Sevgili okurlarım geçen haftadan kalan yazımın devamını yazmaya devam ediyorum. Biz kullarını yaratan Allah'ın emir ve yasaklarına gönderdiği son peygamberin sünnet ve tavsiyelerine uymayan kimse yüklendiği bu emanete görevini yapmamış olur. Yüce Allah Kuran-ı Kerim'de şöyle buyuruyor; "Enfal Suresi Ayet27'de mealen, "Allaha ve peygamberine hainlik etmeyiniz. ki bile bile kendi emanetlerinize hıyanet etmiş olmayasınız. Sevgili kardeşlerim ayeti kerime Allah'a ve peygamberine itaatsizlik yapılmamasını emrediyor. Çünkü Allah'ın emirleri peygamberin tavsiyeleri insanın hayat kaynağıdır. Nasıl olurda insan kendine hayat veren emir ve tavsiyelere kulaklarını kapar onları dinlemez. Böyle yaptığı takdirde Allaha ve peygamberine hainlik yapmış olur. Allah ve peygamberine hainlik yapan ise emanetlerine hıyanet etmiş olur. Halbuki hainlik ve yalan müminde bulunmaz. Nitekim sevgili rahmet peygamberimiz; İki özellik vardır ki bunlar müminde huy haline gelmez. Bunlar hıyanet ve yalandır. Kaynak Ahmet B. Hanbel C.V.S 252 Sevgili müminler emanetin geniş anlamlı olduğunu yukarıda yazmıştım. Müminin yüklendiği emanetlerden biriside kamuya ait işlerdir. Yani devlet işidir. Biz kullarını yaratan mevlamız. Nisa suresi ayet 58'de, "Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakit adaletle hükmetmenizi emrediyor" Allah bize ne kadar güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah herşeyi işiten ve görendir. Kardeşlerim mealini yazdığım bu ayeti kerimenin şu olay üzerine nazil olduğunu rivayet ediyor. İslamiyet'ten önce Kabe ile ilgili bazı hizmetler bazı kişiler tarafından yürütülüyordu. Peygamberimiz Mekke'yi fethettiği gün Kabe'nin anahtarlarını Osman B. Abdüddar taşıyordu. Seygili peygamberimiz bu zatı yanına çağırarak Kabe'yi açmasını emretti. Orada hazır bulunan peygamberimizin amcası Hz. Abbas eskiden sorumluluğunda bulunan hacılara su dağıtma görevi ile beraber Kabe anahtarlarının da kendisine verilmesini istedi. Bunun üzerine bu ayeti kerine nazil oldu. Allah emanete riayet eden kişilerden olmamızı daim eylesin.
Amin