O gün ameliyathaneye girerken dünyadan kopmuşum, vakalara kilitlenmişim. Zira ameliyat sabahı kahvaltı yaparken bile kafamda bazı hesaplar yaparım. Bu duyguları ancak bir meslektaşım anlayabilir... İnsanın üzerinde bir psikolojik baskı oluyor ister istemez.

            Tam ameliyathaneye giriyordum ki biraz ileride bağırıp çağrışmalar dikkatimi çekmişti. Bir erkek sesiydi..Davudi dediğimiz kalın bir ses ve belli ki kontrolünü de kaybetmiş bir kişilik..Ağzından çıkan bazı cümleleri haya ve edep kavramları müsaade etmediği için buraya yazamıyorum. İster istemez oraya yönelmek zorunda kalmıştım. Zira aynı zamanda resmen de 'Ameliyathane Koordinatörü'yüm.' Yani görevim gereği de ilgilenmek zorunda hissetmiştim kendimi.Yanına gittiğimde bir de bakıyorum ki tanıdık, hem de çok tanıdık bir sima..Bir esnaf; kendisinden de devamli alışveriş yaparım. Burada adı Nuh olsun mesela..'Hayrola Nuh Bey, ne sıkıntınız var? Bu öfke ne böyle?' diye sorarken elim de omuzunda... Hani bir duygu paylaşımı olsun diye.. Kızgınlıkla yüzüme bakıyor ve başlıyor konuşmaya...'Bu ameliyathaneye sağ giren ölü çıkar. Deminden beri şu pansumanımı yapın diyorum, ama insafsızlar içeri almıyorlar. Bunlarda din iman yok!' Bana öyle yaklaşmış ki ağzının alkol kokusundan uzak durmaya da çalışıyorum bir yandan.

            'Bir dakika dinleyiniz' diyorum, 'Pansuman acil poliklinikte yapılır. Ameliyathanede pansuman yapıldığı nerede görülmüş?'

            İnat ediyor, yetkiliye şikayet edeceğini söylüyor.  'Ameliyathane sorumlusu benim, anladım!' diyorum ama adam zıvanadan çıkmış bir kere. Bir de cehaletininfarkında değil. Zaten en tehlikeli insan, cehaletinin farkında olmayan insandır. Hele cebinde üç beş kuruş da parası varsa. O zaman yandı gülüm keten helva!

            Bir türlü ikna olmayınca istemeyerek de olsa o susturucu cevabı vermek zorunda kalıyorum. 'Nuh Bey aylar önceki ameliyat ekibinde ben de vardım. Sizi ameliyat edenlerden birisi de bendim. Bu ameliyathaneye sizin ölünüz girdi, ama diriniz çıktı. Ayıp olmuyor mu? Kul hakıkı denilen bir kavram var!'

            Hızla yürüyüp ameliyathaneye giriyorum. Bu hastamıza gecenin bir saatinde yakın mesafeden ateş edilmişti ve karnı delik deşikti.

            'Balık bilmezse Halık bilir!'