Menteş paylaşımında şu ifadelere yer verdi, “Hani bizim şu meşhur Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitü’sünde yaşayan, Türkiye’de bu nitelikte sadece birkaç tane olduğu söylenen ama talihsizce cami yapılması planlanan yerde bulunan, önceleri buduyoruz maskesi altında yarısı yok edilen, bu fark edilince yerinden taşınacak denilen ama cami temeli için açılan çukur yüzünden köklerinin yarısı dışarıda bir şekilde hala yerinde duran Pırmal Meşesinden bahsediyoruz. Onun laneti midir, beceriksizlik midir, biz yaptık oldu ya da biz yapalım yargı arkadan gelsin zihniyeti midir bilinmez şimdi bu cami projesi Kıyı Kenar çizgisi yönetmeliğine takılmış ruhsat verilmiyor diye duyduk. Aslında duymaya da gerek yok alttaki grafiklere bakınca bir ortaokul çocuğunun bile rahatça anlayacağı basitlikte bir şey. Yönetmelik ne diyor, ‘Sahil şeridinde yapılacak yapılar, kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilecek. Yapı yaklaşma mesafesi içinde kalan alanlar, uygulama imar planıyla gezinti alanları, dinlenme ve rekreaktif alanlarla yaya yolları olarak düzenlenebilecek.’ Ve bu 50 metrelik sınır bizim caminin tam ortasından geçiyor. Şimdi ne olacak?

a) Sahil yanlış yere duruyor diye denizi 50 metre dolduracaklar.

b) Hiçbir şey olmamış gibi işe devam edecekler.

c) Burası bir hukuk devleti, kanun ne derse o olur denilecek ve proje iptal edilecek. Ve verilen zarar bu gereksiz ve olmayacak projeye kalkışanlara ödettirilecek. Sizce hangisi olur?”

Editör: TE Bilişim