlerle bu hakkı söke söke alıyorsun. Ben kadınlarımızın daha fazla siyasette ve yerel yönetimlerde söz sahibi olmasını istiyoruz. Partilerin de kadınları gösteriş olarak aday göstermemelerini istiyorum. Kadınlarımızın milletvekili bakan olmasını istiyoruz. Çünkü kadın anaçtır, toplumun her kesimini kucaklar. Yönetimde olduğu zaman kadın erkek ayırmaz. Hiçbir anne, evlatlarını ayırmaz. Yönetimde bir kadın varsa, her kesime adaletli davranır ve daha sıcak davranır. Gerekirse masaya vurmasını bilir. Kadınlarımızın Atatürk’ün bizlere verdiği bu hakkı kullanarak seçilmelerini istiyorum. Bugün baktığımızda gözlemlerime göre, kadın hep ikinci planda. Yerel yönetimlerin en alt basamağı olan belediye meclislerinde bile kadın çok az. Bizim köyde bile kadın azayı kimse seçmedi. Ben kadın muhtar olduğum halde. Kadınlarımızın daha mücadeleci olması gerekiyor. Sadece yemek pişirmekle, çocuk bakmakla, evdeki temizliğe gelen kadınla ilgilenmekle olmuyor. Kadınlarımızın daha aktif olması gerekiyor” diye konuştu.
Seçildikten sonra mütevazi olmanın önemine de dikkat çeken Muhtar Nedime Er, “Mütevazilik de önemli, siz bir yere gelseniz de herkesle diyaloğunuzu belli bir seviyede tutmak zorundasınız. Herkesi aynı mesafede güler yüzle karşılamanız gerekiyor. Maddiyat ikinci planda. Bunu yürekten yapmanız gerekiyor. Önce maddiyat gelmemeli. Bu işin manevi hazzı çok büyük. Diyelim ki köyde ihtiyacı olan birisi var, hastası var, yol yordam bilmiyor, ona prosedürleri gösterip, yardımcı olursanız. O insanın gözündeki ışık benim için her şeye bedel, bunun manevi hazzı parayla ölçülemez. Zengin fakir, ayırt etmeden herkese eşit mesafede olmak zorundasınız. İnsanlar size güvenmiş oy vermiş, seçmiş, bunun hakkını siz vermek zorundasınız. Bunun vebali var, oturduğunuz yerden ben seçildim diye öyle muhtarlık olmaz” diye konuştu.
Erkeklerin hakim olduğu bir ortamda kadın olarak görev yapmanın zorluklarına da değine Muhtar Nedime Er, “Yerine göre giyinip, davranmasını bilmek zorundasın. Kadınlığını ön plana çıkarırsan, o olmaz. Bu iş kadın olmakla değil, yapabilme başarabilme gücü ile ilgilidir. Siz kadın olarak seçilirsiniz ama görevinizi yaparken, kadınları da temsil ettiğiniz için çok dikkatli davranmalı ve örnek olmalısınız. Ben ilk olarak 2005 yılında 5 Haziranda ara seçimle geldim. Arkadaşım muhtardı o vefat edince onun yerine karar verdim ve seçildim. Sonra tekrar seçim ve üçüncü kez de geçen seçimlerde seçildim. Bunu da bugüne kadar kadınları iyi bir şekilde temsil etmemin büyük rolü var” diye konuştu.
