Geçmişte Yalova güzel şeyler düşünüldü. Güzel fikirler üretildi. Çok güzel projeler yapıldı. Bir kısmı uygulamaya geçirilmeye başlandı ancak sonları hep hüsran oldu. Yalova’ya da yazık oldu.

 Şimdi ortaya çıkıp Yalova’nın bugününü beğenmeyenler var ya. İşte onlara birkaç güzel söz. Artık pek yararı yok ama yinede bilsinler ki Yalova için hepsi düşünce aşamasında kalsa da güzel Yalova için çok önemli projeler vardı.

Tarih sıralaması yapmadan birkaç çarpıcı örnek vermek istiyorum.

İlk aklıma gelen ve bence en önemlisi SU ŞEHRİ YALOVA. “Yalova Geleceğin Su Şehri Olacaktır” diyen yüce önderimiz Atatürk’ün bu projesine Yalova sahip çıksaydı şimdi bambaşka bir kent olacaktık. Benim bu sözden anladığım Yalova’da kaplıcalar ve denize dayalı bir turizm düzeni kurulmalıydı. Uzun bir deniz sahili olan sahili bulunan Yalova’da denizden nasıl yararlanıyoruz bir düşünün. Termal ve Armutlu’daki kaplıcaları tam olarak değerlendirebildik mi?

Yine yüce önderimiz Atatürk kendi parasıyla satın alıp örnek çiftlikler haline getirdiği Baltacı ve Millet Çiftlikleri  (TİGEM ve Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü). Yaklaşık 90 yıl önce Baltacı Çiftliği’nden İstanbul’a pastörize süt gönderiyorduk. Araştırma Enstitüsünde 100’ün üzerinde üstün verimli tarımsal çeşitler üretildi. Bu çok önemli tarımsal projeye de sahip çıktığımızı söyleyebilir miyiz. TİGEM’in ve Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nün bugünkü malüm durumunu hatırlayın sadece yeter.

Turizmin yanı sıra Büyük Önderimiz Yalova’yı bir tarım kenti olarak planlamıştı. Bu projeler gerçeleştirilseydi tarım topraklarımız yağmalanıp yok edilebilir miydi. Tarım topraklarımız konuta, sanayiye heba edilebilir miydi.?

Yakup bilgin Koçal’ın belediye başkanlığı döneminde projelendirilen ve uygulamaya başlanması için büyük çaba harcanan YALOVA SİLİKON VADİSİ projesine Yalovalılar sahip çıkabildi mi? Eğer bu proje gerçekleşseydi şimdi tersaneler, OSB’ler Yalova’ya gelebilir miydi.

Üniversiteler kenti Yalova projesi de üzerinde konuşulması gereken ayrı bir projeydi. Sağlıklı yaşam kenti Yalova projesi de öyle. Yalova’da sanayiye ayırdığımız arazileri üniversitelere, özel sağlık kuruluşlarına tahsis etseydik. Neler olurdu neler. Körfez Köprüsü projesi 30 yıl öncesinde de vardı. Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan az anlatmadı bu köprünün Yalova’nın hayatını nasıl değiştireceğini. Biz ne yaptık en kötüsünü tercih ettik. Yalova’ya sanayiyi davet ettik. Sonrada kasılarak Yalova Sanayi Kenti olmuştur demedi mi yetkililer en üst perdeden.

Ah beYalova yazık oldu sana ve bize.

Neler yapılabilirdi de neler yaptık biz.

Şimdi sıra ormanlara geldi galiba. Birinci sınıf ormanlarımızdan binlerce ağaç kesilip rüzgar tribünleri yapılıyor. Tamam temiz enerji olarak rüzgar enerjisine karşı değiliz ama bu santraller için koskoca ülkemizde rüzgar esen tepelerimize ne oldu.

Yalova için geçmişte yapılan iyi projeleri ve günümüzde Yalova’nın doğasına hiç de uygun olmayan projelere daha çok örnekler verebilirim.

Uzun yazıları okumama gibi çok kötü alışkanlıklarımız var. En iyisi burada keseyim.

Hiçbir şey için geç değildir. Ormanlarımızı tahrip etmekten vazgeçebiliriz, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü arazisini amaç dışı kullanımlar için tahsis etmekten vageçebiliriz, tarım topraklarımızı sanayi kuruluşlarına tahsis etmekten vazgeçebiliriz…

Yeniden çevre dostu projelere dönebiliriz.

Neden böyle yapmayalım.

Hızlı bir tarımsal üretim seferberliği başlatabiliriz örneğin…

İyi haftalar dilerim….