Gürtekin, "1991-1993 yılları arasında Ermenistan Silahlı Kuvvetlerinin işgaline uğrayan Dağlık Karabağ 30 yıla yakındır Türk Milletinin bağrında bir yara gibi kanamaktadır" dedi. Gürtekin açıklamasında, "Sovyetler Birliğinin dağıldığı günlerde, milletler birbiri ardına bağımsızlığını ilân ederken, Azerbaycanlı soydaşlarımız da milli reflekslerini çoktan harekete geçirmiş ve tarihte Türk olan ve ebediyen de Türk olarak kalacak Azerbaycan ülkesinde milli ve bağımsız bir devletin temellerini atmaktalardı. Dağlık Karabağ günümüz Azerbaycan topraklarının 4’te 1’i gibi büyük bir alana yayıldığı gibi 1991-1993 yılları arasında Ermenistan Silahlı Kuvvetlerince işgal olunmuştur. Ermenilerin daha önce 1915 olaylarına sebebiyet veren saldırgan ve aşırıcı, hatta etnik temizlik girişimine yönelik politikalarının bir benzerini gördüğümüz Karabağ’da bugün yaşanan katliamlar ve sürgüne zorlanan insanlar neticesinde hiç bir Türk yaşamamaktadır. Türk Milletini soykırımcılıkla suçlayan Ermenistan Devleti ve Diasporası ile ona destek olan emperyal devletlerin, Türk soylu milletlere karşı yüz yılı aşkındır Anadolu’da, Kafkaslar’da ve Azerbaycan’da işlenen suçlara sağır ve dilsiz kalması, aksine birbiri ardına Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve milletini soykırımcı ilan eden tavırları; Anadolu’da ve Azerbaycan’da mukim Türk Milleti’nce büyük bir öfkeyle ama aynı zamanda metanetle izlemekteydi. Birinci Dünya Savaşı sonrası Anadolu Türklüğü ile Hazar Türklüğü arasındaki bağlantıyı kesmek için bugünkü topraklarında hakim kılınan Ermenistan, Birleşmiş Milletlerin sayısız kararına rağmen, emperyal devletlerden aldığı güç ile işgalci olduğu Dağlık karabağ Bölgesi’ni boşaltmıyor, anayurtlarından sürdüğü ve katlettiği insanların evlerine dönmesini engelliyordu. Son yıllarda Türkiye ve Azerbaycan’ın özellikle enerji ve savunma sanayiinde geliştirdikleri yakın işbirliği, Türkiye’nin, Ermenistan Dağlık Karabağ’daki işgale son vermediği takdirde sınırkapısını açmamak konusundaki istikrarlı politikası, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının Ermenistan’ı enerji koridorundan izole etmesi buna ek olarak son yıllarda Anadolu ve Azerbaycan’ın Demiryolu ile de birbirine bağlanması; Ermenistan’ı bölgede izole etmiş ve bu boru hattı ve demiryolunun geçtiği Tovuz şehrine tacizlerini sıklaştırmıştır. Ermenistan’ın tarihte de görülen bu saldırgan ve şımarık politikalarının, yalnızca kendine zarar verdiğini göremeyecek kadar aşırıcı ideolojisi bu hataları sürekli tekrarlamalarına sebep olurken, bu sabah Azerbaycan sivil yerleşim yerlerine yapılan saldırılar bardağı taşırmış ve Kardeş Azerbaycan Devleti Karabağ’ı esaretten kurtarmak için geniş çaplı bir operasyon başlatmıştır. Şu bilinmelidir ki Ermenistan’ın sürekli taciz ettiği Tovuz şehri Türkiye ve Azerbaycan’ın kara ve demiryolu bağlantısıdır. Ermenistan’ın izlediği saldırgan ve aşırıcı politikalarının Türkiye ve Azerbaycan’ın kara ve demiryolu bağlantısı bakımından büyük öneme haiz Tovuz şehrine odaklanması asla bir tesadüf değildir. Ancak Yüce Türk Milleti, bu oyunları bozacak kabiliyete ve inanca sahiptir. Devlet büyüklerimizin birbiri ardına Azerbaycanlı kardeşlerimiz -her ne şekilde olursa olsun- ne isterlerse yardıma koşacağımız yönündeki açıklamaları, Türkiye’nin Azerbaycan ile dost değil kardeş olduğunu göstermiştir. Kurulduğu günden bu yana Azerbaycan Türk’ünün derdiyle dertlenen sevinciyle sevinen derneğimiz, bu kutlu davasında Can Azerbaycan’ımızın yanında olmaktan büyük kıvanç duyar, Hocalı’da bu Azerbaycan bayrağının dalgalandığını bize göstermesini Yüce Allah’tan niyaz ederiz" ifadelerine yer verdi.

Editör: TE Bilişim