İnsan, aynı konuda sergilediği ve birbirine tezat teşkil eden davranışlarıyla Eflatun’u şaşırtır. Eflatun, hemen hemen hepimizin pek de farkına varmadan yaşadığımız olayları şöyle sıralıyor:

Küçük yaşlarda, yavaş yavaş kendimizi tanımaya başladığımızda, bizden büyüklere bakar, onlara imrenir ve çocukluktan sıkılırız. Bir an önce büyümek, toplum içinde söz sahibi olmak isteriz. Zaman çabucak akar geçer, iş güç, yaşam savaşı, sorumluluklar, bir bakarsın ne çocukluk, ne gençlik, ne de olgunluk kalmış. Yaşlanmışız. Ne var ki o zaman da çocukluğumuzu özleriz, geri dönemeyiz.

Para, yaşamı sürdürmek için gerekli bir araç. Bunu kazanmak için çalışır çabalarız. Onun öyle bir sihirli yanı vardır ki kazandıkça daha fazlasını isteriz. Bunun içinde gücümüzün üstünde çalışmalara girişiriz. Sonuçta para kazanır ama sağlığımızı da yitiririz. Ondan sonra sağlığı geri almak için eldeki parayı harcamaya başlarız.

Çoğu zaman eldeki para giden sağlığı tekrar kazanmaya yetmez. Bu defa keşke param az olsa da, sağlıklı olsam deriz.

Ya geçmişte yaşarız mutlu bir olayın sarhoşluğu içinde, kendimizden geçmişizdir. Oysa her şey gelip geçmiştir. Aksi de olabilir, kötü günler yaşanmış, acılar çekilmiş, kayıplar verilmiştir. Bunların düzeltilmesinin mümkün olmadığını bile bile aynı sıkıntıları ilk günkü gibi yaşamaya devam ederiz.

Veya içimizde bir gelecek korkusu vardır. Yarın ne olacak? Biraz da kendine güvensizliğin verdiği endişe ile hep olumsuzluk üzerine kurulu senaryolarla kaygılanır dururuz.

Bu arada olan bu güne olur. Bu günü, o anı yaşayamayız. Belki de dünden çok daha iyi bir durumdayızdır. Yarın ne olacağı da kesin belli değildir. Böylece içinde bulunulan zaman da, yaşanmadan gelip geçer.

Hiç ölmeyecek gibi yaşarız. Zamanın kıymetini bilmeyiz. Günlerin, yılların sayılı olduğunu düşünmeyiz. Gününde yapılması gerekenleri hep sonraya bırakırız. Ömür biter, yaşamadan ölürüz.

Bu çelişkiler içindeki insana ünlü düşünür çıkış yolunu da gösteriyor. “Yapılması gereken kendinizi sevdirmeye kalkmayın, sadece sevilmeye bırakın” diyor ve ilave ediyor “ Önemli olan hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.”

Varın bunların yorumunu da sizler yapın. Yaşantınızdaki çelişkilerin azalmasında yardımcı olacak ipuçlarını yakalayabilirsiniz.