Geçen yazımızda ABD’ de Kaliforniya’ daki Naval Postgraduate School ( Deniz Yüksek Lisans Okulu’ nda“Göçün Silâh Olarak Kullanılması: Göçmenliğin 21’nci Yüzyılda Politik Mücadelenin Bir Aracı Olarak İncelenmesi” adlı bir kitabın yayımlandığından söz etmiştim.

Türk milleti, günümüzde her zamankinden daha tehlikeli ve organize bir tehditle karşı karşıyadır. Bu yeni ve sinsi tehdidin adı “Stratejik Göç Mühendisliği”dir.

Ülkeler arasında yapılan çeşitli göçler konusunda çalışmalar yapan Kelly M. Greenhill stratejik göç mühendisliğini şöyle tanımlamaktadır:

“Stratejik göç mühendisliği tabiri, devletler ya da devlet dışı aktörler tarafından, belli bir bölgede yaşayan nüfusun güçlendirilmesi, zayıflatılması ya da muhtevasının değiştirilmesini sağlayan yollarla, askerî ve siyasî amaçlar dâhilinde kasti şekilde yaratılmış iç ve dış göçleri ifade ediyor… Mühendislik eseri göçleri yaratan araçlar, tehditten askerî güç kullanımına, kazanç vaadinden finansal teşviklere, hatta normalde kapalı olan sınırların açılıp basitçe geçişin kolaylaştırılmasına uzanan geniş bir skalayı kapsıyor.”

Naval Postraguate School’ da ders olarak okutulan “Göçün Silâh Olarak Kullanılması” başlıklı kitapta, göç mühendisliğinin stratejik olarak kullanılması ve göç dalgasından bir fırsat çıkarılması, göçü bir silâh olarak kullanan ülkelerin amaçlarına göre 7 alt başlık altında toplanmış:

1.Göç ün zorlayıcı amaçlarla kullanılması.

2. Göçün toprak elde etme amacıyla kullanılması. ( Bunun en iyi örneği İsrailli yerleşimcilerin Filistin topraklarında yaşamaya başlamalarıdır.)

3. Göçmen ihracı. Muhalif unsurları yoğun şekilde yollayarak onlardan kurtulmak (Örnek: Ruanda’da TutsilerinHutuları Kongo’ya yollamaları) ya da yeniden ihraç .

4. Ekonomik silah: Kölelik düzeyinde ucuz işgücü (Örnek: sahte mülteci sayısı (Ürdün’ün mülteci sayısını şişirmesi), kendi ülkesinin göçmenini ailesi üzerinden rehin alıp vergiye bağlamak (Eritre).

5. Beşinci kol: Göçmen adı altında casus güruhu yollamak (Örnek: Hong-Kong’a yollanan sahte Hong-Konglu Çinlilerin sonradan o pasaportla Tayvan’a gitmeleri).

6. Militarize göçmenlik: sızma faaliyetleri (Örnek: tecrübeli IŞİD ve El Kaide savaşçılarının değişik ülkelere sızmaları).

7. Propaganda: Göçü propagandanın malzemesi olarak kullanmak (Örnek: Rusya’nın Ukrayna konusunda Rusça konuşanların mağduriyetini istismarı)

Kitap, ayrıca göçü silah olarak kullananlara karşı "karşı göç" hamleleri yapılabileceğinden de söz ediyor.

Korkarım gelecekte insanlar pinpon topu gibi oradan oraya savrulacaklar.

SON DEĞERLENDİRME:

Burada herhangi bir ülkeden değil, genel bir göç olayından söz ediyorum.

Göç konusu insanî olduğundan çok daha geniş boyutlu, ülkelerin geleceğini etkileyen stratejik bir olgudur.

Kaçanlar, göçenler ve ellerini kollarını sallayarak gelenler arasında sizce bir fark yok mudur?

***

ATATÜRK Diyor ki:

“ Aynı kültüre sahip olan insanlardan oluşan topluma millet denir dersek milletin en kısa tanımını yapmış oluruz. Millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu bir siyasi ve sosyal toplumdur. Türkiye Cumhuriyeti’ ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir!”