Bu hafta sizlere doğa ile yaşamanın önemini anlatan bu konuyu farklı yönleriyle ele almak sizlerle paylaşmak istedim. Doğa deyince aklımıza yaşadığımız çevre, canlılar kısacası dünya aklımıza geliyor. Nefes aldığımız, ürettiğimiz her alan doğanın bir parçası. Biz burada acaba doğa ile ne kadar barışık yaşayabiliyoruz sorusuna cevap verebilmek. Doğa ne kadar cömert aslında. Kollarını bize açarak nimetlerinden yararlanmamızı istiyor. Onu bir bebek gibi korumak, yaşatmak bizim aslı görevimiz olmalı. Biz ne ne yaparsak yapalım bize küsmüyor. Neden biz onunla barışık yaşamayı tercih etmiyoruz da ona zarar vermeyi tercih ediyoruz. Bunu anlamak gerçekten zor. Bitmez tükenmez rant hırsı uğruna doğayı kurban ediyor gelecek nesillere de kötü örnek oluyoruz.

Hatırlıyorum da bundan 25 yıl önce Hacımehmet Ovası elma ağaçlarıyla bulunmaz bir cennetti. İstanbul Halinde Yalova Elması bilinen bir markaydı. Ne oldu da bu kadar kısa zamanda elmamıza sahip çıkamaz olduk. Bugün gelin görün o ovayı her taraf mütahitlerin yaptığı binalardan geçilmez oldu kısacası orayıda ranta kurban ettik. Herhalde elmayı böyle giderse saksıda yiyeceğiz. Ben bu örnekleri ilimizden verdim. Güneye gitseniz farklı bir tablo göremezsiniz. Orada da limon bahçeleri yazlık sitelere kurban edilerek toprağın geri dönüşülemez yolculuğu devam ediyor. Bir bakın bakalım limon ne kadar olmuş pazarda. İlimizde ara ara yağmurlar hızlı bir şekilde yağar. Geçenlerde yağan yağmur bulunduğum Dere Mah. Zararlar verdi. Özellikle alt katta bulunan evler sudan nasibini aldı. Siz suyun akış yönünü kapatır oralara evler yaparsanız sonuç çok da iyi olmaz. Nedense biz alt yapı hiç önemsenmediği gibi maliyetli olduğu için belediyeler pek yapmak istemezler. Doğa affetmez derler kendisinden aldığınız şeyleri belli bir süre sonra alır.

Geride tamiri zor süreçler bırakır. Onunla uyum içinde yaşamak bizim olmazsa olmaz kültürümüz olmalı. Doğada yalnızca insanlar yaşamıyor. Kuşlar, bitkiler hep beraber yaşarlar. Hep bir denge ekosistem mevcuttur. Bu döngü bozulduğu zaman geriye dönüş yok. Torunlarımız da bundan etkilenecektir. Bu konuda sivil toplum kuruluşları ve devlet doğayı korumak için çabalar üretmektedir. Tema gibi Çevko ve Çevre Şehircilik Bakanlığı gibi kuruluşların misyonu dünyayayı yaşanabilr halde koruyarak gelecek nesillere bırakmak gibi işlevleri mevcuttur. Bir vatandaş olarak mutlaka bizlerinde görevleri olacağını ve bu konuda duyarlı yaklaşacağınızı umarak yazımı burda noktalarken daha güzel bir Dünya’da buluşmak dileğiyle sen kalın…