Sevgili okurlarım. Bugünkü sohbetimde Allah’ın en üstün yaratığı olan insandan söz edeceğim. Kainatı ve kainatta olan her şeyi yaratan Allah Teala’dır. Çünkü O’ndan başka yani Allah Teala’nın yaratıcı ve yarattıkları içerisinde en üstün olan insandır. Kur’an-ı Kerim’de insanla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır. Tin suresi ayet-4’te mealen ‘’Andolsun ki biz insanı en güzel biçimde yarattık ve İsra Suresi ayet 70’te mealen şöyle buyurmaktadır. ‘’Biz gerçekten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Bir gün bir ticaret kervanı Medine’nin dışında konakladı ve yorgunluktan hemen uyudular. Hz. Ömer şehri dolaşırken bunları gördü. Hemen Abdurrahman bin Avf’ın evine geldi, dedi ki : ‘’ Bu gece bir kervan gelmiş, hepsi de kafirdir. Fakat bunlar bizim misafirimiz. Çünkü bize güvenip sığınmışlar, eşyaları çoktur ve de kıymetlidir. Yabancıların bunları soymasından korkuyorum. Gel bunları ikimiz hırsızlardan koruyalım dedi.’’ Ve sabaha kadar onları Hz. Ömer ile beklediler. Sabah namazında da camiye gittiler. Bu kervandaki bir genç uyumamıştı. Gizlice Hz. Ömer’in arkalarından gitti ve bazı kişilere bu iki kişi kim diye sordu ve cevabende kendilerine bekçilik eden şahsın Hz. Ömer olduğunu öğrendi.Ve hemen gelip arkadaşlarına durumu anlattı. Roma ve İran’ın ordularını perişan eden, binlerce şehir zapt eden, adaletiyle meşhur, Hz. Ömer’in bu merhametini görerek İslam’ın hak din olduğunu anladılar ve hepside o anda Müslüman oldular. Evet sevgili okurlarım. Yüce Mevlam-ızın şan ve şerefli kıldığı insan onları çeşitli bela ve musubetten korudu, Hz. Ömer ve arkadaşı yüce Allah hepimizi bu iki insan gibi adaletli olmamızı ve Hz. Ömer’in Allah’ın izniyle şefaatine nail eylesin. Allah Cellecelaluhu (Nisa suresi ayet58)de mealen biz kullarına şöyle buyurmaktadır. Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmetmeniz için adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor.


Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür. Sevgili kardeşlerim, Nisa suresinin 58. ayetinin emanet ve adalete riayet emri ebedi ve genel bir düstur olmakla beraber, güzelde bir nuzul sebebi vardır: Hz. Peygamber (SA) Mekke’yi fethedince kabeye bakan Osman Talha kapıyı kilitlemiş. Kabe’nin üzerine çıkmış ve anahtarı vermeyi reddederek:’’ Senin peygamber olduğunu bilseydim onu verirdim.’’ Demişti. Hz. Ali anahtarı zorla ondan aldı, hemen kapıyı açtı. Hz. Peygamber içeri girip iki rekat namaz kıldı. Çıkınca amcası Abbas, anahtarı ve şerefli bir görev olan bakıcılığı kendisine vermeyi istedi. Evet sevgili okurlarım bu sebeple yukarıda yazdığım ayet nazil oldu. Efendimiz Hz. Ali’ye anahtarı eski vazifeliğe vermesini ve ondan özür dilemesini istedi. Bu olay Osman Talha’nın Müslüman olmasına sebep oldu. Bir gün Behlül dane Hz. Bir yerden gelirken birileri görürler, perişan halde sorarlar bu halin ne cevaben ben cehennemden geliyorum der. Neen derler oda ateş almak için peki aldın mı hayır. Çünkü cehennemin yakıtı insanlar ve taşlar. Onlarda yaşadığımız bu dünyada var. El cevap (Bakara suresi ayet 24) mealen, bunu yapamazsınız ki elbette yapamayacaksınız. Yakıtı insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kafirler için hazırlanmıştır. İnşallah öyle olur Müslümanlarda cennette kalırlar.

- - -