İnsanlık tarihinin büyük adamlarını oldukları gibi görebilmek ve onlar hakkında yazmak zor iştir. Tarihi kaleme alanların yazdıklarını , efsaneleşmiş kişiliklerin büyülü yaşamlarını, sadeleşmiş halleri ile görüp anlamak kolay bir şey değildir. Bu kişileri yaşadıkları dönemlerde ki şartların varlığı ile değerlendirebilmek, ancak tarih bilgisi ile olabilecektir. Tarihi de ancak tarih kitaplarından okuyarak öğrenebiliyoruz. Bu sebeple tarihin gerçeklerini doğru yazmak gelecek için çok önemlidir.

Tarihe damga vurmuş büyük insanların yaşamları incelendiğinde, bu şahsiyetlerin sıradan insanlardan ayrılan pek çok özellikleri olduğu ve hatta bu insanların tam bir deha sahibi oldukları görülmektedir. Yakın tarihimizin en büyük dehalarından birisi Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Gerek asker, gerek ideolog, gerek siyaset , gerek doğa ve çevre insanı olarak her biri devrim niteliğinde pek çok işi büyük bir maharetle başarmış, bir ulusu uçurumun eşiğinden döndürerek ,yedi düvele karşı savaşarak zafere ulaşmış ve devleti padişahlık düzeninden çıkararak CUMHURİYET düzenine geçirme maharetini göstermiştir. Mustafa Kemal Atatürk çok farklı yönleri ile dünya tarihinde daima öne çıkmış ve adını altın harflerle dünya tarihine yazdırmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamını konu alan bir kitabı okurken aklıma takılan birtakım sorulara dalmıştım. Bu soruların cevaplarını düşünürken, bu cevaplarının Atatürk’ün okuduğu tarih kitaplarında olduğu kanısına vardım. Atatürk tam bir kitap kurdu idi, bilhassa tarih kitaplarına olan düşkünlüğü bilinmektedir. Zor işleri başarmada, insanlık tarihinin tecrübelerinden faydalanmasının etkili olduğu aşikardır. Büyük işleri başarırken ayağına takılacak çelmelerden ustaca kurtulması tesadüf değildir.

İnsanlık tarihinin büyük insanları arasında yer alan Cesar ‘ı hatırlamama sebep olan başlıktaki sözü oldu ‘’ Sende mi Britus ‘’ sözü, Cesar’ın yaşamından daha ünlü olmuştur. Cesar, cesur asker kişiliği ve üstün hatip yeteneği ile tanınmış ve büyük askeri zaferlerle Batı Roma İmparatorluğunun sınırlarını Mısır’a kadar genişletmiştir. Dünya İmparatoru olarak saltanat sürdüğü bir dönemde en yakını olan oğlu Birutus tarafından sırtından hançerlenerek öldürülmüştür.

Kendi döneminin en lüzumlu bilgilerine sahip ,Rodos’ta bulunan meşhur Belagat muallimi Molon’dan dersler almış , halk önünde ve savaş alanlarında müthiş bir belagatla konuşma yeteneğine sahip , aynı anda katiplerine dört mektubu yazdıracak kadar kuvvetli zeka ve hafızaya sahip ,korku nedir bilmeyen Cesar, Roma’da Senota binası önüne geldiğinde, ünlü Pompei heykelinin dibinde dünya tarihinin gördüğü en trajik dramı yaşadı. Bir konu hakkında dilekçe uzatmak için yaklaşan senatörlerinin birinin, giydiği resmi cüppenin yakasından çekmesi ile sendeleyip ayağı kayınca , ardından yaklaşanların kalkan ellerinden sırtına saplanan hançerlerin acısı ile başını arkaya çevirir ve oğlu Britus’un hançer sallayan elini görünce şaşkınlıktan dona kalır ve dudaklarından dökülen ‘’ SENDE Mİ BRİTUS’’ onun bu dünyadaki son sözü olur…

Binlerce yıldır efsaneye dönüşmüş bu olayın benzerleri her dönem yaşanmış ve yaşanmaktadır. Önemli mevkide olan insanların en dikkat etmesi gerekenler daima en yakınındakilerdir. Zira öldürücü darbeler hep sırtınızı döndüğünüz yönden gelmektedir. İnsanoğlu en büyük ihanetleri hep bu şekilde yaşamıştır. En yakınımızdakilere güvenmezsek biz kimlere güveneceğiz diye enseyi de kararmamak lazım. Aklımızın bir ucunda tarihin bu önemli tecrübelerini taze tutmakta her zaman fayda vardır diye düşünüyorum. Tarihten ders çıkarmak önemlidir, başımıza gelecek felaketleri bertaraf etmenin bir yolu da budur.

Not: Cevap bulamadığım bir soru var, bu konuda bilgi sahibi olanlardan yardım talep ediyorum. Atatürk’ün Yalova’daki evlerinde ( YÜRÜYEN KÖŞK’TE ) mutlaka kitapları vardı. Bu kitaplar şu an acaba nerededir ?