Çocuk yaşta memleketi Ordu’da  sepet örmeye başladığını söyleyen emektar sepet ustası Yılmaz Atasever, sepet örmeye olan tutkusu ve yaptığı işten duyduğu hazzı şöyle anlattı; “Ordu’da Gülyalı Mustafalı Köyü’nde  12 yaşında amcamın oğlunun yanında bu işe başladım. İstanbul Belediyesi’ne bağlı Gülhane Parkı’nda 28 sene çalıştıktan sonra emekli oldum. Marmara Depreminden sonra Yalova’da tekrar ara verdiğim sepet örme işine devam ettim.”

Yılmaz Atasever, Yalova’da çok sevdiği sepet örme işine tekrar başlama hikayesini de şöyle özetliyor ; ”Yalova’da bir kahvehanede arkadaşlarımla birlikte oturuyorduk. Birisi sepet getirdi satmak için. Ben hiç beğenmedim ama arkadaşım satın aldı. Ben de kendi kendime dedim ki ben bundan daha güzelini yaparım. Tekrar sepet örmeye başladım, yaptığım örneği arkadaşıma gösterdim. Ondan sonra siparişlerin ardı arkası kesilmedi. Böylelikle arkadaşımın teşvikiyle o gün bugündür devam ediyorum. Çok zevk alarak yapıyorum bu işi. Bana göre yaptıklarım birer sanat eseri. Malzeme olarak yabani fındık, meşe, gürgen ve diğer yumuşak ağaçları kullanıyorum. Önce ağaç dallarını bıçakla incelterek sepet örmek üzere hazır hale getiriyorum. Çeşitli boylarda sepetler, vazo tarzı süs eşyaları, hediyelikler yapıyorum. Harçlığımı çıkartıyorum, ama bu işi para için değil el emeği göz nuru dökerek bir eser meydana getirmenin mutluluğu içerisinde yapıyorum bu beni tatmin ediyor” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim