Sempozyum için ilimize gelen Doç Dr Ahmet Yiğit Yalova’dan ayrılmadan önce birkaç gün gezi yaptı. balkan savaşları araştırma merakının dedelerinin bu savaşlarda Türkiye’ye göç etmesi olduğunu belirten Doç Dr Ahmet Yiğit balkan savaşlarını bakın nasıl anlattı.

Sempozyuma konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Ahmet Yiğit, Balkan savaşlarının analizini yaparken, Osmanlı’nın Balkan ülkelerindeki hükümdarlığını ve yitirdiği toprakları anlattı. Yiğit şunları söyledi: “Balkan Savaşlarının çıkmasında Rusya’nın izlediği Panslavizm siyaseti ve Balkanları paylaşma konusunda Rusya ile Avusturya arasındaki rekabeti etkili olmuştur. Osmanlı Devleti Rumeli’deki topraklarının büyük bir kısmını Berlin Antlaşmasıyla kaybetmiştir. Osmanlı Devleti topraklarının taksimi meselesi Büyük güçler ve Balkan devletleri arasında diplomatik ilişkileri giderek artırmıştır. Balkan Devletlerinin Osmanlı Devleti’ne karşı birleşmelerini önleyen meselelerin başında “Kiliseler Meselesi” gelmektedir. Bulgar Kilisesinin Rum-Ortodoks kilisesinden ayrıldığı tarihten itibaren Makedonya’da birçok kilise ve mektebin kime ait olduğu çekişme konusu olmuştur. Diğer önemli mesele ise Sırbistan’ın Bulgaristan’a bırakılan Makedonya topraklarında hak iddia ediyordu. Yunanistan ise Makedonya toprakları üzerinden kuzeye doğru yayılmak yani genişlemek istiyordu. II. Abdülhamid tahtta kaldığı müddetçe Balkan Devletleri arasındaki bu ayrılığı körükleyerek Osmanlı Devleti’ne karşı birleşmelerini önlemeye çalışmıştır. II. Meşrutiyetin 24 Temmuz 1908 tarihinde ilanı sonrasında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Sırp, Bulgar ve Yunan çeteleri ile ortak hareket etmesiyle çete hareketleri geçici olarak durdu. Avrupa Devletleri bunu fırsat bilerek Makedonya ıslahatı üzerindeki kontrolü kaldırdı. (3 Ekim 1908) Sonucunda;

5 Ekimde Avusturya Bosna-Hersek’i topraklarına ilhak etti.5 Ekimde Osmanlı Devleti’ne bağlı Bulgaristan Prensliği istiklalini ilan etti. 6 Ekimde Girit Yunanistan’a katıldı. Osmanlı Devleti Yunanlılara karşı Sırbistan ve Bulgaristan’ı kazanma teşebbüsleri üç devletin Osmanlı Devleti’ne karşı ittifak etmesiyle sonuçsuz kaldı.”

 

BALKAN TOPRAKLARI KAYBEDİLDİ

 

Balkan savaşların olan merakının dedelerinin o dönemde yaşamış olması ve Bulgaristan’dan göz etmesine bağlı olduğunu belirten Doç. Dr. Ahmet Yiğit konuşmasına şöyle devam etti:  “Balkan Savaşı 29 Eylül 1913 tarihinde İstanbul’da Bulgaristan ve Osmanlı Devleti arasında imzalanan antlaşmayla II. Balkan savaşı sona ermiştir. İstanbul Antlaşması 20 maddeden oluşmaktadır. Batı Trakya Bulgaristan’a bırakıldı. Bulgaristan ile Osmanlı Devleti arasında Meriç nehri sınır kabul edildi. Bulgaristan’da kalan Müslümanların kendi müftülerini seçme hakkı tanındı. Osmanlı’nın Edirne’yi alması ülkede büyük sevinçle karşılandı. Büyük güçler bundan rahatsız oldular ve şehrin Bulgarlara verilmesi hususunda baskı yapmağa başladılar. Londra’da toplanan konferansta Balkan devletlerinin durumu tekrar ele alındı.  Balkan savaşları esasında birinci dünya savaşının bir provası olarak görülmektedir. İlk kez pek çok savaş tekniği, stratejisi ve taktiği denenmiştir. Almanya ve Fransa arasında seri atışlı toplar ve şarjörlü tüfekler ilk kez bu savaşta kullanılmıştır. Siper harbi konsepti ilk kez bu savaşta uygulanmıştır. Savaş uçakları ile havadan bombalamalar ilk kez yapılmıştır. En büyük darbeyi savaşmayan halk gördü. Sırp, Bulgar ve Yunan çeteleri özellikle Makedonya’da katliamlar yaparak sivil halkın bölgeyi boşaltmaları hedeflemişlerdi. Müslümanlar kadar aynı kaderi paylaşanların başında Yahudiler gelmektedir. İlk kez sağlık hizmetlerinde din ve ırk ayrımı yapılmaksızın eşit sağlık hizmeti verilmiştir. Savaşlarda en büyük toprak kaybını Osmanlı Devleti yaşamıştır. Osmanlı Devleti savaş zayiatı ölü, yaralı ve kayıpları 250.000 kişiyi bulmaktadır. Osmanlı Avrupa’daki topraklarının %83 ünü, Avrupa'daki nüfusunun % 69 unu kaybetmiştir.”

 

 

 

 

Editör: TE Bilişim