28 Temmuz 1931’de, havacılık tarihinde bir ilk daha gerçekleşiyordu: O gün havalanacak olan iki uçağın hedefi, Atlantik Okyanusu’nu geçmekti. İkisi de uzun mesafeler için üretilmişti; özel ısmarlama Bellanca modeli tek motorlu pırpır tipiydiler. Havalandıkları pist, daha iki ay önce açılan New York-Brooklyn’deki Floyad Bennett Havaalanıydı. New York’ta yerel saat, sabahın 6’sını gösteriyordu. Russell N.Boardman ve John L. Polando kumandasındaki “Cape Cod” isimli uçağın hedefi  İstanbul’ du. Amaç, İstanbul’a inip uzun mesafe rekoru kırmaktı.

Pilotların kullandığı Bellanca CH-400 tipi,  dokuz silindirli 300 beygirlik J-6 Wright-Cyclone motorlu Cape Cod diye adlandırılan uçağın kalkış ağırlığının üçte ikisi akaryakıt ve motor yağından oluşuyordu.

Uçakta bulunan 6 koltuk sökülerek, yerine yakıt deposu monte edilmiş ve toplam 2 880 litre benzin konmuştu. Uçağın kalkış ağırlığı 4 tona yaklaşıyordu. Kapısı da olmayan uçakta ne radyo, ne fren, ne jeneratör, ne paraşüt, ne kurtarma botu, ne seyrüsefer lambaları, ne de tuvalet vardı. Pilotlar yanlarına birer takım elbise, 10 bin adet kartpostal içeren bir torba, her biri paraşüte bağlı 16 adet son baskısı 25 Temmuz 1931 tarihli New York Times gazetesi, iki kızarmış tavuk, ekmek, iki termos dolusu kahve, son meteorolojik durumu gösteren bir dünya haritası ve bir de uçuş verilerini kaydeden barograf cihazı almışlardı. Ayrıca, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Ahmet Muhtar tarafından kaleme alınmış ve “ Gazi’ye takdim edilmek üzere” kendilerine verilmiş bir mektubu da taşıyorlardı.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Joseph Grew ve kızı Anita, İstanbul’da, Yeşilköy Havaalanı’nda tam 10 saat beklediler. Cape Cod, İstanbul’a indiğinde, 8 065 kilometrelik mesafeyi 49 saat 8 dakikada tamamlayarak dönemin en uzun mesafeli uçuşunu gerçekleştirmiş, Yeşilköy Havaalanı’ na indiklerinde sadece 15 litre yakıtları kalmıştı.

Konuklar küçük bir karşılama töreninden sonra, dinlenmek için Pera Palas’a gittiler.

31 Temmuz 1931 Cuma günü sabahı, saat 10’da Pera Palas oteline gelen Türk Tayyare Cemiyeti (Türk Hava Kurumu) İstanbul Şubesi Müdürü Hasan Fehmi Bey, konuk havacıları odalarında ziyaret etti. Kısa bir sohbetten sonra “Cumhurreisi Gazi’nin kendilerini” ertesi gün Yalova’ya davet ettiğini bildirdi.

Havacılar Gazi’nin bu nazik çağrısından çok etkilendiler. Basına yaptıkları açıklama ise şöyleydi:

”Çok yüksek Cumhurreisiniz Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edilmekle büyük bir onur kazanmış oluyoruz. Gönülden saygılarımızı arz ederiz. Ayrıca Türk Tayyare Cemiyeti’ne, İstanbul basınına ve Türk ulusuna ve gösterdikleri ilgiye yürekten teşekkürler ederiz.”

Akşam saat 19 sıralarında otelin özel salonunda bir basın toplantısı yapıldı. Elliye yakın Türk ve yabancı basın mensubu toplantıya katıldı. 

1 Ağustos 1931 Cumartesi günü, saat 14.15 sıralarında konuk havacılar, İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ ve ABD Büyükelçisi Mr. Grew, Dolmabahçe Sarayı’ndaki Şeref Defteri’ne imza attılar.

Saat 14.30’da Dolmabahçe’den Yalova’ya gitmek için, Gazi’nin “Sakarya” motoruna bindiler ve iki saat sonra Yalova rıhtımına yanaştılar. Karşılamaya gelenlerle, toplanan halk, havacı konuklar karaya ayak basınca coşkun alkışlarla içten bir sevgi gösterisinde bulundular. Türk Tayyare Cemiyeti Genel Başkanı Fuat Bulca konukları karşıladı, birlikte Yalova kaplıcasına doğru hareket ettiler.

Saat 17.00’de kaplıcadaki büyük otelin kapısı önünde otomobiller durdu. Otelin geniş merdivenlerinde Başbakan İsmet Paşa, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey, Cumhurbaşkanlığı başkatibi Tevfik Bey ve Milletvekilleri, konukları karşıladılar.

(ATATÜRK’ ün havacıları kabul ettikten sonraki gelişmeleri ve ABD Başkanı’ na tepkisini de gelecek yazımızda ele alalım.)