Her yıl milyonlarca fide dağıtımı yapan Yalova Ziraat Odası, üretimde yaşanan sıkıntılardan dolayı bu yıl düşük miktarda fide ve tohum dağıtacak. Yalova Ziraat Odası Başkanı Şaban Beşli, “Ziraat Odası olarak 17 seneden beri her yıl yapmış olduğumuz tohumlardan üretilen fideleri halkımızla buluşturuyoruz ücretsiz olarak. Bu artık bizim için bir ibadet gibi oldu. Bizleri destekleyen İl Özel İdaresine ve Yalova Belediye Başkan vekili Mustafa Tutuk’a teşekkür ediyorum. 2022 yılı Mayıs ayı sonunda köy muhtarlarına ve talep eden belediyelere fidelerimizi göndereceğiz. Yerli tohuma dönüş dediğimiz senelerdir verdiğimiz mücadelenin ürünleri bunlar. Bu sene domates, biber, patlıcan, karpuz, Kırkağaç kavununun fidelerini dağıtacağız. Hibrit tohumlardan tohum alamıyoruz ve ne olduğunu bilmiyoruz yabancı menşeli tohumların. Artık ata tohumuna dönmek zorundayız, bunu devletimizde sonunda anladı ve buna göre çalışmalar yapılıyor. Geçmişe dönük yetiştirdiğimiz kaliteli salatalığımızı domatesimizi kimyasallardan uzak, insanları zehirlemeden üretim yapmalıyız. Sebzelerde olan kalıntılar insanlarda kanser olayını tetikliyor, bunlara dikkat edeceğiz ve Tarım İl Müdürlüğümüzde bununla ilgili bilgilendirme yapıyor. Yaz sezonu geldi Yalova’da kışın fazla bir üretim olmuyor, yazın daha fazla üretim oluyor, daha hareketli. Elimizden geldiğince çiftçilerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hala giderlerimiz korkunç seviyelerde ve yetişemiyoruz. Bölgemizde tarlaları gezdik ve buğdaylar uzamamış bunun en büyük sorunu gübre atamadık maliyetlerden dolayı. Yapılan emek ve masraf boşa gidiyor maalesef. 1 karış olan buğdaydan başak alamayız, ya makine girecek ya da hayvan otlatacağız. Devletimiz artık üretici giderlerine el atması lazım bu süspanse edilmeli. Bulgaristan, İran süspanse ediyor. Mazotun, gübrenin, tohumun yüzde 70’ini devlet yüzde 30’unu çiftçi ödüyor. Çiftçinin ihtiyaç olarak kullandığı ürünlerde KDV kalkması gerekiyor. Geçen yıl 190 liraya aldığımız üre bu sene 880 lira oldu. Bu sene alacağımız üründe yüzde 50 verim düşük alacağız. Bakanlıkla da görüştük brifing verdim ama sonuç alamadık. Üretim yapmayan bir toplum yok olmaya mahkumdur. Biz makine yiyemeyiz, üretim yapmak zorundayız ve bunun için yeni politikalar gündeme getirilerek çiftçimiz desteklenmeli. Köylerdeki genç nüfus sayısı korkunç derecede bitti ve köylerimizde tarımsal üretim yapılamıyor genç çiftçi olmadığı için. Böyle giderse köylerde üretim tamamen bitecek, bunun önüne geçilmeli, genç nüfus köylere dönmeli. Kayıtlarımıza göre tarım arazilerinde üretim yapan çiftçilerin çoğu tarımı bıraktığını ya da arazisini, serasını sattığını görüyoruz maliyetlerden dolayı” dedi.

‘Üretici kan ağlıyor’

Sistemin çarklarının artık dönmediğini ve üreticinin yüzünü güldürmek için, tarımın yeniden canlanması için devletin gerekli adımları atması gerektiğinin altını çizen Yalova Ziraat Odası Başkanı Şaban Beşli, “Yalova tarım anlamında çok büyük bir yer değil, dar alanda paslaştığımız seralarıyla meşhur bir ilimiz. Ancak İstanbul’dan birkaç tane firma kim ne satıyorsa almaya gelmiş, neden çünkü üreticimiz zor durumda ve zararına da olsa elden çıkartmak istiyor artık. En basiti meclis başkanı arkadaşım 50 tane serasını sattı zarar etmekten baş edemedi. Sera alanı da boş arsa olarak duracak ya da tarım alanını imara açacaklar ve beton dikecekler. Yalova’da tarım alanı imara açıldıkça her yer betondan geçilmiyor ve tarım da bitti. Bizim burada 500 liraya mal ettiğimiz buğday Bulgaristan’da 150 liraya mal ediliyor. Neden çünkü devlet destekliyor ve öyle olunca da ucuz ürün yeniyor. Şu an pazarlarda domates 20 liradan aşağıya değil. Domates sıcağı sever, insanlar seralarda ürünü sıcak tutmak için ısıtma maliyetlerini arttırdı ve üretilen mal az olduğu için üretici ucuza satamıyor, tüketici alamıyor. İşin kaymağını aradaki kabzımal ve taşeron firmalar. Domatesin Antalya çıkışı 5 lira, Yalova’da pazarda satışı 20 lira. Devletin bunu çözüm getirmesi gerek. Elektrik, doğalgaz, kömür ve diğer maliyetler arttıkça üretim olmaz. Bu sistemle gidersek, ülkede tarım komple bitecek, üretmezsek bitmeye mahkumuz. Tarım savaşı dediğimiz bir tarım ayaklanması başlatmalıyız, tarımda seferberlik yapmalıyız. Dışarıdan et, buğday alıp hazıra konmamalıyız. Taşıma sula değirmen dönmez. İnşallah bu yıldan itibaren başlar, tarımda tedbirler alınıyor diye duyumlar alıyoruz. Çiftçilerimize verdiğimiz fidelerle ilgili yeni Tarım Bakanımız çiftçi taşın altına elini soksun diyerekten yüzde 75’ini devlet, yüzde 25’ini de çiftçi ödeyecek diyor. Bu kesinlikle kalkmalı, zaten ne veriyorsun ki çiftçiden alıyorsun. Tarım İl Müdürlüğümüz sayesinde verilen destekler var, bunun da önüne geçilmemesi lazım” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim