Yalova yaşadığımız,nefes aldığımız güzel bir ilimiz.Hatta Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde ,Yalakonya ,Yalakabad,Yalakova isimlerinden bugüne gelen Yalova ismini almış bir şehir.
Coğrafik anlamda kentimize baktığımızda üç tarafı denizlerle çevrili adeta yarımada görünümünde bir yer.%60 ormanla kaplı doğa harikası bir yerleşim alanı.
Nüfusun %34’nün doğum yeri olan bu kent,son zamanlarda gelişen olaylardan sonra hızla göç alan bir  memleket haline geldi.Her şeyin küçüğü güzeldir mantığıyla baktığımızda Yalova’nın sorunlarıda artmaya başladı.
Hele trafik sorunumuz beraberinde alt yapı sorunlarını da beraberinde getiriyor.Hele ki imar sorunları  başlı başına ayrı bir sorun.Bu sorunlar çözüm bulunmadığı zaman adeta bir yumak haline gelip ileride çözülmesi güç haline gelebiliyor.
Bu güzel ilimizin yöneticilerine ve vatandaşlarına büyük görevler düştüğüne inanıyorum.Yaşamak ve ben varım diyebilmek için öncelikle kurumlar arasındaki eşgüdümün olmasını önemsiyorum.Bu da aidiyet duygusunu arttıracaktır.
Düşününki şehrimizde sürekli büyüyen bir üniversite var.Bu bile başlı başına ele alınması gereken bir olgu.Trafik planlamasında bile üniversite yönetiminin ilimize katkı yapması  ve çaba sarfetmesi önemli bir aşama olsa gerek.
Hepimizin bir borcu olduğunu düşünüyorum.Bu güzel coğrafyada yaşamanın bir mutluluğu var ise bir o kadar da sorumluluğu olduğunu unutmamak gerek.
Yıllar önce ben özürlü öğrencilerle Yalova’nın tanıtımına katkı sağlamak,okula ve öğrencilerle bir nebzede olsa rahatlamak  adına bir çalışma yaptım.Sosyal sorumluluk adına yaptığım çalışma beni  çok heyecanlandırmıştı.Bir şeyler ortaya koymak insan olmanın bir öğesi değil mi?.
Hepimizin yapabileceği çok şeyler olduğunu düşünüyorum.Daha umutlu ve huzurlu yaşamak istiyorsak  bu şehirde;sorunlara çözüm yolu bulmak ve iyi niyetle yapılan çabaların eninde sonunda başarıya dönüşeceğine inanıyorum.
Bulunduğum 20 yıl içerisinde bir çok yöneticiyi yakından olmasa da yaptığı icraatlarıyla tanıma şansım oldu.Tam anlamıyla sahip çıkanlar olduğu gibi gününü dolduranlar da oldu.
Marmara’nın incisi diye anılan Atatürk’ün ‘’Benim Kentim’’ diye hitap ettiği bu şehirde gelin hep beraber üretici olalım.Sorumlu olmak adına yapacağımız eylemlerin bizi ve çevremizi daha mutlu yapacağına inanıyorum.
Önümüzdeki hafta yeni bir gündemle buluşmak dileğiyle  esen kalın...