Ermenistan’da seçimin tam göbeğine düşüyorum. Erivan’ın Moskovyan ve Teryan’ın buluştuğu kavşakta öylece duruyorum; yönümü bulmak için... Tıpkı bugün yapılacak seçimde kaderini tayin edecek Ermeniler gibi. Ara sokaklardan caddelere doğru akın akın gelen insanların arasına karışıyorum. Devlet Başkanı Sarkisyan’ın lideri olduğu Cumhuriyetçiler bu seçimi de yine siyasi ve bürokratik gücünün etkisiyle kazanacak gibi görünüyor. Ancak seçimden birkaç gün önce Erivan’da bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında yüzlerce insanla birlikte miting alanlarına doğru yürürken, yanımda Hrant Dink Vakfı Koordinatörü Burcu Becermen “Bu seçim farklı olacak. İktidarın Bahis Siteleri el değiştirmemesi ve daha önceki seçimlerin sonuçları açısından farklı olmayabilir ama bu kez meclisteki dengeler değişecek. Bu da Ermenilerin iktidardan beklentilerinin ve taleplerinin hatta öncelikli sorunlarının değiştiğini gösteriyor” diyor.

Halkın öncelikleri değişti
Ermenistan- Türkiye ve Azerbaycan ilişkileri konusunda çok sayıda uluslararası toplantılara öncülük yapan Becermen haklı çıkıyor. Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaktsutyun), Raffi Hovhannisyan’ın Miras Partisi ya da parlamentoya bu kez girmesine kesin gözüyle bakılan ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan’ın önderliğindeki Ermeni Ulusal Kongresi ve Gagik Dzarukyan’ın lideri olduğu Müreffeh Ermenistan Partisi’nin düzenlediği mitinglerde Ermenilerle konuşma fırsatı buluyorum.
Birincisi Ermeniler artık daha fazla şey istiyor; özellikle de ekonomik sosyal ve kültürel alanda bazı şeyleri daha fazla talep ediyor. Ermenistan eski Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan’ın Ermenilerde bu algının oluşmasında büyük payı olduğu anlaşılıyor. Eski bakanın başında bulunduğu sivil toplum kuruluşu bir düşünce kuruluşu olmamasına karşın kamuoyu bilincinin oluşmasında sadece katkı sağlamamış, çeşitli kamuoyu yoklamalarıyla halkın nabzını tutmaya da çalışmış.

İnsan gibi yaşamak
Bu anketlerde amaçlananın Ermenilerin, gündemdeki yapay meselelerden ziyade, gerçekte günlük hayatta neyi konuşuyorlarsa o konuları biraz su yüzüne çıkartmak olduğunu söylüyorlar.  Örneğin Ermenilerle ilgili bazı anket çalışmalarına göre görünen o ki;  Ermenistan’daki hem ekonomik ve sosyal hem de manevi ve psikolojik ortam değişmezse, geleceğe güvenini yitiren ve adaletsizlikten bıkan Ermeni halkı ülkeyi terk edeceği yönünde.  Halkın birinci en önemli sorununun ekonomi olduğu konusunda herkes hemfikir.  İkinci öncelikli sorun olarak insan gibi yaşamanın, insani değerlerin ve adaletin ve adalet duygusunun geri gelmesi. Ve tabii ki üçüncü sorun gizli bir beklenti: çok açık söylenmiyorlar ama bu bölgede Ermenistan Karabağ ve Türkiye üçgeninde nasıl barış içerisinde yaşayacakları kaygısı ağır basıyor.

Gençlerden umutlular
Ermeniler ülkenin geleceği konusunda da gençlerden umutlu... İnsanların yaşadığı bıkkınlık giderek artıyor ama diğer taraftan Ermenistan’ın tarihinde yaşadığı bütün travmaların bilincinde olan ama daha bağımsız ve korkusuz bir kuşak yetişiyor. Öyle ki Ermeni gençlerinin ne işlerini kaybetmek ne de ailelerinin zarar görmesi gibi korkuları da yok. Sadece bir şeylerin artık değişmesini istediklerini biliyorlar.  Örneğin çevre, eğitim, kadın hakları ve şiddetle mücadele gibi, kendileri için önemli olan, dert edindikleri meseleleri neredeyse bir “dava” olarak görüyorlar ama bütün bunları çok da siyasi bir duruşla yapmıyorlar.
Editör: TE Bilişim