Bu hafta sizlere hayal gücümüzden bahsetmek isterim. Malum diğer canlılardan bizi ayıran en önemli özelliğimiz diyebiliriz.

Bizler hayal etmesek ne yaşadığımızı veya ne kadar yaşamadığımızı bilemezdik. Sanatta, siya-sette, eğitimde hangi alanda olursa olsun başarımızı arttıran hayal gücü değil de ney acaba?

Bazen bir şeyler test etmek için uzağa gitmeye gerek yok. Bu alanda Gothe, J.J.Roussea gibi düşünürler düş gücünün yaşamımıza kattığı ivmeyi ele almışlardır. Nasıl gökyüzünün şimşek çakmasıyla anıldığı gibi hayallerimizde bizlere adeta yol gösteriyor. Farkında olmadan kalbimizdeki heyecanı canlı tutuyor.

Az önce sizlere söylediğim gibi çok uzağa gitmemek gerekir. Düşünsenize yurdun her tarafı işgal edilmiş, askerleriniz terhis edilmiş ve güvenliklerini tehlikeye düşürebilecekleri her şeyi işgal edebilecekleri bir konumda ne kadar sağlıklı düşünebilirsiniz. Ama siz Atatürk’ün dediği gibi ‘’Geldikleri gibi gider diyorsunuz ve bunun hayali için kalbinizdeki o enerjiyi canlı tutuyorsunuz. Bu ancak hayal gücüyle olur.

Bu pandemi süreci biz insanlarda gelecek kaygısı ve ekonomik ve sosyal sorunlar hayal gücümüze ket vurdu diyebiliriz. Ne zaman tam olarak biteceğini bilmediğiniz bir anıyı yaşıyor yarın ne olacağınızı tam olarak kestiremiyorsanız gerçekten düş gücümüzü yitirebiliriz.

Biz insanoğlu yenile yenile yenmeyi bilen diğer tüm canlılardan farklı bir özelliğimiz vardır. Hayallerimiz bizi alır Paris’e götürür. Ordan alır bir Torosların dağ köyüne götürür. Anadolu insanın o sıcacık yüreğine dokunur iyi ki de bu insanları tanımış oldum dersiniz.

Bir eğitimci olarak öğrencilerimizin hayallerine bir nebze de olsa dokunabiliyorsak bizden mutlusu yoktur. Hayal kuran soru soran ve sorgulayan bir çocuk bizim çocuğumuzdur. Yaşamda her zaman bir çözüm bulmuş ve düşlerini var etmek için uğraşacak enerjiyi onlara aktarabiliyorsak doğru yoldayız.

Twain’in ‘’Düşlerinizi kovmayın, çünkü onlar gidince belki siz kalırsınız ama artık yaşamıyorsunuz demektir. İnsanın özgürlük ve ölümsüzlük özlemleriyle birlikte en büyük tutkusu olan düşgücü,edebiyeta18. Yüzyılın ikinci yarısında romantizimle, yaratıcılık, tarihsellik, bireysellik ve duyguyla girdi.

Düş gücümüzü yitirmediğimiz günlerde buluşmak dilleğiyle esen kalın sağlıkla kalın dostlar…