23. Sualtı Bilim ve Teknolojisi Toplantısı, 19-20 Mart 2022 tarihlerinde Uludağ Üniversitesi Sualtı Topluluğu tarafından Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Altınova Hersek sunumu yapıldı

Toplantıya Yalova Üniversitesi Altınova Meslek Yüksekokulu Sualtı Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mustafa Rüçhan Pekcan ve öğrenciler de katıldı. 3 gün süren programda, Dr. Serkan Gündüz, Altınova’da gerçekleştirilen sualtı çalışmaları hakkında sunum yaptı.

Çalışmaları anlattı

2018-2021 yılları arasında Yalova’nın Altınova ilçesindeki kıyı şeridinde yürütülen arkeolojik sualtı yüzey araştırmaları va su altı kazıları hakkında bilgi veren Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Serkan Gündüz, “Marmara denizi, hem Karadeniz kıyısındaki medeniyetleri Ege medeniyetleri ile hem de Avrupa kıyılarındaki kentleri Asya kıyısındakiler ile buluşturmuştur” dedi.

Kibotos Kalesi

Altınova ilçesi kıyı şeridinde yürütülen arkeolojik sualtı yüzey araştırmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Altınova Belediyesi’nin destekleri ile sürdüğünü ifade eden Dr. Serkan Gündüz, “Projenin ilk çalışmalarına Altınova ilçesinden başlanılmasındaki sebepleri arasında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun önemli liman şehirlerinin olduğu bilinen Helenopolis’in, Barrington Atlas’ta Limnae Antik Kenti’nin ve I. Haçlı Seferleri’nde önemli bir liman görevi gören Kibotos Kalesi’nin bu coğrafya içerisinde olmasıdır.

Limnae/Civetot

Arkeolojik sualtı yüzey araştırmalarımız esnasında Dilburnu’nda D/G İstasyon Komutanlığı sınırı içerisinde geç Roma devrine tarihlendirebileceğimiz ve 20. yüzyılın ortalarına kadar kullanılmış olan bir adet iskele, bu iskelenin batısında Osmanlı Dönemi deniz fenerinin kıyı şeridinde muhtemelen geç Roma erken Bizans dönemine tarihlendirilebilecek bir deniz feneri, Hersek Lagünü’nün giriş kısmında üç farklı döneme işaret eden Lagün Seddi izleri, Karamürsel Eğitim Merkezi Komutanlığı kıyı şeridinde Limnae/Civetot yerleşimlerine ait olduğunu düşündüğümüz yapı kompleksi ve lagünün ön bölümünde Osmanlı devrinden kalma gemi batığı tespit edilmiştir.

“Dalış turizmine açılabilir”

17 kilometrelik kıyı şeridinin büyük bir bölümü modern yapılaşmanın kurbanı olması sebebiyle yalnızca yaklaşık 8 kilometrelik bir alan boyunca araştırmalar gerçekleştirilmiştir. 8 kilometrelik bir kıyı şeridinde tespit ettiğimiz arkeolojik sualtı kültür varlıkları bize bölgenin tarihî önemi bir kez daha ispatlanmıştır. Ayrıca sualtında keşfedilen kalıntılar ileriki yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı kontrolünde dalış turizmine açılabilir ve bölge ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı olabilir” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim